Dünyaya açılan kapımız

(Atatürk Havalimanı )
Yanardağ patlaması İle Avrupa başta olmak üzere birçok ülkenin hava limanında ya uçuşlar iptal oldu veya ertelendi.

Bizim havalimanımız ve dünya ile büyük ölçüde bağlantımızı sağlayan en önemli sınır kapımız olan Atatürk Hava Limanı bu kargaşadan etkilenen alanlardan biri oldu.
Dış hatlar terminalinde seyahat ederken yolculuk telaşı ya da yurda dönüş sevincinden olmalı ki hiç bu önemli kapımızda Biz Türk milletini temsil eden personelimiz “yurt dışından gelen personeli nasıl karşılar, tutum ve davranışları nasıldır” diye, ne ilgi alanıma girdi; ne de “personelimiz yabancı turistlerimize nasıl davranıyor” diye merak ettim.

16.04.2010 günü saat 13.00 da yurt dışından gelen yolcumu karşılamak için gittiğim hava limanında gelen yolcu uçağının rötarlı olması nedeni ile gelen yolcu kapısında diğer yolcuların ülkemize girişini izlemekle beraber personeli takip ederek gazetecilik merakımdan olsa gerek ki gözlemlemeden duramadım.
Hayatımda bu kadar utanacağımı bilseydim asla bu gözlemleme işine girmezdim. Gördüklerim eğer beni bu kadar mahcup etti ve utandırdı ise yurdu ziyaret edenlerin bizim hakkımızda ki düşüncelerini öğrenmek istemem doğrusu.

Hani bizim kelli felli iş adamlarımız zaman zaman gittikleri yurt dışı seyahatlerinde girdikleri ülkede gördükleri muameleyi üzerine katarak anlatıp o ülkenin bize karşı tutum ve davranışını yakınarak anlatırlar ya; doğrusu ne yapsalar haklarıdır derim.
Okuyucularımdan bazılarının ne oldu bu hava limanında? diye sorduklarını duyar gibiyim.

Anlatayım.

Henüz daha yaşı 22 veya 24 olan sivil giyimli sakallı yakışıklı bir genç ama polis memuru olduğunu etrafındakilere hissettirmek için elinden ne geliyorsa yapıyor.

Dışarıya valizi ile çıkan gözüne kestirdiği adamın peşine takılıp 15 metre ilerde durdurarak telsizini belinden çıkarıp pasaport kontrolü yapıp, nereden geldiğini iş olsun diye ayaküstü sorgulaması insana bu adam pasaport kontrolünden değil de kaçak girmiş havası verdiriyor.

Polisin tekrar çıkış kapısındaki pusu yerine gelip yolcuların kendisini fark edip etmediğine bakarak bir sonraki yolcunun peşine takıldığında mesafeyi 10 metreye düşürüp herkesin onun polis olduğunu anlaması için var gücü ile uğraşması ise yolcuların tiyatro izlemesinden daha eğlenceli hale gelmesine neden oluyorken, insanın bu manzara karşısında şaşırmaması mümkün mü?

Birde saat 14.00 ila 15.00 sularında gelen yolcu çıkış kapısının arkasında iki gümrük görevlisi vardı ki onların tutum ve davranışları genç polis memurunun yaptıklarını yüzlerce kez unutturacak cinstendi.

Onlar ne yaptı? diye sormayın anlatmam.

Eğer bu hava limanının bir veya birkaç sorumlusu var ise ve aldıkları maaş helal diye düşünüyorlarsa, diyorum ki; hava limanını denetlemekten sorumlu kim var ise ve bunlar kaç kişiden oluşuyorsa, hepsinin aldığı para onlara haramdır. Ve asla aldıkları maaşı hak etmiyorlar. Bu havalimanında her köşesi kameralar ile donatılan güvenlik kayıtlarından belirttiğim saatte neler olduğunu çıkarıp baktıklarında yetkililerin nasıl böyle bir rezaletin olduğunu görmeleri zor olmayacak.

Görevlerini düzgün yapan personele ise sonsuz saygı ve sevgiler.

İbrahim Erdem Karabulut