Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük politikacı yetiştiren okulu öğrendi...

E-günlük politikacı yetiştiren okulu öğrendi...
 

Bir de politikacılığın okulu yok derler. Varmış. Ben de yok sanıyordum ama yeni öğrendim. Hem de uzun yıllardan beri varmış. Siyasetçilik ayrı, politikacılık ayrı. Politikacılar yıllardır, aldıkları eğitim gereği bizi, "politikacılık okulu yok" diye kandırmışlar.

Merhaba e-günlüğüm; yeni nesile kadar olan bütün politikacılar Sn. Nesrin Topkapı'nın okulundan mezun olmuş. Yeni nesil ise şimdiler de Tanyeli'nin ve Asena'nın okularından mezun oluyorlarmış. Dün akşam üç değerli hatun kişi bana misafirliğe geldiler ve bol bol sohbet ettik. Okul da, bir politikacının bilmesi gereken figürleri, ne zaman nerede ne yapması gerektiğini, en hızlı nasıl kıvırılacağını, kıvırırken hata yaparsa bunu hangi kıvırma hareketi ile tamamlayacağını uygulamalı olarak anlattılar. "Ufkum açıldı" desem yeridir... Son nesil hükümetlerin, (şimdi ki dahil) ülke'yi ve koyunları, şey pardon halk'ı neden bu kadar başarılı yönettiklerini anladım... Çünkü onlar Tanyeli ve Asena'dan göbek dans'ının, oryantal'in yanında break dans, hip hop, r&b, electro bugy gibi dansları da öğreniyorlar mış... Tevekkeli değil, "başörtüsü" tartışması ile iktidara geldiler, o gün bu gün, ne gündem, ne konu bitti, ne de tartışma... Yandan, yandan oooh yandan...

Değerli e-günlüğüm; ninelerimiz, "oğlunuzun ismini eyüp koymayın, uzar uzar "ip" olur derlerdi." Bu "kürt açılımı" diye başlayan hükümet projesi, çaktırmadan uzadı uzadı "demokratik açılım" oldu. Demokratik açılım mı? Demek böyle bir olgu yok ki ihtiyaç hissedildi...

Demokrasi ne demek, demokratik ne demek?

"Açılım", olmayan Demokrasi kurallarına uygun mu olacak?

Kimleri ve hangi etnik gurupları kapsayacak? (ne saçma soru)

Nereye kadar açılacak, açılırken sansür uygulanacak mı?

Açıldıktan sonra sürekli açık kalabilecek mi, hangi kanallar da yayınlanacak?

Demokrasi olmayan ülkeler'de demokratik açılım nasıl olur?

Açılım yapılırken ciklet, oyuncak, çiçek ve simit alıp verme devam edecek mi?

Tam açılım yaparken yağmur yağarsa ve "açılım" sel sularına kapılırsa "b" planı var mı?

"Açılım" hayata geçirilirken "kapanım" tarafından töre cinayetine kurban gitmemesi için korunacak mı?

Menzili ne kadar olacak, patriot füzelerinden uzağa açılabilecek miyiz?

Açılım, işsizlere iş, evsizlere ev, yoksullara aş bulabilecek mi?

İnsanların fazla açıldıkları için yüklendikleri kredi kartı borçlarını ödeyebilecek mi?

En önemlisi, proje hayata geçirilmeden "açılış kokteyli" yapılacak mı, gelenlere içki ve sigara açılacak mı?

Demokratik veya Kürt açılımı (her neyse) uygulanırken başına türban takılacak mı yoksa açık açık mı olacak?

Ekonomik kriz'in vatandaş'ı teğet geçtiği gibi bu "açılım" da teğet geçebilir mi?

Açılımı bile belli olmayan "açılım" ne kadar sağlıklı olacak?

Değerli e-günlüğüm; ben bu proje'nin "teröristlere açılım" olduğunu bilsem de bir faydası yok. Bütün bu soruların cevabını vermek çok zor e-günlüğüm. Nesrin, Tanyeli veya Asena hanımların okullarını bitirmeden asla cevap bulamam... Biz yine her zaman ki gibi işimize gücümüze bakalım. (iş olsa bakacağız da...)

Dün gece Nesrin, Asena ve Tanyeli hanımları yol ettikten sonra bahçede politikacı olmak konusunda biraz prova yapayım dedim ama beceremedim. Konuşmalarımın ve davranışlarımın %3'ü doğru olmalı, gerisi hikaye ve masal. Bana göre değil miş... Gerçekten büyük bir sanat. Her babayiğit'in hakkı değil. Politikacılarımızı candan, kandan, yandan kutluyorum...

Sabah Linda ile kıvıra kıvıra işe geldik. İş yerinde de kıvırmalarımız devam etti. Kıvıra kıvıra bilgisayarın başına oturup blog'uma bakayım dedim ama yayınlanmamıştı. (bu gün saat 12 civarı yayınlandı) Her halde editörler yazımı evlerine götürdüler veya toplanıp aralarında "onaylasak mı, reddetsek mi" diye tartıştılar. Neyse kazasız belasız yayımlamışlar. Bir daha olmasın çok kızarım...

Servislere başladığımda kıvırmayı kestim. Ne olur ne olmaz yanlış anlayanlar olur... Kıvırınca sadece politikacı sanmıyor halk. Cinsiyete göre değerlendirme yapıp yumuşakça düşünebiliyor. Sonra al başına belayı...

Öğlene doğru siparişlerim geldi ve kamyon boşaltmaca oynadık. Bu oyunu oynarken hep terliyorum.

Hava bu gün de, yine güneşli ve sıcak.

Öğlen yemeğimin ardından da işlerimin yavaş yavaş açılmaya başladığını hissettim. Sipariş araları sıklaşmıştı. Hele bir okullar açılsın, o zaman görürüm ben kendimi... Pazarlama yapmaya devam. Dün yeni bir abone daha yaptım. Bu gün bir iş yeri ile olumlu bir görüşme gerçekleştirdim. Koparacağım dana'nın kuyruğunu ama dana'ya yazık.

Evet e-günlüğüm, akşam yemeğimi, çekme helvamı yedim ve seni yol etme vakti geldi. Sen kıvıra kıvıra git, ben de işlerime bakayım. Zaten işlerime bakmaktan başka bir iş yaptığım yok. (olacak olacak) Yarın yine yazışırız. Hoşçakal


Biliyor musun: Motorlu araçlar dakika'da 3 insan'ı öldürüyormuş... (hmmm sel'den daha çok sağlığa zararlı)
Çirkin söz: ''Sürekli havlayan bir köpeğim, küfür eden bir papağanım, dumanı tüten bir sobam ve geceyi hep dışarıda geçiren bir kedim varken neden evleneyim?" Lauren Bacall
Güzel söz: "Düşüncelerini değiştirmeyenler, yalnızca, deliler ve ölülerdir.." T. Lowell (acaba bir de "politikacılar"'ı eklesemiymiş)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..