Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte "iyi olmak"

İyi insan olmak... "Nasılsa bir gün, bu dünyadan göçüp gideceğiz, hiç değilse öldükten sonra iyi bir insan olarak anılmak isterim" Demiş ünlü bir iş adamının kızı. Benim de bir arkadaşım vefat etti ve çok iyi bir insan dı. Arkasından hiç kimse tek bir kötü söz söyleyemez. Cenazesinin çok kalabalık olduğu anlatılıyor... İnsanlara ihtiyacı var dı ama kimse yanın da değildi. Yalnız başına bu hayattan göçtü gitti...

Merhaba sevgili e-günlüğüm. Herkes öldükten sonra iyi bir insan olarak anılmak istiyor. Hiç yaşarken iyi bir insan olarak anılmak isteyen yok mu? Öldükten sonra iyi veya kötü insan olarak anılsam, kemiklerime vitamin ve protein takviyesi mi olacak? Ben sağken yanımda olmayanlar cenazeme gelip boy gösterseler çok mu sevap işlemiş olacaklar... Nedir bu insanların kendini rahatlatmak zorunda hissetmelerinin sebebi? Cenazeleri dolup taşıran kalabalığa sorsanız, çoğunluğu merhum sağken yanına bile uğramamıştır. (en çok ihtiyacı olduğu zamanlarda) Ama cenazesinde mutlaka görünmek ister üzerinden büyük bir suçluluk duygusu, sorumluluk atmak istercesine...

Babam hariç hiç bir cenazede görülmedim bugüne dek. Çocuğu olanlara da gitmeyi sevmem. Nasılsa bir kaç ay sonra görürüm. Hiç anlamam bütün mİkroplara açık, bağışıklılık sistemi ve ciğerleri oluşmamış, el kadar şeyi görme ve yorum yapma (ay ne kadar da annesine benziyor) merakını... Söylenenlerin büyük bir kısmı "laf olsun torba dolsun" sözünün doğruluğunu kanıtlamak içindir. Çocuk o haliyle kimseye benzememektedir ama, annesine, babasına, dayısına, teyzesine benzetilip durulur. Aradan geçen zaman da, sirk de çalıştığı varsayılarak marifetleri sergilenir... Hani "görmemişin oğlu olmuş" misali. Görmüş bir insanın olmadığını böylece anlarız.. Hiç unutmam oğlum olduğun da bu deyimi benim için kullanmışlardı. İki ay Türkiye cumhuriyeti vatandaşları ile görüşme yasağı almıştım. Onu görmeye gelenler bir süre sonra bütün mikroplarını bırakıp gideceklerdi, oysa ben onunla ömür boyu yaşayacaktım. Bir seçim yapmam gerekiyordu. Zor olanı seçtim. Şimdi oğlum çok sağlıklı ve mutlu. Ne hastalandı, ne ilaç kullandı. Aklı da yerinde sayılır. (çoğunlukla kızları düşünüyor) Sırf ders düşünse ve okul hayatında çok başarılı olsa şüphelenirdim zekasından...

Evet sevgili e-günlüğüm. Cumartesi gecesi iki eski arkadaşım geldi ve malum masayı kurup geç saatlere kadar bahçe keyfi yaptık. (birisi halen gelecek de parlaiment yakıp rakı içeceğiz) İki eski arkadaşım aynı zaman da tanışmış oldular. Ben onları tanıyor, fakat onlar birbirlerini tanımıyorlar dı. Dün gece tanıştılar.

Dün gece bir değişiklik yaptım ve içki içmedim. Hiç, hiç bir çeşidini içmedim. Bu akşama kadar 48 saat içmemiş olacağım.

Sabah kalktığım da bahçe de dört adet kedi var dı ve hepsini kovalayıp Boss'u öyle saldım. İhtiyacını giderdikten sonra yerine bağladım ve Linda'yı alıp işe gittim. Elmar derslerini çalışmak için bu günden itibaren yok. Artık bir daha ki yaz yine çalışmak için gelir.

Değerli e-günlüğüm. Bu yavrusunu arayan kedi yine geldi ve üçüncü haftadır halen yavrusunu arıyor. Beni çok hüzünlendiriyor. Günde iki üç kez gelip miyavlayarak yavrusunu arıyor. Biz olsak kayıp birini üç dört gün arar, sonra da, artık yaşam belirtisi kalmadı deyip döneriz. Bu nasıl bir inat, nasıl bir bağlılıktır anlamak olası değil...

Bu gün önemli bir gelişme de Cango'nun geri dönüşü. ( Cango: bir ay evvel birini ısırdı diye belediyenin aldığı yan bina da beslenen mahallemizin köpeği) Hayvansever abonelerimden biri uzun mücadeleler sonun da almayı başardı. Hayvancağız geldiğinden beri korkudan kulübesinden çıkmıyor, çağırıyorum, yanıma gelmiyor. Zayıflamış ve titriyor. Kimbilir barınak da neler yaptılar ona. Neyse zamanla düzelir sanıyorum. Gürcistan savaşından daha önemli bir gelişme...

Sevgili e-günlüğüm; Bu gün bir kaç abonem daha tatilden döndü. (çok sıkı takip ediyorum) Diğer günlere nazaran biraz hareketli bir gün yaşadık. Artık gelsinler de biraz su içsinler diyorum. Hani tatillerinde gözüm yok ama niye olsun...

Tamam gidiyorum, ne homurdanıyorsun. Biraz fazla yazdık ne olmuş?
Hadi hoşçakal. Yarın nasılsa yine yazışacağız.


Biliyor musun: Bir olimpiyat madalyasının içinde ki altın yüzdesi %3 müş... (nasıl da aldatıyorlar garipleri)
Güzel söz: "Yaşam, geriye bakarak anlaşılır, ileriye bakarak yaşanır... " J. Keth Moorehad

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..