Er ya da geç bitecek!

Biraz gündem dışında oldu ama son olarak şehit pilotların naaşlarının bulunması ve Van da ki saldırıdan sonra yazmak istedim.

Kendisin bir kaç açıklaması: ''Malum partinin lideri terör örgütü silah bıraksın diyor, operasyonlar son bulsun diyor. Zaten terör örgütü silah bırakırsa operasyon olmaz. Askerler operasyon yapma meraklısı değildir.''  Başbakanın bu açıklamasından 1 gün sonra bdp milletvekili aynen şu açıklamayı yaptı:''Her seferinde PKK'ya silah bırakma çağrısı yapılıyor. Tamam silahları bıraksın, nasıl, kime bıraksın, neye bıraksın. Erbil pazarında satsın mı, Kandil'de mi bıraksın, kime teslim etsin. Teslim ettikten sonra nereye gelsin? Habur'a gelip, 'Türküm doğruyum, çalışkanım, ne mutlu Türküm' diyerek devletin şefkatli kollarına mı sığınsın, ne yapsın?''

Bundan 10 gün sonra da aynı partiden bu adamla aynı sırada oturan bir kadının sözleri ile gaza gelerek onunla görüşme yaptı. Ve görüşmenin olumlu geçtiğini söyledi.

Peki şimdi ne düşünülmeli hangi samimi duygulara inanılmalı.. Dağdaki teröriste gerilla diyen, onların cenazesine katılan, onlara devlet araçlarını tahsis edenlerle muhattap olupta; terörü bitireceğiz diyen ve bilmem kaçıncı kez bıçağı kemiğe dayatan bu insanların açıklamasını hala samimi bulan hala onlara inanan birilerinin bu ülkede var olduğunu bilmek beni artık iyice rahatsız ediyor.

‘’Terör örgütü PKK’dan kaçarak Şırnak’ın Silopi ilçesinde güvenlik güçlerine teslim olan 7’si yaşları küçük olan toplam 15 terörist, ”etkin pişmanlık” hükmünden faydalandırılarak serbest bırakıldı..’’

He  tabi çok pişmanlar bir Türk askerini şehit edemedikleri için. Bırakın bu pişmanlık olaylarını artık. Serbest bırakıyorsunuz sonra örgütün şehir yapılanmasında devam ediyorlar ne anladık kı? 

Sıra Sayın Arınç'ın tutarsızlığında:''Bunları dile getiriyor, o da getiriyor, başka arkadaşları da getiriyor. Bu tek başına dikkate alınacak bir konu değil. Belki bir yol haritasıyla, yapılması gerekenler sıralamasında, terörün, terör örgütünün silah bırakmasıyla başlayacak bir sürecin içerisinde dikkate alınabilecek bir konu olabilir. Yoksa bugün için bunun bir geçerliliği yok. İmralı'daki kendi günlük hayatına devam ediyor. Çünkü eğer örgütün talebi olarak bu geliyorsa bunu yapmamız halinde bile örgüt, bugünkü şiddetten vazgeçmeyecektir. Öncelikle Sayın Başbakanımızın, Kuzey Irak'taki otonom yönetimin de onlara hatırlattığı gibi koşulsuz olarak silah bırakmaları, eylemlerine son vermeleri, bundan sonrasını da birlikte düşünmeleri gerekiyor. Bu tek başına sadece bir taleptir, bunun üzerinden siyaset yapacaklarını düşünüyorum, bu çok samimi değil. Şunlar, şunlar, şunlarla birlikte ama başına da örgütün tamamen silah bırakması ve eylem yapmaması durumunu kabullenmesine bağlı olarak konuşulabilir'' bu açıklama 15 Haziranda yapıldı.

Aynı haber sitesinin 20 Haziran haberi :'' Açıklamalarım çarpıtıldı. Örgüt koşulsuz silah bırakmalı, ondan sonra bazı şeyler konuşulabilir. Ev hapsi şu anda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış bir kişi için hukuken mümkün değil."

Ha hukuken mümkün olsa yapacaksınız? Aynı haber sitesi sizce böyle birşey yapar mı evet biz çarpıttık diye? Bırakın Sayın Arınç ya dediklerinizin arkasında durun yada susun! 

Sıra da Hüseyin Çelik var:  ‘’PKK’nın ortaya çıktığı koşulların köy boşaltma, asimilasyon, kültürel hakların sınırlanması gibi olayların yaşandığı dönemde olduğuna dikkat çeken Çelik, AKP hükümeti döneminde yapılan düzenlemelerle bu iddiaların anlamının kalmadığını, PKK’nın uzantısı olan BDP’nin TBMM’ye girdiğini belirtti’’ ve “BDP’liler gelsin Abdullah Öcalan’ın bütün fikirlerini gelsinler kürsüden söylesinler. Bu beni rahatsız etmez. Gelsinler söylesinler. Federasyondan da bahsediyorlarsa etsinler, bölünmeden de bahsediyorlarsa etsinler. Ama terörü ve teröristi kutsamasınlar” ifadelerini kullandı. Bunları demesi kendisini rahatsız etmiyormuş ama kaç Türk vatandaşını rahatsız ediyor?  %48 ini rahatsız ediyor herhalde ki diğer kısmı yine bu adama oy veriyor.