Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Economist: Korkun

Economist: Korkun
 

‘Economist’ dergisi, 2012 için felaket kehanetinde bulundu ve bunun için 3 neden saydı:

 

“... Avrupalı liderlerin avroyu kurtarmak için bir anlaşmaya varamaması...

 

...

 

... Avrupa'daki felaket önlense bile, zengin ülkelerdeki kemer sıkma ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerindeki yavaşlama nedeniyle, dünya ekonomisindeki beklentilerde karamsarlık...

 

...

 

... Amerikalı siyasetçilerin mali konulardaki sorumsuzluğu ve riskli adımlarının iyileşmeyi tehdit etmesi...”

 

http://ekonomi.haberturk.com/makro-ekonomi/haber/674751-the-economist-korkun

 

‘Economist’ korku uyarısında haklı, nedenler konusunda haksız.

 

Aslında temelde 3 neden var:

 

Bir: 60 trilyon dolarlık dünya GSMH’sına karşın, 30 trilyon dolarlık uluslararası ticaret var.

 

İki: Boşta gezen para da 30 trilyon dolardan çok.

 

Üç: Ülkeler, büyümeme veya küçülme nedeniyle batmaz, aşırı büyüme nedeniyle batar.

 

Yorumlar:

 

Bir: Dünya uluslarası ticaret hacmindeki küçülme, global ekonomiye 2,5-4 katına çevrilerek iletilir. Bu da en az % 10 küçülme demek.

 

İki. Boşta gezen paranın alıp satabileceği bir şey, reel emtia dahil, kalmadı. Dolayısıyla o paranın yönü de kalmadı, ne yapacağı belli değil, o parayı denetimlerinde tutanlar da, onu ne yapacaklarını bilmiyorlar.

 

Üç: Bu duruma gelinmesine, duralayan ekonomiye gaz vermek için, batık ‘mortgage’ kredileri türü gereksizliklerin pompalanması (üstüne üstlük batan kredilerin para basarak geri ödenmesi) neden oldu.

 

Bunları geçtikten sonra belirtelim:

 

Bu genel panorama bir ‘ilk kez gözlenen durum’. Akil adamların bile apışmasındaki neden bu.

 

Tabii asıl önemli neden, oto-kontrol ve inter-kontrol olmaması. Yunanistan ve İtalya denetlenmedi. CEO’lar denetlenmedi ve hala denetlenemiyor, maaşları hala artıyor. G-7 zaten öteden beridir denetlenemiyor.

 

Dünya Bankası ve IMF kurulurken bile işlevsiz kurumlardı, tıpkı Kavimler Cemiyeti ve BM gibi. Dolayısıyla, denetim yapacak bir üst-otorite yok ortada.

 

İşte burada, başıbozuklar ve ayak takımı giriyor devreye. Türkiye’de banka batıran genel ve şubesel müdürlerin en az üçte birini tanıyorum, epeyi BÜ mezunu ki ben de onlardanım, hiçbiri de yargılanmadı. Biliyorsunuz, hırsızlığa göz yummak da bir suç (bilmemek de bahane değil) ama onların hiçbiri yargılanmadı, yoksa on bin kişinin içeri girmesi ve piyasada finansal CEO kalmaması gerekirdi. Oysa, şimdi hepsi purolarını ve viskilerini keyifle içiyorlar, tabii yaşadıkları lüksün parası paralar o zaman yenilen ve cukkalanan paralardan geliyor. Bunu 100 veya 1.000 ile çarpınca, bakınız 1980-2010 arası neo-globalizm ve neo-liberalizm bilançosu oluyor.

 

Daha önce söylendi: En zengin % 1 siz de korkun, reel ve sanal varlığınızın sıfırlanması an meselesi. Haa, piyango % 10’unuza vuracak ama giderken yanlarında % 50’ye kadar varacak olan nüfusu da sürükleyecekler, çünkü bal tutan parmakları yalayanlardan nemalananlar ve onlara ekonomik açıdan bağımlı olanlar da çoktu.

 

Şimdiki TOKİ salgınının sonu için, Silivri’deki 100.000’den çok yazlığın şimdiki durumuna bakın yeter: Ekonomik ederleri, pratik olarak sıfır, eskiden 250.000 TL idi.

 

Sonnot: Şu an artık ne yapılabilir, inanın ben de bilmiyorum, çünkü kriz değişik bir açıyla geldi. Benim hesaba göre ben, tsunami dalgasıyla yükseleceğim, çünkü kriz dalgasına göre doğru açıdayım, yani hiç öyle olma heveslisi olmadığım halde, ‘kriz orta-zengini’ olacağım ama buna talih tarihçem hiç elvermiyor, sonuçta ikilemdeyim.

 

Korkuyorum...

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..