Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '09

 
Kategori
Mizah
 

Dünyanın saçını çıkarıyoruz!

Dünyanın saçını çıkarıyoruz!
 

Reklamdan alıntı:)


Reklam, kapitalizmin ve "tüket, daha çok tüket" diyen janjanlı dünyanın vazgeçilmezi. Ve yaratıcılığın üst boyutlarda gezindiği çılgın bir alan; reklamcılık.

Reklamlardaki dahiyane buluşları izlemek ve minik hileleri görmek çok hoşuma gidiyor. Müşteriyi baştan çıkaran çok tatlı 'albeni'ler var.

Muhtemelen aklınıza hemen, “sadece” diye başlayan fiyat etiketleri geliyordur. O ne kadar naif bir yanıltmacadır öyle. Çok ucuz gelir insana. “Sadece 19.99 Lira” Vay be! Çok ucuz. Hemen almalı bir tane.

“Devrediyoruz, tüm ürünler alış fiyatına!” Hemen almak lazım! Hemen! Devir alan kişi bu kadar ucuz vermez ki(!)

Gelmiş geçmiş ve benim de takıldığım en güzel reklam sloganları da şunlar olsa gerek:

“Just do it!” Türkçe’ye çevirisi asla tam olamayan dünyaca ünlü slogan.

“Kontrolsüz güç, güç değildir!” Adamlar, gücü kontrol ediyorlar! Ötesi var mı? Yok!

Ürünlere değil de, reklamlara alıcı gözüyle baktığım için geçenlerde bir reklam çok dikkatimi çekti. Reklam kellerimiz için(!) Kelliği tercih edenler değil; kellikten şikayetçi olanlar için.

Diğer taraftan ne demeye bu kıl tüy mevzusuna bu kadar takar erkek milleti onu da anlamış değilim. Örneğin ben tatilin başlangıcını iple çekiyorum. Dinlenmek için değil; kazıtmak için. İlk tatil günü, gidip bir berbere; “bre berber, gel beraber şu kafayı dazlak yapalım” diyeceğim. Şaşırır da “kardeşim burası erkek berberi ” filan derse; “Kes traşı, kazı şunu” derim artık, ne diyeyim(!)

Dikkatimi çeken reklam sloganı şu: “Dünyanın saçını çıkarıyoruz!” Dünya kel ya hani(!)

Hadi neyse onu geçtim. Slogan fena değil. Yani herkesin saçını çıkarıyorlar. Allahtan gözünü çıkarmıyorlar, ya da canını(!)

Saçını çıkardıkları kellerden seçme fotoğraflar var bir de. Fotoğraf hileleri o kadar güzel ki; dikkatli bakmayan ya da kellikle ilgili sorunu olan bir insan anında atlar.

Sattıkları ürünün başarısını bilemem. Denemedim, deneyen biriyle de görüşmedim. Benim derdim kullandıkları resimlerle ilgili.

Kelliğinden şikayetçi vatandaşın önce kel halinin fotoğrafını çekmişler, bir de ürün kullanımı sonucunda çıkan saçlı halinin.

Adam kelken, surat iki karış! Süsecek gibi bakıyor. Suratsız. Meymenetsiz. Bakışlar bön! Fodul! Hem kel hem fodul, denir mi? Denmez elbette. Bu adamcağızın fodulluk yapacak hali bile yok. Saçı yok çünkü. Perişan, pejmürde!

Ama hemen ardından saçlı fotoğraf geliyor! Uf! Bir gülüşü var, aydınlık, ferah, iç açıcı! Mutlu ve çok yakışıklı bir yüz! Karizmatik ve kendinden emin bir duruş!

Reklam öyle hoş kurgulanmış ki; bir taşla iki kuş vuruyor.

1- Saçınız yoksa, hayatta yakışıklı olamazsınız!

2- Ürünümüzü muhakkak kullanmalısınız!

Gördünüz mü? Önce bilinçaltına, kelliğin itici bir durum olduğunu yerleştiriyor, sonra da “Dert etme kardeş, biz varız” yapıyor.

İşte reklamcılık budur! Önce ihtiyaç hissettireceksiniz, sonra ürünü sunacaksınız!

Ben derim ki; kafanın dışına yapacağınız yatırımı içine yapın.

Saçlarınız mı dökülüyor, bırakın dağınık kalsın!

İyice kelleştiniz mi, gidin bir kitap daha alın!

Varsın onlar dünyanın saçını çıkarsınlar! Siz, çivisi çıkmış bu dünyanın, “bilge” keli olun, ben de şapka çıkartayım. Şapkam çıkınca göreceksiniz ki; ben de kelim!

E, kazıtacağım ya, o bakımdan(!)

 
Toplam blog
: 135
: 3170
Kayıt tarihi
: 23.07.08
 
 

Eğitim sürecinin bazı bölümleri Almanya ve İngiltere'de olmak üzere en son PAÜ'den eğitim uzmanlı..