Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '09

 
Kategori
Siyaset
 

Elin Adalet Bakanı basıyor istifayı, bizim Adalet Bakanı tınmıyor

Elin Adalet Bakanı basıyor istifayı, bizim Adalet Bakanı tınmıyor
 

İspanya Adalet Bakanı istifa ediyor.
Sebebi ise ilginç.
Bir hakimle, yani yüksek yargı mensubu ile ava gitmiş.
Olay basına yansıyınca derhal istifa etmiş.
Bir örnek.
Hem de önemli bir örnek.

“İnsan halidir” deriz.
“Olabilir böyle şeyler” deriz.
Ama nihai bir davranıştır asl olan ve İspanya’nın Adalet Bakanı gereğini yerine getirerek görevini bırakmıştır.
O halde bu ülkelerin gelişmişlik düzeyini tartışmamızın bir esprisi olabilir mi?

Kaç günden beri bizim Adalet Bakanımız Sayın Mehmet Ali şahin Bey bir arsa mevzuunda, bir Belediye Başkanına, kendisine arsa alması için vekaletname veriyor.
Garip değil mi?
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, yaşanan gelişmeden dolayı her hangi bir rahatsızlık duymuyor.
“Yıllardan beridir ki tanırım kendisini” diyor.
Ne yapalım şimdi Adalet Bakanı vekil tayin ettiği kişiyi tanıyorsa?
Tanıyor olması, vekil tayin etmesini meşru kılar mı?
Hele hele işin içerisinde bir arsa alımı söz konusu ise ve o arsayı almaya vekil olan kişi Belediye Başkanı ise insanın aklına “nüfuz kullanımı” denen işleyişin gelmesi çok mu garip kaçar?
Garip kaçmaz, Adalet Bakanı bu durumu olabildiğince yok saymaya çalışıyor.
Dikkatlerden kaçırmanın yollarını arıyor.
Elin adamı, bir yüksek yargı mensubu ile ava çıkıyor ve olay basına yansıyınca yüzü kızarıyor ve istifasını veriyor, ama bizim Adalet Bakanımız onca akçalı işe bulaşıyor ve ağzı ile itiraf ediyor, hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyor.
Gelişmeleri izlerken “pes” diyoruz.
“Pişkinliğin böylesi” diyerek lanet okuyoruz.

Maalesef kaderimiz bu.
Her zaman ve her dönemde Ankara’nın yüksek devlet katlarında görev yapanlar, memleket rantlarını paylaşma hadisesinde bir birlerini geride bırakacak varyasyonlara girdiler.
Bir bir çıktı yaptıkları.
Ve hiç birisinin küçük de olsa yüzü kızarmadı.
Aynı pişkinlik ve üslupla ekranlara çıkıp, nutuk atı verdiler.
Mahkemeler bu tip akçalı işlere bulaşanların aklanma merkezi haline dönüştü.
Siz bakmayın öyle ufak çaplı bir iki ceza alanına, hiç birisinin kıymeti harbiyesi yoktur.
Akçalı işlere bulaşıp da kamuoyunda teşhir olan onca insan bir süre sonra muteber şahsiyet oldu.
Örnekleri çok.

Yirmili yaşlarımızdan aklımda kalmış.
Kaba saba bir arkadaşımız parasızlığa vurgu yapar ve parasızlıktan kurtulmanın formülünü anlatıp, nasıl muteber şahsiyet olunacağına dair konuşurdu.
Gözümüzü patlatarak dinlerdik.
Çok önemli bir şey söyleyecek sanırdık.
“Abi ya, karı satacaksın karı” diye narasını atıp, yüzünde kızartı belirtileri olurdu.
Sinirli bir şekilde devam ederdi.
“İki sene p... olursun, sonra ise muteber ve saygıdeğer bir adamsın” derdi.
Yalan mı?

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..