Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük'den Obama'ya cevap

Şöyle başlayanlar olurdu eskiden mektup yazılırken: "mektubuma başlamadan önce" (başladın bile) bundan yüzlerce, binlerce, milyonlarca yıl önce... Ben de öyle başlayacağım.

E-günlüğüme başlamadan önce; (istemeden başlamış oldum) çok değerli MB yazarımız Esma Kahraman'a hürmetlerimi iletiyorum. Bana bir zaman önce sorular göndermişti. Ben de dalga geçiyor sanıp çok ciddi cevaplamıştım. (lafa bak) Meğer çok ciddi imiş. Cevapları sayfasında yayınlayacakmış ve yayınlamış... Ciddi tarafımı merak edenler için buyurun buradan yakın...

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=158184

Şimdi e-günlüğe dönelim. Yeni Dünya başkanımız Obama, ne kadar güzel sözler sarfediyor dikkat ediyor musun e-günlüğüm? “ABD sizin düşmanınız değil”, “Sıkılı yumruğunuzu açarsanız, size uzanmış elimizi bulacaksınız”, “Bazen hata yapıyoruz, mükemmel değiliz. Ancak bizim geçmişimize bakarsanız, Amerika bir koloni olarak doğmadı." Dikkat ettim, ABD'li firmaların pazarlama ve tanıtım seminerlerinde sarfettikleri cümlelerle, enteresan bir benzerlik var. Tıpkı köklü ve tanınmış bir firmanın yeni ürünlerinin, daha kolay müşteri bulması gibi, yeni cümleler, yeni sözcükler üretildiğinde (hayal de olsa) gerekli yerlere kolayca ulaşması sağlanıyor. Yani pazarlama eskisi gibi kapı kapı dolaşarak değil, can alıcı veya merak uyandırıcı bir cümle, bir söyleşi ile yapılıyor. Artık Amerika"nın çok güçlü ve bütün dünya insanlarına rahatlıkla satacağı yeni bir ürünü var. HAYAL... Bu ürün senelerdir, benim "piramit kuruluşlar" diye tanımladığım, (ülkemizde de var) bazı ne idiğü bilinmez Amerikan firmalarınca deneniyor. (bunlar genelde kişi bazlı "distribütör" şeklinde çalışıyor ve ürünleri piyasada bulunmuyor) Demek ki başarılı olmuş. Şimdi deneme sırası Obama üzerinden dünya halklarında. Kesinlikle başarırlar. Yumuşak ses tonu, sabırlılık ve her soruya, "umut" ve "gurur" okşayıcı cevaplarla ürün yerine ulaşıyor... (Araya yine hayal ürünü hayat hikayeleri de sıkıştırılıyor) Onlara diyorum ki; "Üzerinizdekileri çıkarırsanız, size evde ki fazla paltolarımızı verdiğimizi göreceksiniz...", "silahlarınızı kaldırırsanız, Ülkenizin her yanına Ege'nin zeytin dallarını ulaştırırız", "icadınız olan fastfood'ları kaldırırsanız, sizin evinize kadar getirdiğimiz köy yemeklerimizi göreceksiniz..." Anladınız mı Obama amcacığım? Sen de laf var da biz de yok mu? Bir dahaki sefer dikkatli bak Obama amca, kimsenin yumruğu sıkılı değil. Hepimiz bütün gücümüzle, bir kazaya kurban gitmemesi için, arka tarafımızda ki başka organımızı sıkıyoruz... Bu duruma seneler önce elimizi Amerika'ya uzattığımız için geldik... Irak'da elini uzatmıştı... Sıra kim de?

Merhaba e-günlüğüm; Aman elini falan uzatayım deme. Bunlara elini uzatanların nerelerini kaptırdıklarını yeni nesil bilmez ama, biz iyi biliyoruz.

Dün gece gençler yine bana uğradılar. Tatil ya, her akşam uğrarlar artık. Fazla oturmadılar, biraz oturup kalktılar. Kız meseleleri varmış. (yani kızlarla buluşacaklarmış) Onlar da benimle bahçede oturdular. Peşlerinden ben oturmaya devam ettim. Rakımı içtim ve saatim gelince yattım.

Ne güzel yağmur yağıyor. Sabah yine, fazla ıslanmamak için Linda ile koşarak iş yerine geldik ama, yeterince ıslandık. Linda silkelenip ıslaklığını gideriyor ama ben silkelenemediğim için kurulanma yöntemini seçtim. Ardındanda kendime çay demleyip limonlu olarak içtim.

Putin, geçen yılki Davos toplantısında Amerikan ekonomisinin ‘temel istikrarı ve parlak geleceğinden’ bahsetmiş olan Amerikalı delegeleri alaya alarak ‘Wall Street’in gururu olan yatırım bankalarının neredeyse tamamen ortadan kalktığını’ söylemiş. Ağzına sağlık Putin amca. Biz söylüyoruz dikkate almıyorlar. Ne güzel söylemişsin. Dünyanın en güçlü ekonomisi böyle mi olur, pamuk ipliğine bağlı ekonomi mi olurmu?

Ara haberden sonra biz devam edelim. Bu gün sabah servislerinin ardından sakin bir gün oldu. Yağan yağmur ve okulların tatil olması nedeni ile trafik de sakindi. Yollardan şelale gibi akan yağmur sularını toplayıp, barajlara boşaltmak istedim ama beceremedim. Beni dinlemediler. "biz denize gidiyoruz işimize karışma" dediler. Ben de karışmadım.

Öğlenden sonra uzun süre boş oturduk. Tek tük siparişlere gittim. Sırtımda bir ağırlık hissettim, neler oluyor diye baktım. Ne göreyim bütün bulutlar sırtıma yüklenmiş. O ne hava öyle. Saat 14:00 gibi bir bulut çöktü, bir karardı ortalık içim ürperdi. Anlaşılan gökyüzü inasnoğluna gücenmiş ve duygularını ifade ediyor. Neyse fazla uzun sürmedi sonra yine normal haline döndü... Yoksa akşam yemeğimizi karanlık ortamda yiyecektik.

Değerli e-günlük; bu gün her şey zamanında gerçekleşti. Seni de zamanında yazıp bitirdim. ("yiyip bitirdim" der gibi) Hadi güle güle. Kal huzur ve mutlulukla. Yarın yazışmak üzere... vınnnnnn

Biliyor musun: Amerika'lı siyah erkeklerin hapise girme ihtimali: yüzde 33 (Obama bu oranı düşürür mü acaba?)

Çirkin söz: "Dünya, kadınlarla doludur, kadınlar ise hile ve desise ile dolu." Gelett Burgess

Güzel söz: " Ağzında bal olan arının, kuyruğunda iğnesi vardır..." John Lyly (anladın mı?)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..