Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Düzenlerin en kötü yanı değiştirilmelerinin zor olmasıdır

Düzenlerin en kötü yanı değiştirilmelerinin zor olmasıdır
 

Valla aslında yeryüzünde hiçbir düzen olmasaydı belki daha iyi olurdu. Göklere çıkardığımız şu demokrasi yüzünden bile insanlar ölüyor. Allah’ın yarattıklarının üçte biri Allah’ın dinine kurban gitti. Ama biz hala düzensiz olmaz diyoruz.

Tamam, düzensiz olmuyor da bizler kendi elimizle kurduğumuz düzenlerin neden kölesi oluyoruz? Yok edici terminatör yaratır gibi bir düzen kuruyoruz; sonra kurduğumuz düzen bumerang olup bize yöneliyor. Hiçbir şey ilk günkü gibi kalmıyor. Düzen bozuluyor. Yani hâşâ Allahın düzeni bile olsa insanların bu düzene uyumunda sorunlar başlıyor. Belki eskiyen düzen ihtiyaçlara cevap vermiyor. Belki kanunlar, anayasa ve devlet yapısı belli çevrelerin menfaatine işlemeye başlıyor.

Osmanlı yenilmeseydi belki cumhuriyetin kurulması söz konusu olmayacaktı. Yani düzenler genelde değiştirilemiyor; ancak bir zorunlulukla değişiyor. Osmanlı battı padişahlık nizamı gitti. Yenilmeseydik Vahidüddün hazretleri ya da halefi belki hala başımızdaydı. Zor bir şey mi, değiştirir devletin adını cumhuriyet koyardı.

Devlet nizamları yüzyıllardır hep aynı. Ülkeler yıkılıyor, çağlar değişiyor, nesiller yok oluyor ama düzenler değişmiyor, değiştirilemiyor. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü cahiliye devri bile yıllarca sürdü. Düzenlerin değiştirilememesinin nedeni o düzeni menfaatleri için kurup sürdürenlerdir. Şimdi Türkiye’deki düzenden halkın neredeyse tamamına yakını şikâyetçi mi? Evet. E değiştirelim. Olmaz. Yeni anayasa yapılınca Türkiye’nin düzeni mi değişecek? Hayır.

Ya şimdi düzeni değiştirip de demokrasiyi kaldırıp yerine başka düzen kuracak değiliz. Demokrasi genel bir kavram. Yani örneğin demokrasi deyince sadece illa bugün ülkemizde uygulanan yönetim şekli yok. Şöyle uygularsın demokrasi olur; böyle yaparsın yine demokrasi olur. Bundan sonra bu düzenden daha geri bir düzen getirilebilir mi, insan haklarında geriye gidiş olabilir mi?

Ama işte gel de bunu insanlara anlat. Ülkenin düzeninde değişiklikler yapmak isteyince sanki şeytanın düzenini kuracağız. Aslında halk ikna olur ama mevcut düzenden nemalananlar ayrıca bu düzene koruyucu bir zırh yapmışlar. Düşünebiliyor musunuz, anayasanın bazı maddelerini değiştirmeyi teklif dahi edemiyorsun.

Şimdi herkesin ağzında bir yeni anayasa… Bu henüz yapılacağı da belli olmayan anayasaya o kadar umut bağlanmış ki “itiyatlı olalım” dediğim yazımı kimse okumadı bile. Halk bu anayasa ile her şeyin değişeceğini sanıyor. Herkesin dillendirdiği talepler zaten bilinen şeyler. Daha fazla demokrasi, insan hakları filam. E sen sistemi değiştirmeden bunlar olmaz ki. Olsaydı bugüne kadar olurdu değil mi? Kerim Korkut’un dışında yeni ve radikal değişimler öneren var mı? Peki, Kerim Korkut’un önerdiği değişimler kimin umurunda?

Cumhuriyet kurulalı bu 4. anayasa olacak. Aralarda da düzende ufak tefek değişiklikler yapıldı. Soruyorum size 90 yıl önceki yönetim şekli ile bugünkü düzen arasında esaslı bir fark var mı? Yeni anayasa yapıldıktan sonra ve hatta bir 90 yıl sonra ülkenin düzeninin değişme ihtimali var mı? Halk bu düzenden memnun değil. Bundan bir süre önce üniversiteler karışmıştı. Biz bir yazı yazdık ama sitede yayınlanmadı. O yazımızın başlığı şöyleydi :” Üniversite olayları PKK terörünü de aratacak bir siyasi  kaosun işaret fişeği olabilir” Buyurun bugünkü ülkenin manzarasını.

Düzenlerin değiştirilmesinin zorluğundan bahsettik.  Din düzenden yanadır. Dinlerin devrimcileri desteklediği görülmemiştir. Türkiye’de dinin etkisi malum. Bu durumda dine rağmen düzeni değiştiremezsiniz. Kapitalist bunu bilmektedir. Halka kan ağlatsa bile namaz kılana dokunmaz. Hatta kendisi de namaz kılar. Ülkemiz nüfusunun en az yarısının dini hassasiyetleri vardır ve bunlardan hiçbirinin düzenin değiştirilmesi yönünde fikri yoktur. Törelere bağlı insanlar değişime, yeniliğe ve devrime karşıdırlar. Milliyetçiler ha keza. Düzenler ülkeleri yönetmek için değil kapitalistlerin menfaatlerini güvence altına almak için kurulur. Yönetimin şekli nasıl olursa olsun adı demokrasiyse tamam. 20 bin lira maaşlı vekiller koltuklarda uyusalar bile demokrasi kelimesi halkı ikna etmeye yeter.

Ülkemizin sokaklarını savaş alanına çevirenler iki ağaç için bunu yapmıyorlar. Onlar aslında demokrasi istiyorlar. Ama işte istenen demokrasi formatının böyle olmaması gerektiğini, böyle olursa bir şeyin değişmeyeceğini bilmiyorlar. Yeni anayasanın Türkiye’de fazla bir değişiklik yapmayacağını bilmiyorlar. Ülkenin bozuk siyasal yapısı sadece Ak Partiden değil düzenden de kaynaklanıyor. Ülke savaş alanı, ortada meclis yok, ülkeyi yönetsinler diye yolladığımız 550 vekil yok. Temsili demokrasi yolun sonuna gelmiş, iflas etmiş; tek adam çıkmış ortaya padişah gibi konuşuyor. Cumhurbaşkanlığı, Anayasa mahkemesi, Danıştay, Sayıştay neredeler? Temsili demokrasi (yani ülkemizin demokrasisi) bitmiş.  Ama Kerim Korkut’un ihdas ettiği “Halk Demokrasisi” kapıda bekliyor. Hatırlatmakta yarar görüyorum, yeni anayasada ülkenin yönetim yapısında değişiklik olmayacak. Yani şu sokaklarda gördüğünüz karşı çıkışların nedeni olan kokuşmuş düzen devam edecek.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..