Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Düşüncelerimiz neyse hayatımız da odur

Düşüncelerimiz neyse hayatımız da odur
 

Düşüncelerimiz neyse hayatımız da odur. Hayatta yaşanan her olayın bir sebebi vardır. Epiktetos yirmi asır önce demiştir ki: "Kader önünde sonunda şöyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar. Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. Ektiğini biçer. Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz. Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz. Önüne çıkan maddi-manevi engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir."demiştir.
Hayatta bazı iki şeyleri unutmamak gerekir. Bunlar; İki şey bizi "nitelikli kaliteli insan" yapar: Bunlardan biri 1- İradeye hakim olmak diğeri ise 2- Uyumlu olmaktır.

İki şey de bizim değerimizi olduğumuzdan daha da azına indirir yani bizi "kalitesiz insan" yapar. Bunlar da 1-Hiçbir zaman çözüm üretemeyip, her daim bulunduğumuz halden şikayetçi olmakdır. 2-Diğeri ise yalan yanlış yapılan “dedikodu” dur.

Her zaman sorunlarla karşılaşırız. Çözümü başarmak inanırsak elimizdedir. Bunun için yapmamız gerekende iki şey vardır. Bunlar 1- Bakış açısını değiştirmek, 2- Karşındakinin yerine kendini koyabilmek yani empati yapabilmekdir.

Bakış açısını değiştirmek için, bazen düşüncelerimiz de değiştirmek gerekebilir. Düşüncelerimizi değiştirirken de hayallerimiz önemlidir. Albert Einstein buna inanır, “Dünyayı hayal gücü döndürür” der. Çünkü yaptığımız her şey hayal kurarak başlar. İyi bir araba, iyi bir ev, iyi bir eş hayalini kurmadan bunlara ulaşamayız. Yani hayallerimiz ve de rüyalarımız ise bize yol gösterir. W. SHAKESPEARE, “İnsanların rüyaların üzerine bina edilen malzemeden oluştuğunu” söyler. Ama şuna inanın “hayatta imkansız diye bir şey yoktur.” SHAKESPEARE’in ilk tiyatroyu 40 yaşında, izlediğini seyrettiği oyunun etkisi ile müdür ile konuşup, ne olursa olsun, ne iş olursa olsun buranın bir parçası olmak için çalışmak istediğini, tiyatroya temizlikçi olarak girip, kendini gösterdiğini belki de bilirsiniz. Yani Tam kırk yaşında, tiyatroyu tanımış ve büyük bir azimle o muhteşem oyunları yazmış, sonsuzluğa ulaşmıştır. Başka örnek alacağımız başka olaylarda var. Mesela Webster Sözlüğünü bilmeyen yoktur, ama Amerika´da, İngilizce´nin ana sözlüğünü kabül edilen yazarı Noah Webster, in (Webster´s International Dictionary) bu eseri yazmak, için 22 sene çalıştığını belki bilmezsiniz.
Leonardo da Vinci, ünlü eseri "Son Yemek" tablosunu on senede tamamladığı, dünyadaki oniki büyük tablodan biri sayılan "The Last Judgement" (Son Hüküm) Michel-angelo´nun sekiz senesini aldığını, Mozart’ın, büyük operalarını ve son eseri Reguiem´i borç ve hastalık içinde kıvranırken yazdığını, Beethoven’in, hemen hemen tamamen sağırlaştığı yıllarda en büyük eserlerini ve bu arada, belki de dünyanın en büyük senfonisi "Dokuzuncu Senfoniyi yazdığı söylenir.

Başarmak her zaman mümkündür, geç ve imkansız diye bir olay yoktur. Hayal ettiğimizden daha fazlasını yapabilir, daha çoğunu elde edebiliriz. Bize lazım olan tek şey, bunun nasıl yapılacağını öğrenmek ve ondan sonra da öğrendiklerimizi uygulayarak hayata geçirmektir. Bence hayat, hayallerimizi gerçekleştirmek ve yapabileceğimizin en iyisi yapmak, olabileceğin en güzelinin pesinden gitmek için vardır. Hiç bir şey için geç değildir. İmkansız diye, geç diye bir şey yoktur hayatta. Yeter ki isteyin. Ama unutmayın düşünceleriniz neyse hayatınız da odur.

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..