Emekli ve asgarî ücretli, insan değil mi?

Önce, şu, Fotoğrafını da yayına aldığım haberin detaylarına bir bakalım;
''10 yıl önce gazeteler; 'OCAKLAR SÖNÜYOR' manşetleriyle doluydu. Bugün ise: 'Büyümede Avrupa birincisiyiz' '' türkiye-02.04.2011, cumartesi 

Adı geçen gazete'nin manşet altına koyduğu, iki ayrı gazete kupürünün ilk fotoğraf altı yazısını okuyalım önce:
'' MAAŞ ÖDEYEMEYEN TÜKİYE 10 yıl önceki Türkiye, bırakın büyüme rekorunu, memur ve emekli maaşlarını ödeyecek para bile bulamıyodu. Kizin pençesindeki esnaf, ardarda kepenk kapatıyodu.'' (a.g.g) 

2.fotoğraf altı yazısı da şu:
''Türkiye'nin ekonomik büyümede avrupa şampiyonu olması, dünkü gazetelerin ortak manşetiydi. Tarih 1 NİSAN olmasına rağmen, kimse bunun bir şaka olduğunu düşünmedi.'' (a.g.g) 

Aynı gazete'nin sağ üst köşesinde, küçük bir fotoğaf altında da şu haber detayı vardı:
''İHRACAT KEYFİ POTADA
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve Faruk Çelik, ihacat rakamlarının açıklanmasından sonra, spor salonunda basketbol maçı yaptı. Bakanların neşesi görülmeye değerdi.'' (a.g.g) İki Bakan'ın, sevinçten âdetâ göbek atan bir fotoğrafını koymuş gazete. 

Evet, haber ve rakamlar böyle, Bakanlar da böyle(!)... 

Yukarı aldığım haber detaylarının ilki de doğru, 2.'si de. 

2000'li yılların, evveliyatını da, ilk iki yılını da hiç unutmadık. ANASOL Me diye meşhur olmuş olan, Ecevit Başbakanlığındaki, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz Hükümeti'nin; Ekonominin düzeltilmesi için, ABD'den ithal ettikleri Kemal Derviş'te çâre olamamıştı. İşler geçekten çok kötü idi. 

Şubat 2001 de, ''Anayasa Kitabı Atma olayı'' ndan sonra da işle hepten berbat olmuş, Ekonomi tamâmen raydan çıkmış, zemberek boşanmıştı âdetâ. 

Memur, işçi, emekli, esnaf, köylü; hülâsâ bütün millet burnundan soluyordu sanki.
Tam da bu esnâda, Recep Tayyip Erdoğan çıktı ortaya. Milletin bu sıkıntılı ânda, çok fazla düşünebilecek lüks'ü de yoktu.
Kendinden kabûl ettiği, kendi hislerine tercüman olan bu insanı, hiç düşünmeden bağrına bastı. 

Tamam; ekonomide, siyasette, toplumda bir istikrar ve huzur oluştu. Güzel şeyler yapılmadı da değil.
Sağlıkta, eğitimde vs. hatırı sayılır şeyler yapıldı. Burada bunları tek tek sıralıyacak değilim. Bu yazının konusu da bu değil... 

Ama hakperest olmak gerekirse şunları söylememek te olmaz elbet...
O da şu;
Ekonominin büyümesi eğer vatandaşın büyük bir çoğunluğunu oluşturan, ASGARÎ ÜCRETLİ'nin ve EMEKLİLERİN, insanca yaşamalarını sağlıyacak şekilde bir dağılımla onlara yansımıyorsa, ortada bir çarpıklık var demektir. 

Siyâsî istikrarın olması güzel de; Milletin, büyük bir kesimini oluşturan kesimi'nin de İNSANCA YAŞAYABİLECEK bir gelir düzeyine getiilmesi gerekmez miydi bu SİYÂSÎ İSTİKAR DÖNEMİNDE. 

Hâa!..
Hak etmiyor mu yoksa size göre bu insanlar, bu kadarcık insanca yaşamayı?!. 

''Ekonomiyiyi büyüttük diye !...''(!) diye göbek atanlar, ayda 8-10 bin TL maaş artı her türlü konfor ve lüks içerisinde yaşarken, açlık sınırında yaşayan gariban vatandaşın gırtlağının içine girecek olandan kısıp, göbeklerini büyüte büyüte göbek atıp oynayanlar, Kimlerin ekonomisini büyüttüklerini çok iyi biliyorlar aslında. 

Bu Millet, 2002 yılına kadarki iktidarlara olan hınçlarının sarhoşluğunda şu anda.
Tayyip Erdoğan Morfini ile de uyuşturulmuş vaziyetteler.
Bu durumdan kurtulduğunda ise, çok faklı şeyler olmaması mümkün değil. 

Çok mu zor Asgarî ücretliyi ve EMEKLİ'yi insan yerine koyup, ONLARA, insan gibi yaşayabilecekleri maaşı vemek?!..
Hâa!..Çok mu zor Beyler?!..Batar mı bu devlet?.. Hâa!..Batar mı Beyler?!.. 

Siz ıkına tıkına yeyip göbek atıp oynaken batmıyor da, bu insanlara, sâdece insanca yaşayabilecekleri parayı verince mi batacak memleket?!.. 

Bakalım bu seçimlerde, bu millet bununla alakalı ne düşünecek?! 

Sağlıcakla kalın... 

Hasan Hüseyin Nâtık
İSTANBUL
03.04.2011, pazar