- Kategori
- İzmir
Efsane eğitimci Tatış' ın ardından...
Bir efsane eğitimciydi.Kalbi Atatürk sevgisiyle doluydu. İzmirin sevgilisi idi. Hep öğretmen kaldı.
Yaşayan bütün insanların hamisi, öğrenim ve öğretimin temel direği olan bir koca çınar, ebediyete göçtü. Eğitim ve öğretimin efsane ismi Bahattin Tatış, 89 yaşındayken, aramızdan ayrıldı.
O, büyük bir müteşebbisti. Planlamacı, cesur ve atak girişimleriyle hep ilklerin adamıydı. Hiç ölmeyecek gibi, o masasının başında dimdik durdu. O gençlik yıllarının öğretmeni nasılsa, aynı idealle durdu hayat boyu.
Okulunun bahçesinde bulunan o ‘Mor salkımlı Atatürk Köşkü’nü, hibe ederken, saadetlerin, kıvançların, güzelliklerin, paylaşımın yüce sevgisini, hazzını yaşamıştı.
O, hep ‘Öğretmen’ kaldı. O, hep mor salkımlı köşkün gölgelerinde nefes aldı. Kurduğu Atatürk Müzesi ile, insanlığa bir onur abidesi hediye etti. Görmeyen gözleri açtı bu vesile ile. Duymayan kulaklara ışık ışık, demet demet Atatürk sevgisini akıttı. Faziletin, erdemin merdivenlerinin ağır ağır çıkılacağını, ruhsal zenginliğin, öğretmenlerin o öpülesi alınlarında bir ışık huzmesi gibi parladığını hep işaret etti bizlere.
O, hep öğretmen olarak kaldı. Onun nazarları hep Mor Salkımlı evin gölgelerindeydi. Ve kapısının önündeki cıvıl cıvıl öğrencilerinin çıvıltısı ile hep mesut oldu.
İçimizdeydi Tatış. Canımızda, kanımızdaydı . İçimizin ilahi bir varlığı idi, sesi idi. Normal bir ölümle ayrılmasına yüreği razı olamazdı. Bütün vazifelerini yapmıştı. Yine de kafi görmüyordu. Ama, taşıdığı bir huzur da vardı. İşte bu huzurdu onu mesut kılan. Onun için, ‘Mesut’ öldü büyük Tatış, huzurlu öldü büyük efsane Tatış.
O, Atatürk’ün Samsuna çıktığı yılda doğdu. Cumhuriyet Bayramına iki gün kala ayrıldı aramızdan.
Türkiye’nin ilk özel kolejini o kurdu. Yüksek özel okulunu da. 9 Eylül ve Ege Üniversitesi Senatoları tarafından, ‘Orta Öğretime katkıları’ nedeniyle, kendisine ‘Onursal Doktorluk’ unvanı verildi.
Ama o, hep öğretmen kaldı.
Bir ulu çınardır bu dünyadan göç eden. Dalları, budakları ve köklerinin her birinde, okulundan yetişenlerin aldığı ilim ve irfan, dillere destandı. Sevgiyle, saygıyle, ayrıcalıkla anılırdı hep. Ebediyete kadar da öyle kalacak.
O mor salkımlar, ebediyete kadar yaşayacak. Ata’sının ruhu ile birleşti şimdi. Mor salkımların altında dinlenecek. Biz onu göremeyeceğiz amma, hissedeceğiz. Biraz ötesinde koşuşturan, çığlık çığlığa kümelenen, koşuşturan minik öğrencileri için çarpacak kalbi bu sefer. Bir baba şefkati ile, kaygılı gözlerle bakaraktan, onları hep sevecek uzaktan. Atasının köşküne sırtını dayayaraktan. Kuvvetini alacak Hak’tan
Biz o’nu göremeyeceğiz amma, hissedeceğiz. Taaa, iliklerimize kadar. Ve yaktığı eğitimin ateşi hiç sönmeyecek.
Ruhun şad olsun sevgili öğretmenim.