Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '08

 
Kategori
Sinema
 

Enerji Çocuk

Enerji Çocuk
 

pudra çocuk


_Dediklerimi anlıyor musun?

_Madem o kadar zekiyim, neden anlayıp anlamadığımı soruyorsunuz?

Hayatımda unutamadığım filmlerin başında gelir Powder, yukarıdaki replik zeka testi sonucu çok yüksek çıkan Jeremy’e doktorun, onun ne kadar zeki olduğunu anlatmaya çalışması sonucu oluşmuştur.

Bir filmi iyi ve unutulmaz yapan, ağızda çok hoş bir tat bırakıp yıllar sonra bile akla gelince o tadı dile yeniden bulaştıran sihirli şekerler gibi, asla eskimeyen bir aksesuar, eski okulunun önünden geçmek gibi, sevimli bir dostun gözleriyle buluşmak, tozlu rafta ele geçen bir kaliteli roman… Bu film benim için öyle bir film.

Doğum için hastaneye giden bir kadını yıldırım çarpıyor ve anne ölüyor… Bebek müthiş bir elektrik enerjisi yülü olarak doğuyor... Bembeyaz tenli ve dahi, üstün güçleri olan bir genç…

Fakat vücudunda hiç tüy yok ve rengi büyük kalabalıklarda dahi ilk anda fark edilebilecek bir dışlanma sebebi…(!)

İnsanların farklılıklara karşı tepkileri ve çocuğun verdiği mesajlar…

1995 yapımı 111 dakikalık ABD yapımı bu dram zamanında tv kanallarında bir çok kez gece kuşağı olarak yer bulmuştur. ( Böyle nostaljik filmlerin neden artık tv kanallarında yer bulmadığını gerçekten merak ediyorum oysa o filmleri izlemek öyle tarifsiz bir zevktir ki… Uzak Ufuklar, Makas Eller, Crow…

Sean Patrick Flaney'in muhteşem oyunculuğu da beni bu filimde en çok etkileyen unsur olmuştu. Gördüğü her şeyi hafızasına alan muhteşem bir zeka, kaşıkları eğip bükebilen bir enerji, masumiyet, yalnızlık, farklı olma ve farklı olarak yaşamaya çalışma, aşkı hissetme...

Filmin bir sahnesinde bir ceylan avlanıyor, bu sahnede Jeremy can çekişen ceylanın acısını yok ediyor ya ben o sahnede ne ağlamıştım ne ağlamıştım, hele bir de farklıya tahammül edemeyen o gençlerin Jeremy’i soyarak çamura atmaları… Tamam belki acındırmanın dozu biraz fazla kaçmıştı ama bu maddi olandı, bir de farklının manevi dışlanması vardır ki bu daha beterdir, görünen_temsil eden_ bile o kadar acımasız gözükürken saf dışlanma ne kadar yalnız bırakır insanı tahmin edebilirsiniz.

Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ ı vardır bilirsiniz, kendimi öyle sıfatlandırırım nacizane, bir kalabalıklar içinde insan her zaman biraz yalnızdır ya ama bazen biri daha yalnızdır hayatta…

Güzel bir reklam var “Herkes eşittir, bazıları daha eşittir hayatta” diyor sloganda gerçekten öyledir… Bir çoğunlukta nasıl azınlık olunur? Farklılıkla…

Filmin sonunda Jeremy, E=mc2 yi doğrulayarak yıldırım çarpması ile saf enerjiye dönüşüyor.
Mutlaka seyredilmesi gereken bir film diye düşünüyorum.


Enerji asla kaybolmaz. Aktarılır, biçim değiştirir. Hiç durmadan yapar bunu. Eğer dikkatimizi yeterince verebilirsek bu konuya, beynimizi tam kapasite ile çalıştırabilseydik kendimiz tamamen saf enerji olabilirdik ve bugün vücutlarımıza da gerek kalmazdı.

Albert Einstein

Günün birinde saf enerji olabilir miyiz bilmiyorum ama keşke “saf insan” olabilsek…

 
Toplam blog
: 30
: 1362
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Antalya'da yaşıyorum, bir dönem İzmir'de de bulundum, iyi ki bulundum. Türk Dili ve Edebiyatı mezunu..