Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '08

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitimimiz, hangi anlayışta insan yetiştirmeyi amaçlıyor.

Eğitimimiz, hangi anlayışta insan yetiştirmeyi amaçlıyor.
 

Eğitim, Ana rahminden başlayarak, mezara kadar geçen bir süreci kapsıyor.

Eğitim sayesinde değişimlere, sağlıklı iletişimlere, sevmeye, sevgiye, üretmeye, yardımlaşmaya, yönelik olumlu davranışlar kazanıyoruz.

Eğitim kısaca: "Görgülendirmedir". Bu görgülenme çağdaşlık ve bilimsel verilere dayanmalıdır.

Eğitimimiz, ne tür, nasıl, hangi özellikte insan yetiştirmeyi amaçlıyor ?

Eğitim, sadece okulun işi değildir. Okul, eğitimin, önemli bir ayağıdır. Bireyler, bir çevre içinde yaşarlar, bu çevre anne rahminden başlayarak, yaşadığı tüm fiziki hayat alanlarını kapsar. Eğitimin önemli bir ayağı da "ailedir". Aile- okul- çevre, üç ayaklı bir sac ayağıdır. Ayaklardan biri bozuksa sac ayağı devrilir. Bu üçlü çok önemlidir, iyi eğitimli bireyler, iyi aile olma ve iyi bir çevre yaratma konusunda çok önemli bir rol oynar. Temel ağırlık, okullar da verilen eğitimin kalitesi ve çağdaşlığıyla doğru orantılıdır.

Eğitim: İnsanları yaşama hazırlar, donatır, bilgilendirir, görgülendirir.

Bu yüzdendir ki: Tüm uluslar eğitimlerine büyük önem vermek gayreti içindedirler. Eğitimine büyük önem veren çok kaynak ayırarak, çağdaş normları yakalayan ulusların gelişmişlik düzeyleri de yüksek olmaktadır.

Ne yazık ki: Eğitimimiz henüz çağdaş normları yakalayamamıştır. Eğitimimiz, dinsel tabuların, örf âdet ve geleneklerin etkisinden kurtulamamıştır. Bunun örneklerini, televizyon programlarında da görebiliriz. Televizyon programları falcılardan, cincilerden, muskacılardan, şarlatanlardan geçilmiyor. Bu tür programların reytingi çok yüksek olmaktadır.

* Eğitimimiz, teslimiyetçi, sesinin çıkarmayan, itiraz etmeyen, haksızlığı içine gömen, büyüklerine inanan" kuzu gibi" kişiler yetiştirmeyi amaçlıyor.

* Eğitimimiz; bağımlı insanlar yetiştiriyor. Kendi başına iş yapabilme, özgürce bir şeyler geliştirebilme, kendi kararını verebilme, gibi davranışlarını geliştiremiyoruz. Aile de başlayan bağımlı yetiştirme alışkanlıklarına ne yazık ki okullarda da devam ediliyor. Bu durum, yetişkinlik dönemlerinde kişilik bozuklukları, kararsızlıklara neden olmaktadır. Anne babaya ve çevreye olan bağımlılıktan kurtulmak oldukça zorlaşıyor. "Aman sen yapama, sen küçüksün, senin aklın ermez, sana göre değil, yalnız yapamazsın, sen karışma, aman paranı kaybetme, sen konuşma, büyüklerini dinle... gibi davranışlar kişileri bağımlı hale getiriyor.

* Eğitimimiz, kişileri yaşama hazırlamıyor. Kişileri yaşama hazırlayan dersler konular "es" geçiliyor. Üç tarafımız denizlerle çevrili, insanlarımız bir kaşık suda boğuluyor. Yüzme eğitimi yapılmıyor. Çocuklararımız, cinsellikle ilgili bilgileri okul yerine sokaktan öğreniyorlar. Bu durum da bir çok olumsuzlukları sorunları, beraberinde getiriyor. Hobilerin geliştirilmesine yardımcı olunmuyor, okullarda santranç, dama, müzik aletleri çalma, gibi çalışmalara yeterli önem verilmiyor.Çok sayıda beden eğitimi öğretmenlerimiz boşda geziyor, onlara iş verilmiyor. Bu öğretmenler, okulların tüm spor dalarında takım çalıştırmalarında kullanılmalıdır. Basketbol, hentbol, voleybol, atletizm, yüzme, izcilik vb. Bu dersler diğer derslerden daha önemlidir.

