Enerji

Bu gün manşetlerden elektriğe % 15 zammı görünce yıllardır enerji kaynaklarını anlatmış bir coğrafya öğretmeni olarak şu enerji konusunda bir şeyler yazayım dedim. Enerjji, bildiğimiz gibi insanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için artık olmazsa olmaz bir kavram, Türkiye sanayisinin belkemiğinin yer aldığı Marmara Bölgesin' de bir hafta elektriğin olmadığını bir düşünün, ter bastı her yerinizi değil mi? İşte enerji artık böyle bir şey, oksijen gibi, su gibi ve artık stratejik bir silah, enerji kaynakları Dünya geneline eşit olarak dağılmadığından hangi ülkede bu kaynaklar varsa, oyunda başarolü maalesef o ülkeler oynamaya başlıyorlar; işte doğal gaz ve petrolü olan Rusya, İran, petrolü olan Suudi Arabistan gibi.

Enerji üreten bir ülkenin ucuz enerji üretme gibi bir hedefi olmalıdır, bu nedenle mümkün olduğu kadar kendi sınırları içinde daha bol olan kaynaklardan yararlanmaya çalışır. Yani bu durumda ülkemizde enerji üretilirken mümkün olduğu kadar petrol ve doğalgazdan uzak durup, rüzgar, güneş, su, jeotermal gibi Türkiye' de potansiyeli daha fazla olan kaynaklara yönelmek gerekir. Bir gün bir belgesel programında bir karadenizli vatandaşımızın evinin yanından geçen derede kurduğu trübin sayesinde evinin elektirik ihtiyacını karşıladığını görüp enerji konusunda alternatif çok şeyler yapılabileceğine bir kez daha tanık olmuştum.

Biz coğrafya derslerinde doğal gaz termik santralleri ile ilgili daha düne kadar Kırklareli ilimizdeki Hamitabat termik santralini örnek verirken bu gün bu santraller hızla artmaktadır. Türkiye' nin bol miktarda doğal gaz üretimi veya rezervi olsaydı, bu artışı anlayabilirdim fakat sanayi enerjisinin dahi dışardan alınan doğal gaza bu denli bağımlı olması anlaşılır gibi değildir ve ayrıca savaş tam tamlarının çalındığı bu günlerde doğalgaz alımı, Türkiye' nin karşısında önemli bir koz olarak kullanılacaktır. Saygılarımla...