Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

Emperyalizmin yeni maşası: Genç siviller…

Emperyalizmin yeni maşası: Genç siviller…
 

Bir zamanların ülkücü gençliği, halkın yükselen toplumsal muhalefetine karşı “vurucu güç” olarak kullanılmıştı… Nerede bir hak arama mücadelesi var; kim bağımsızlık ve demokrasi için meydanları dolduruyor, orada saldırı, taş, sopa sokağa dökülüyor ve hatta silahlar patlatılıyordu. Oysa bugünün milliyetçi gençliği, gerçek “ülkü”nün, emperyalizme karşı vatanın savunulması olduğunu anlamış durumdadır ve kendisine hükmetmek isteyen güç odaklarını zaman içinde geliştirdiği bilinci ile aşarak, bu uğurda yürütülen mücadelelerin içinde yerini almakta, “ulusal cephe” içindeki safını tutmaktadır.

Emperyalizm ülkemizdeki en kalabalık ve en güçlü “maşa”sını kaybetmiştir… Gençler büyümüş, insanlar bilinçlenmiş, tam bağımsızlığın savunulması ve milli bütünlüğümüzün korunması yönünde ortak bir cephe oluşturmuştur. Bu durumda emperyalizme yeni maşalar gereklidir… Yükselen toplumsal muhalefeti bastıracak kandırılmış yeni piyonlar gereklidir… Piyon olmak kötü ve talihsiz bir kaderdir. Bilinç eksikliği ya da kişisel çıkar bataklığına sürüklenmek olgusu, sözünü ettiğimiz bu kaderin değiştirilmesi önündeki engeli oluşturmaktadır. Ama yoksulluğa ve eğitim eksikliğine bilinçli bir biçimde mahkum edilen bir ülkede bu türden insanlar bulmak kolaydır… Hele hele genç insanlar… Onları bulmak ve devşirmek her şeyden daha kolaydır. İşte son günlerde emperyalizmin “konu mankeni” olarak meydanlara sürdüğü yeni piyon, kendilerine “genç siviller” adını yakıştırmış olan biçare “genç” insancıklardır…

Bir televizyon kanalının ekranında bu kişilerin eline tutuşturulmuş bir pankartı okuyunca, düşünceye… Hayır, daha doğrusu, derin bir kedere kapıldım. Şöyle yazıyordu pankartta: - Ne Mutlu İnsanım Diyene!.. Ne güzel bir söz değil mi? Kim aksini ileri sürebilir ki bu sözün?.. Peki, bu pankarttaki deyiş zihninizde hangi sloganı çağrıştırıyor?.. - Ne Mutlu Türküm Diyene!.. Evet… Çağdaş piyonlarımız Mustafa Kemal Atatürk’ün bu özlü sözünü beğenmemiş olacaklar ki, cümleden Türk sözcüğünü çıkartıp, yerine İnsan kavramını oturtmuşlar… Vay benim uyanık, kurnaz ve cin kardeşlerim… Demek, Türk kavramını tedavülden kaldırıp, yerine monte ettiğiniz sözcük “insan”… Peki, Türk sözcüğünün karşıtı olarak insan kavramını oturtmak kurnazlığı, bu iki kavramın birbirlerinin alternatifi olduğu düşüncesini sinsice gündeme getirme aklı/evvelliğini kimlerden öğrendiniz?.. Sizin sözcüklerinizle konuşursak… Demek ki, hedeflediğiniz Türkiye’de; Türk… Aut! İnsan.. İn!.. Peki niçin milliyetçilik ”aut”?.. Çünkü, hizmetleriniz karşılığında çıkınınızı dolduran çıkar odakları, insanlarımızı bir araya getiren ve onları bir devlet mekanizması içinde organize eden toplumsal bağ ve değerleri ortadan kaldırarak bu ülkeyi savunmasız bir duruma getirmek istiyorlar da ondan…

İşte bilinçli çağdaş milliyetçilik, sözünü ettiğimiz bu savunma mekanizmasının adıdır… Ve aşağılanan, “aut” kılınan ve sonuç olarak da yok edilmek istenen şey, insanları bu “ülkü” etrafında birleştiren ve onları, birbirlerinden kopuk tek tek bireyler olmaktan kurtararak, organize olmuş örgütlü bir halk konumuna yükselten bilinci ortadan kaldırmaktır… Sürdürülen bu “a-simetrik psikolojik saldırı” ortamında “insan” sözcüğü ise, bu bilinci yıpratmak ve insancıklarımızı avlamak için oltalarının ucuna taktıkları alelade bir yemdir… Bu yeme [ve benzerlerine] kanmamak için ağzımızı poyraza doğru açık bırakmamamız ve bilincimizi her an uyanık tutarak, bizi birr halk olarak birbirimize bağlayan bağların değerini kavramamız gerekmektedir. Gün ayrışmak değil… Birleşmek günüdür! Kişisel küçük hesapları bir kenara bırakıp, bencilliklerimizden arınmak günüdür. http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler.com/ http://www.kitlecizgisi.com/

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..