Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '10

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitime bakış açısı...

Eğitime bakış açısı...
 

Günümüzde hem öğrenciler hem aileler hem de eğitimciler eğitim sisteminden şikayetçiler. Bu kadar çok şikayet edilen bu eğitim sistemi yinede yuvar teker eğitime devam etmektedir.

Düşündüğümüz zaman bunun sebebi ne olabilir diye göze ilk çarpan şey eğitim sistemini, bu konunun bir parçası olan eğitimciler yerine gelen hükümetlerin atadığı bürokratların yapıyor olmasıdır.

Düşünün ailevi sorunlarınızı sizin ekonomik durumunuzu dışarıdan gelen biri ne kadar yönetebilir ki; sizin hayat şartlarınızı, kazancınızı ve sorunlarınızı bilmeyen yaşamayan biri bunlara dışarıdan ne kadar çözüm üretebilir?

İşte günümüzde eğitimin acı gerçeği budur. Eğitimcilerimiz ve biz öğrenciler eğitim sisteminin dışında tutularak dışarıdan gelen bürokratlarca sistem oluşturulmaktadır. Her seferinde bunun yanlış olduğu anlatılmasına rağmen yine ısrarla aynı uygulama devam etmektedir.

Okullarda kullanılmak üzere ders kitapları basılmakta, bunlar nasıl bir kurul tarafından onaylanmakta ise bilinmez içleri tamamen boş olmasına rağmen onaylanarak biz öğrencilere bunlar sunulmaktadır. Bir geometri kitabında şayet konu bir örnek ile anlatılmakta ve tek bir örnekte sadece cevap kısmı yazılarak sunulmakta ise bu konunun öğrenciler tarafından anlaşılmasını bekleyemezsiniz. Matematik dersi işlem dersi olmasına karşılık bir matematik kitabında işlemden çok anlatılan hikaye kısımları mevcut ise o kitapta bir sorun vardır demektir.

Bu durum günümüzde tüm ders kitaplarımızda maalesef mevcuttur. İlgililer buna sürekli olarak göz yummaktadır. Bu durum hem öğretmenlerimiz hem biz öğrenciler için büyük sorunlar teşkil etmektedir.

Çalışmak isteyen bir öğrencide bu kitaplardan çalışmaya kalktığında çok süper bir zekaya sahip değilse bocalamaktadır. İdarecilerimiz buna karşı ne önlem almıştır?

Ders kitaplarını düzeltmek eğitim sistemini geliştirmek yerine sınıfta kalmayı kaldırmak, ders geçmeyi kolaylaştırmak gibi yollara baş vurmuşlardır.

Sonuç; geçen yıl üniversite sınavında 1400 okul birincisi açıkta kalmıştır. Bilmem kaç bin öğrenci sıfır çekmiştir. Netice itibarı ile diplomalı eğitimsizlerimiz günden güne katlanarak büyümektedir.

Okullarımızda atama krizinden dolayı bir çok derse o dersin branş öğretmenleri haricindeki öğretmenlerimiz girmektedir. Bu derslerde bu öğretmenlerimizin ne kadar verimli olabileceğini düşündünüz mü? Bu öğretmenlerimizi suçlamak için değil, durumun önemini anlatmak için söylüyorum bunları…

Oysa bu ülkenin daha ileriye gitmesi için eğitimin en üst seviye çıkarılması gerekmiyor mu?

Mustafa Kemal ATATÜRK kurtuluş savaşından sonra en büyük reformları eğitim sisteminde uygularken geleceğin büyük devletini oluşturmanın iyi bir eğitime dayandığını daha o günlerde göstermişken ne oldu da sonradan gelenler eğitime bilerek veya bilmeyerek bu kadar düşman oldular.

Eğitim mi? Geriledi yoksa bizler mi? Eğitimi bitme noktasına getirdik. Sınıf geçme sistemi tam bir kevgire döndü. Öğrencinin yeterli olmasına bakılmadan sınıfları geçirildi. Burada şunu sorgulamak gerekmiyor mu? Diploma vermek mi önemli, bilgili kendini geliştirmiş, kültürlü bir nesil yetiştirmek mi?

Galiba bütün sorun eğitime bakış açısından kaynaklanmakta, yetkililer eğitimi insanları diploma sahibi yapmak olarak görmekteler. Oysa asıl olanın insanları topluma bilgili, kültürlü ve ileri görüşlü kişiler olarak kazandırmak olması gerekmez mi?

Doğal olarak bu yanlış bakış açısı ülkenin bütün alanlarına artılar katmak yerine eksiler katmaktadır. Toplumda her gün hayattan kopmuş, bilgi dağarcıkları kısıtlı, ileriyi görüp gidişe müdahale etmekten aciz, olaylara duyarsız insanlar hızla çoğalmaktadır.

Durum böyle olunca ister istemez insan şunu düşünmektedir. Eğitim doğru verilmediğinden dolayı acaba fayda sağlamak yerine bize zarar mı? Vermektedir. Burada eğitimi kaldıralım anlamında demiyorum ama en azından eğitimi insanlara diploma vermek olarak görmekten vazgeçelim anlamında söylüyorum.

Bunu sağlamanın bu kadar zor olmaması gerektiğini düşünüyorum. Eğitim sistemini oluşturmayı eğitimin temel direkleri olan eğitimcilerimize bırakmak gerektiğini düşünmekteyim. Siyasi iradenin ülkenin geleceğini direk etkileyen eğitim sisteminin dışına çıkarılmasını ve eğitimcilerden oluşan bir yönetimin görevlendirilmesini daha uygun görmekteyim.

Bu durum oluşturulur ve eğitim sistemi eğitimcilerimize bırakılırsa hem bu sorunlar daha çabuk ve kolay çözülür hem de ülkemizin geleceği daha düzgün bir biçimde şekillendirilir kanaatini taşımaktayım. Nasıl ki, bağımsız bir yargı o ülkede düzenin uygulanmasında büyük bir önem taşımakta ise bağımsız bir eğitim sistemi de aynı önemi taşımaktadır.

Ülkemizin ileri ülkeler seviyesine taşınabilmesi, insanlarımızın diploma sahibi yapılmak için değil, topluma ve millete faydalı birer fert olarak yetişmesini sağlamak için eğitilmesinden geçmektedir.

Saygılarımla

Burçak YAZICI

 
Toplam blog
: 168
: 1098
Kayıt tarihi
: 02.07.10
 
 

4 kasım 1996 yılında İstanbul'da dünyaya geldim. Bu sene ilköğretimden mezun oldum. Okul hayatımd..