Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük kendi haberlerini yayınladı

Marketlerin bu kadar bol ve bir birine yakın olduğu yer de, olacağı buydu. Sucular, kuaförler, eczaneler için de aynısı geçerli. Mahallemiz de yaklaşık iki sene önce açılan bir market bu gün pılını pırtını toplayıp mağazasını boşalttı. Ne olursa olsun, yazık oldu. Bir sürü yatırım, istihdam, zaman boşa gitti... İki hafta önce de bir sene önce açılan bir pastane kaptmıştı. Her gün bir iş yeri kapanıyor ama bu bahsettiklerim biraz büyük iş yerleri idi. İki ay içinde kapanan iş yerlerini bir yazsam bir sayfa e-günlük yapar.

Merhaba e-günlüğüm; bu gün haberler medyadan değil benden...

Mahalle sakinlerinin ve çevremde ki arkadaşlarımın, ikili ilişkilerinde bozulma gözlemliyorum. Eşinden ve sevgilisinden ayrılanların sayısında büyük bir artış var.
Orta öğrenim çağında ki genç kızların, büyük bir kısmı zayıflama hapları kullanıyor. Hatta kilo vermeye ihtiyacı olmayanlar bile.

Yine orta öğrenim çağında ki genç kız ve erkeklerin büyük bir bölümü sigara ve alkol tüketiyor.

Köpek besleyenlerin sayısında da gözle görülür bir artış var. Nedense herkes köpek beslemeye çalışıyor. Arayıp bulamadıkları sevgi ihtiyacını hayvanlarda mı gidermeye çalışıyorlar acaba?

Hasta insanların sayısında da artış var. İnsanların, osurunca bile ilaç kullanmaktan bağışıklık sistemleri mi bozuldu?

Şehirleşme ve yol düzenleri düzelecekken, her geçen gün dahada kötü oluyor. Bu yüzden trafik kazaları azalmak yerine artıyor.

Rant ve para sağlamak için belediyeler sapa sağlam kaldırımları söküp yeniden yapıyorlar.

Mutsuz insan sayısında bir türlü azalma olmuyor. İnsanlar kısa süreli mutluluklarla yetinmeye alışmış gibi görünüyor.

Olumlu gelişme gösteren tek kişi Annem. Günden güne daha iyi oluyor. aradan geçen iki aylık tedaviden sonra (doğal) artık yatmıyor ve yürümeye başladı. Her gün yürüyüş yapıyor. Dün de kendi kendine banyo ve ütü yaptı. (82 yaşında)
Apartmanlarda ki saçma sapan, otopark, doğalgaz, aidat, bahçe düzeni gibi sorunlar devam ediyor. Toplantılar tartışmasız geçmiyor.

İş yerimin olduğu bina da oturan Fetullahcı gençler her gün ipod ile dini fetvalar dinlemeye, kimse ile selamlaşmamaya, balkondan çöplerini aşağıya atmaya devam ediyor.

Oturduğum apartmanın sakinleri, her gün aksatmadan bahçeye çeşit açısından zengin çöplerini atmaya devam ediyorlar.

Aşure ayı dolayısı ile tahmini on sekiz kişiden aşure geldi ve biz de karşılık olarak yirmi altı kişiye aşure dağıttık.

Türkiye'yi bilmem ama (bilirim) çevremde ki iş yerlerinden işçi çıkarmalar hız kazandı. İşsizlikten ve kötü piyasa şartlarından söz edenler çoğaldı.

Boss ve Linda dünya'yı umursamaz bir tavırla sade ve mutlu yaşamlarına devam ediyor. Her şeyi önceden sezmeleri, iyi koku almaları, iyi duymaları ve iyi görmeleri, olaylara karşı anında tavır almaları onları rahat kılıyor.

"Bir milleti tanımak için tuvaletlere bak" tezi "out". Onca tuvalet gezmeye, zaman ve para harcamaya gerek kalmadı. "bir milleti tanımak için insanların suratına bak" tezi "in"

Ben iyiyim. Tek ölçütüm sağlığım. Sağlığım yerinde olduğu sürece mutlu ve huzurluyum. Diğer kişisel dış etkenler (para, aşk, sevgi, aldatılma, terkedilme vs vs) hiç umrumda değil. Sağlıklı olduğum sürece hepsine çare bulur, bütün sorunları çözerim. Sadece, bazan, sürekli sağlıklı ve huzurlu olmak beni mutsuz ediyor (dermişim)

Arabamın sol aynası sağlığına kavuştu. Sargıları, bantları, alçıları, dikişleri bu sabah çıkardım ve eskisinden sağlam oldu. (birisi veya ben çarpıncaya kadar)
Trafikte hata yapmak konusunda kendime diğer insanlarla eşit davranmaya devam ediyorum. Örneğin; dönerken sinyal vermeyenlere çok kızıyorum, lakin, bazan ben de vermeyi unutuyorum. O zaman kendime şöyle sesleniyorum: "ulan dallama, tarla da traktör mü kullanıyorsun, altındaki öküz arabası değil, sinyal versene davar!" Evet, diğer sinyal vermeden dönenlere nasıl seslendiğim böylece açığa çıktı...

Değerli e-günlüğüm; Dün gece gittikçe sayısı azalan gençlerle haftalık toplantımızı yineledik. Onlarında arkadaşlık ilişkilerinde kopmalar, bölünmeler, ayrılmalar gündem maddesi olarak yerini almış. Hepsi krizden sözediyor. Oğlum önden yanlız geldi ve biraz sohbet ettik. Sonra arkadaşları geldi ve bir kaç kase aşure yiyip batak oynamaya koyuldular. Saatler ilerleyince herkes evine gitti ve bizim oğlan (hormonlu deve) Linda ile beraber yattı. (Linda kış akşamları ilave kalorifer peteği gibidir)

Sabah her zaman ki gibi kalkıp, kahvaltımı yapıp, Boss'u çıkardım ve ardından Linda ile iş yerine geldim. Akşam biraz fazla kaçırdığımı, sabah kalkınca anladım. Hemen kendime bir "kasimon" yapıp içtim ve ani bir şekilde kendime geldim. (öööğg sirkeyi biraz fazla koymuşum) Bu gün hafta sonu olduğu için siparişler öğlene doğru başladı. (herkes bir önceki gece eğlendi ve geç yattı. Eh doğal olarak geç kalkıyorlar) Öğle yemeğinin bir kısmını araba kullanırken yedim ve sonra siparişler bitince iş yerin de devam ettim.

Öğleden sonra kabul günüm dü yine. (kriz olunca millet dökülüyor) Uzun zamandır görmediğim arkadaşlarım uğramaya başladı. Çay kahve ikram ettik. İşlerin kötü gittiğinden konuşup akşamı ettik. Akşam yemeğini yedikten sonra yine bir kaç siparişe gittim ve şim di iş yerindeyim. Gelmişken vedalaşalım dedim. E-günlüğüm, pazartesi tekrar yazışmak üzere. Hoşçakal

Biliyor musun: En çok anlamdaşı olan kelime Ayakyolu, memişhane, apteshane, kenef, hela, yüznumara ile "tuvalet" miş...
Çirkin söz: “Siz de giymeden gidersiniz" Çankaya Köşkü'ndeki bir geceye davet edilse giyecek kıyafetinin olmadığını söyleyen Müjde Ar'a ("haydi gel bizimle ol" programında)
Güzel söz: " Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin..."
Şeyh Said Şirazi

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..