- Kategori
- Şiir
Empati
Hayatı ıskalamak mı? Ne mümkün!
Sen hiç bir şey yapmasan da
kader kuralında
beklemediğin şekli ile öyle bir oynuyor ki
gün, ay, yılından geçerken, sekerek intizamsız!
Empati yoluyla bazen bir kadınım,
hasretin türküsünde
bazen bir adam, ayarın son hiddetinde
bazende bir çocuk, masumane, ürkek, arada yaramazın önde gideni ama çocuk yanı bilindiği üzre tertemiz!
Her halükarda zaman bizlerden neleri çalmadı ki?
Kimimiz oyunu kurallarına göre oynasak da
kimimiz üst üste sınıfta kalıyorduk
keskin bıçakla yaralanan zamanın
ömür diliminde, canı közünden yanan!
Hangi hemcins aynı ki?
Bir korkmayanı vardır, birde nalınsız kaçan!
Ya da hangi evlilikler birbirine eş değer?
Çabala ki, deveyi düze çıkarasın
olmuyorsa olmuyor işte mirim!
(Bir Evliliğin Anatomisi)
Konuşmak istiyor kadın
yutkunmalar zorluyor
konuşamıyor, o da istemiyor
erkeğinin bol grisi olan ihlalini
ve suskun kadın, boydan boya
çünkü, biliyor
çocuklarından kopmanın
bedelinin ağırlığını, ufak ufak gitmelerin
kendine dönük, vurgun olacağını
nihayetinde annedir, evlat sevgisine tutsak
hop oturup hop kalkarken, emek veren yüreği!
Belli ki
hayat görüşü oldukça kısıtlı
buna rağmen
erkek özlemle anlayış bekliyor!
nasılda vurdumduymaz, evliliktense bi haber
bacaklarına sarılan çocukları
bir de itelemesi var ki, sindirerek!
özgürlüğe müptela adam
avaz, avaz fikir kaçkını!
Yoksa, bir yanağına şaplak yiyen
çocuklarının diğer yanağını mı
döndürmesini bekliyor, yıldan yıla!
Empati yoluyla çocuğum demiştim ya!
Ebeveynlerin hangisinden geçmek gelir aklıma
önce kim kime muzmar, ona bakarım
'Baba Evin Direği' tamam, kabul!
Diyelim ki; Anne yanım ağır basıyor, yine de
onların ayrılığını istemem!
İhtimal buya; Anne ve babalarımız ayrılmasın
çocuklarda, hiç öksüz kalmasın!
Ben evlendiğimde ayrılmayacağım diyenler
ayrılıyorsa ne olacak bu dünyanın d/üzeni!
Şiiri yazan!
Sancısında soruyor; Kim bu dünyanın, gerçekten üzeni?
Gülsen Tunçkal