En büyük ikramiye

İmam hatipli kardeşimin Allah aklını korusun, onun vasıtasıyla bunu yazma gereği duydum.

Arkadaşımın sabahın köründe, kapıyı gümbürdetip zile bile basmadan feryat edişiyle deprem oluyor sanıp yataktan fırladım. Ayaklarımdan yer kayıyordu sanki. Siz siz olun yatarken uyanık bile olsanız ayağa kalkarken yavaş kalkın, fırlamayın. Çünkü fiziksel olarak da yer çekimi etkisiyle beden rotayı şaşırabiliyor ve tansiyon oynayabiliyor.

Arkadaşımın elinde, üzerinde numaralar yazılı bir peçete vardı. Bana sallayıp Seni seni diyordu. Ne olduğunu henüz anlamamıştım. Ama ona sarsıldığım için,

—Neden kapının zilini çalmadın? Öyle bağırınca yüreğim ağzıma geldi hayrola sabah sabah dedim.

Yüzünde acı bir ifadeyle;

-Yaa demek şimdi böyle olduk, rahatsız ettik hamfendi. gibisinden serzenişlerde bulundu.

Eskiden birbirimize vakitli vakitsiz gider nasılsın yerine hayrola sabah sabah derdik. bu aramızda sanki anlatacak çok çey var yine sabret anlamında bir merak öncüsüydü. Her zaman denilen söze bu kez alınganlık göstermesine şaştım. Aslında o haklıydı. Ben fırlamaktan dolayı sarsıldığım için kızgın bir tavırda bulunmuştum. Ayıp ettim diyerek özür dileyip havayı yumuşattım.

Arkadaşım o sabah yüzüme bir başka bakıyor ve sanki her yerimi ayrı inceliyordu. ben de saf saf onun niye benim her yanımı incelediğini merak ederek birbirimize merakla bakışıyorduk. dilimin ucuna gelen ne bakıyon beni yeni mi gördün kelimesini zapt edemedim birden .Eyvah ki ne eyvah.Geçmişten bu yana yaptığı ne kadar iyilik , yedirdiği ne kadar yemek, içirdiği ne kadar çay kahve, benle geçirdiği ne kadar zaman varsa hepsini lanetlemeye başladı.Şaşkınlığım elindeki peçeteyi suratıma savurup haram zıkkım olsun diyene kadar sürdü.Herhalde peçeteyi yememi istemiyordu .Aldım bu herhalde telefon numarasını değiştirdi ben de aramadım , ya da biri buna telefon numarası verdi ve onun yerine beni aradı diye uyku sersemi düşünürken anladığınız gibi sevmediğim ot gelip başımda bitmişti.

Yılbaşı dolayısıyla arkadaşlarla toplandığımızda, elinde bir koçan biletle gelip hepimize bir bilet hediye etmişti. Hepinize ancak şans hediye edebiliyorum diyerek. nasıl da duygulanmıştım. Allahın verdiklerine şükretmek gerek bana bir lokma bir hırka fazlası neme gerek demiştim. ve o karmaşada bileti de cebime koymuşum.Alışkanlık ne zaman sazlı sözlü bir yere gitsem ille de kalkıp oynarım ne havası olursa olsun.Pistte kimse olmasa dahi .Hatta oturanların tepesine gider onları da kaldırırım.Bu huyumdan dolayı da çantamı masada boş koyar içindeki parayı da mutlaka üstümde taşırım.Kendimi çabuk unuttuğumdan ve güvenemediğimden .Her zaman servis değiştirmeye gelen garson olmuyor, hırsızlar en coşkulu zamanda boş masada ne varsa eline bir tepsi alıp rahatça topluyorlar göz göre .Hele ceketini sandalyenin arkasına asan cinsler varya yandı.

Çok gezen çok görür hesabı bunların suç işleme nedenleri de ruhsal açıdan ilgi alanım olunca bazen tedbirli oluyorum da akıllı olamıyorum unutkanlık yüzünden .Unutkanlığımın nedenini de çözdüm bu boş vermişlik , önemsememe den kaynaklanıyor bende. Bunları anlatma nedenim o piyango biletini niye cebime atıp sonra da unutup, bir güzelde makineye atıp, hamur halinde cebimdeki paralarla birlikte hamur halinde çıkarmam yüzünden oldu. Hala farkında bile değildim o biletin öneminin. Unutmuştum. Ama darphanemizi kutlarım. Paralar iyi dayanmış o 1000 devirlik dönmeye de Bilet hamur olmuş. Bundan sonrasını artık merakla okumasanız da soruyorum benim yerimde olsanız ne yapardınız.

Arkadaşlar arasında konuşurken hep hayaller kurarlar ya ben de aman bir tek bana çıkmasın herkese paylaşılsın. Ya da götürür hayır kurumlarına dağıtırım içinden alacağım bir kuruşta kaç kişinin umudu var yaramaz, çıkanlar zaten define avcıları gibi aklını kaybediyor derdim. Hatta hiç bilet alıp şans satın almam. sevmediğim ot başıma bitmişse de bir ibret olarak madem istemiyorsun gibilerden hamur olmuştu bilet. Ama karşılığında kazandığım şeyi hiçbir insan parayla satın alamaz.

Ah benim bunca yıllık sevgili arkadaşım, demek beni hiç tanıyamamışsın, en önemlisi güvenmemişsin.Bunca yıldır nasıl aklında tutmuşsun bana yedirdiklerini , ben unuttum oysa hiç de kağıtlara yazmam ki kime ne ettim diye.Ama seninki zor bir yöntem yanılgı payı çok .Demek bir koçan bileti arkadaşlarına verirken önceden hepsini üşenmeden numaralarını kaydettin.O seride tutturanlar yandı.Bunu arkadaşlarını sınamak için yazdığını mı söylüyorsun .Çıkmasa nasıl sınayacaksın?Dostluk kelimesi bir daha bir ok gibi saplandı yüreğime.Bir daha mı artık şu sözleri hayat laboratuarımda bulunduracağım

_Paranın kazandıracağı dostluktan ise. Dostluğun kazandıracağı parayı tercih et

-.Para kaybedilince kazanılır ama akıl kaybedilince asla. Dostluk kaybedilince? onu bilemedim ama ben arkadaşımı affettim. İyi ki ona çıkmamış bir ikramiye. Yoksa yanına yaklaşamayacak değerli bir süs vazosu gibi elimi sürmeden uzaktan bakacakmışım