Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

E. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Öztürk

http://blog.milliyet.com.tr/emeklibirsubay

05 Ağustos '06

 
Kategori
Dünya
 

Dünyanın en güçlü ordusu

Dünyanın en güçlü ordusu
 

1990 yılında ABD’ nin Keesler Hava Üssü’ nün subay kulübünde oturuyoruz. CNN Irak savaşını naklen veriyor. Bağdat bombalanıyor. Saddam niye bekliyor diye soruyorum. Niye?... Bağdat’da dağ taş bombalanırken, niye füzelerini ateşlemez? Hala Amerika göz dağı veriyor diye mi düşünüyor?... Tartışıyoruz Amerikalı subaylarla. Sen olsan ne yaparsın? Her şeyimle vururum, diyorum. Kimi?

Karar makamı bir tek Saddam olunca, karar vermek ne kadar güç oluyor?

Amerikalıların bir teşhisi var:

“Şarklı generaller kendi başlarına karar veremezler!”

Nereden, nasıl bu sonuca varmışlar?

“Şarklı generaller” karar veremeyince, verilmesi gereken kararlar Saddamlara ulaşıncaya kadar cepheyi kaybediyorsunuz.

Şimdi ki Irak’a bakın, bazılarımızın adam yerine bile koymayacağı, sokak çapulcuları; kocaman Amerika, İngiliz ordularına kafa tutuyorlar.

Lübnan’a bakın. Düzenli Lübnan ordusu ortalıkta yok. Hizbullah gerillaları Ortadoğu’nun en büyük silahlı kuvvetine karsi savasiyor. Bombalıyorsunuz. Ortaya çıkıyorlar. Köprülerini yıktık, yollarını kapattık diyorsunuz. Başınıza roket yağdırıyorlar...

Vietnam’da da, Somali’de de düzenli ordular, sokak çapulcularına yenildiler.

Nedir bu işin sırrı?

Ülkesini, şehrini, dağını, bayırını, köyünü, evini barkını korumak isteyen insanlar inandıkları bir şey için savaşıyorlar. İnandıkları ister din, ister vatan sevgisi, ister millet aşkı, isterse çocuklarını korumak olsun. Bir şeye inanıyorlar. İnanmış insan kadar tehlikelisi var mı?...

Ünlü bir sinema oyuncusu var. Adını düzgün yazamam diye utandığımdan, yazmıyorum. Sormuşlar. Çocuklarının ileride ne yapmalarını istersin. Cevap vermiş: “Bir şeye inansınlar. İnandıkları için de kavga etsinler!”

Gerilla savaşçılarının başka bir avantajı daha var. Küçük birimler düşmanla karşılaştıkları zaman hemen karar verebiliyorlar. Zaten yukarılarda ki yetkililerle görüşebilecek imkanları da yok! Vuruyorlar. Kaçıyorlar.

Sonra? Kendi evlerindeler. Bakın Amerikalı, İsrailli askerlere. Sırtlarında neredeyse elli kilo yükle savaşa gidiyorlar. Yataklarını bile sırtlarında taşıyorlar. Ya gerilla? Biri roket, biri bomba, biri tuzak, biri tüfek taşıyor. Gerekirse ot yiyorlar. Yorulunca dinleniyorlar. Zaten evleri, barkları, vatanlari orası değil mi?

Gelişmekte olan ülkelerin olan bitenden ders alması gerekmiyor mu?

Akıllarını başlarına alsalar. Bizim canımızı yakan, yakacak en büyük tehdit ne?...

Pakistan’ı ve Endonezya’yı düşünün. Kim bu ülkeleri yerle bir etti? Hangi düşman yüzbinlerce can aldı?

Komşu Hindistan mı? Endonezya’da ki Hıristiyan ayaklanmacılar mı?

Hayır. Deprem! Sel! Teror!...

Yahu Hindistan, mindistan diyerek F-16 uçakları ile donattığın, milyarları harcadığın bu güç senin gerçek düşmanına (Dusmanlarina) ne yapabiliyor? Depreme dayanıklı olmayan inşaatları mı kontrol ediyor, doğaya zarar verir diye yapılaşmalara mı engel oluyor? Hayır. Hayır ama, senin F-16 uçaklarına isterse nokta atışı yapabilecek silahlar veren, vermezse;

(ki vermiyor! Komik degil mi? Ucak var. Silah yok... Aslinda gelismek de olan ulkelerin gelismis(!) Silahli Kuvvetleri, ellerinde ki oyuncaklarla askercilik oynuyorlar sanki... Paraniz varsa, acin Jane'i okuyun. Kimde kac ucak var, kac silah yok gorursunuz...)

milyon dolarlık F-16’nı kuş niyetine uçuracaksin...

Amerika bu işleri (dogaya uygun insaat yetkisi, vs...) ülkesinde ordusuna vermiş. Biliyor muydun?

Bırak Hindistan'ı, mindistanı. Onlar senin komşun. "Seninle ben kavga etmeyeceğim arkadaş" de. "Sen ne yaparsan yap, senin bahçene kavga etmeye gelmeyeceğim. Yeter ki sen benim bahçeme gelme!"

Hindistan’ı devreden çıkarırsan, geriye sana tehdit süper güçler kalıyor. Onlar da zaten istediklerinde, meydanlarını, köprülerini, yollarını, uçaklarını yerle bir ediyorlar. Onlar için bahçene girene kadar beklemenden başka çaren yok ki?

En büyük tehdit?

Deprem, orman yangini, teror....

Ona hazırlan be kardeşim!... Depreme, yangina, dogal felaketlere hazır olan bir ordunun nelere kadir olabileceğini düşünebiliyor musun? Seni enkazların altından çıkarıp, yeniden hayat verebilir. Bahçene girecek düşmana, kafa tutar. Onun gibi savasir. Tutar ensesinden, çukura atar...

Silah, araç, gereç?

Senin yapmadığın, senin değil ki!

Yapamıyorsan, alma!...

Paranı pulunu araştırmaya ayır. Okullarında silaha vereceğin parayla çocuklarının karnını doyur. Sağlıklı asker olsunlar!

Ha!... Yine aklıma geldi. Süper güç Amerika, okullarında çocuklarına sabah kahvaltısı ve öğle yemeği veriyor. Parası olmayan? Paran yoksa da bedava veriyorlar.

Irak savaşı da, Lübnan savaşı da gün gelir biter. Amerika, İngiltere, İsrail gibi ülkeler işin sonunda, oturur, konuşur, tartışır, doğruyu bulur. Tedbirlerini alırlar. Ya diğerleri? Irak, Pakistan, Mısır…?



***

Unutmayın1: THK Yangın Uçağı alım kampanyası için, tüm operatörlerden yangın yazıp, 3919’a gönderin. Bedeli 6 YTL’dir. Ülkemize katkısı, yemyeşil ormanlar.

Unutmayın2: Bir Cumhuriyet Kurumu olan THK’na üye olun. Rejime ve Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmanın bir yolu da, rejimin ve Cumhuriyetin kurumlarına sahip çıkmaktır.

 
Toplam blog
: 798
: 2506
Kayıt tarihi
: 25.07.06
 
 

Harp Okulu 1974 mezunuyum. 1983'de Kurmay Subay olarak mezun oldum. 1987 yılında Silahlı Kuvv..