* Okullardaki eğitim anlayışımız; çocuklarımızı kaderci yetiştiriyor. Özellikle, Din Kültürü derslerinin konu ve ünitelerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Eğer bu dersler verilecekse. çağdaş normlara uygun olmalıdır. Basına da yansıyan abdest suyu gibi safsatalar, çıkarılmalıdır. Kaderci anlayış, bilimselliği engelleyen bir anlayıştır. Dinin kişiye ait bir olgu olduğu, yasalarla, dini konuların birbirine karıştırılmaması gerekir. Görünen , verilen eğitim, yaşamın dinsel kurallara göre olduğu felsefesini çocuklarımıza vermesidir ki: Bu çok yanlış ve çağdaş bir anlayış değildir.

*Eğitimimizin ağır programları çocuklarımızda bıkkınlık yaratıyor. Her çocuğu matematikçi yetiştirme gibi bir hastalığımız var. Beden eğitimine, oyunlara, gezi gözlem incelemelere,sosyal faaliyetlere daha az zaman ayırırken çocuklarımızı matematik kavramları içinde boğmaktayız. Bu durum çocuklarımızı derslerden bıktırmakta, öğrenme isteklerini kırmaktadır.

*Eğitimimiz, dershane, özel okul, özel ders kıskacının içindedir. Ülkemizdeki okullar, bölgesel farklılıklara göre, "1- 100 arası kalite çeşitliliğine sahip duruma getirilmiştir.Bunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Bazı bölgelerde okul var mı var anlayışıyla, çoğu branşların ve faaliyetlerin olmadığı okullar durumuna getirilmiştir. Hiç bir ülkede bizim ki kadar özel okul yoktur. Özel okullar, her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığına bağlı gibi gözüküyorsa da kendilerinin geliştirdikleri özel geliştirici programları uygulayarak daha başarılı olmaktadırlar. Bu okullardan da parası olanlar yararlanmaktadır. Bu durum ise eğitimdeki eşitşizliği yaratmaktadır.

* Anayasamızda ifade edilen herkese eğitim hakkı sadece sözde kalmaktadır. Okula gitmeyen, gidemeyen okulçağı çocuklarımızın sayısı yarım milyonun üzerindedir.

*Yasalarımız, her ne kadar temel eğitimin parasız olduğunu söylüyorsa da, ülkemizde eğitim paralıdır. Zor şartlarda yaşayan aileler için çocuklarını okutmak ayrı bir yük getirmektedir. Eğitimin bir yarış haline getirildiği ülkemizde dar gelirli vatandaşların çocuklarının bu yarıştan başarılı çıkması oldukça zordur.

*Okullar, bulunduğu çevrenin bir kültür merkezi haline getirilmelidir.Özellikle, kırsal kesim ve geri kalmış bölgelerdeki okulların fiziki şartları uygun hale getirilerek, okullarımıza spor salonları, yüzme havuzları spor alanları yapılmalıdır. Bu alanlardan, o çevrenin yetişkinleri de yararlanmalıdır.

Şu andaki eğitim sistemimiz. kolaycı, hazırcı, okumayan, araştırmayan, konuşmayan- konuşamayan-, iki satır dilekçeyi yazamayan, sorumluluktan kaçan, anneneye babaya bağımlı, çevreye bağımlı kuşak yetiştirmektedir.

Eğitimimizde büyük sorunlar vardır, sorunlar yaşanmaktadır. Eğitim, felsefemiz değişmelidir. Çağdaş normlara göre yeniden yapılandırılmalıdır. Eğitime ayrılan bütçe artırılmalıdır. Özgür düşünen, irdeleyen, yorumlayan, itiraz edebilen, hoşgörülü, araştıran, okuyan, yazan, anlatan, sosyal çağdaş normlara saygılı, bilimselliği ön planda tutan bir anlayışa sahip nesiller yetiştirmek zorundayız.

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..