Erdoğan : "İşsizlik %11'in üzerinde..."

 

 

İşsizlik gibi korkunç bir şey var mı?

 

Yaşayan bir varlık; gücü kuvveti yerinde, belki bir mesleği de var , ama işi yok.. Ne korkunç bir durumdur.

 

Çeşit çeşit işsizler var.

 

- Hiçbir eğitimi olmayan, ama köşebaşındaki kahvenin önünde durarak gelip geçen patron adaylarına “Abi her işi yaparım..” diye yalvaranlar mı?

 

- Lise mezunu olup, annesinin babasının yalvar yakar bulduğu işi beğenmeyip, kahve köşelerinde ömür tüketenler mi?

 

- Üniversite mezunu olup, kendine göre bir iş arayıp, bulamayıp, umutsuzluğa kapılanlar mı?

 

- Başbakana güvenip,  3-4 çocuğa sahip olup,  günün birinde işinden çıkarılıp, her kapıya başvurup iş bulamamış, ondan sonra bir apartmanın balkonuna çıkıp “Kendimi öldürecem, bana bir iş bulun,” diye bağıranlar mı?

 

- Yeniden iş bulmak umuduyla erken emekli olup, ondan sonra çarşı pazarlarda iş peşinde koşup, hayal kırıklığına uğrayanlar mı?

 

-Yüz binlerce işsiz Öğretmen Adayları mı?

 

Ne istersiniz..? Çeşit çeşit işsiz.

 

Sonra falan belediye teşkilatında bir itfaiyeci  aranıyor, ilanının peşinden koridorları dolduran binlerce aday mı?

 

Kardeşim, bu memleket envai türlü işsiz gördü ama Cumhurbaşkanının böyle konuştuğunu hiç görmemişti… Ne diyor?

 

Erdoğan: “İşsizlik seviyesini hemen düşüremeyeceğiz. "Kadınlarla gençlerden kaynaklanan iş gücündeki artış oranı önümüzdeki yıllarda da sürecek"

 

“Erdoğan işsizliğin yüzde 11'in üzerinde olduğunu hatırlatarak, "Bakın şu anda istihdam dedik. Eğer büyüme istiyorsak istihdam. Ama şu anda işsizlik yüzde 11'in üzerinde. Bu ülke bu hale düşmeli mi? Eğer bu hale düşmemesini istiyorsak, öyleyse bize lazım olan nedir? Yatırımdır, üretimdir, istihdamdır, bundan sonra rekabettir. Yatırım olabilmesi için girişimcinin imkanları yakalaması lazım. Ama paradan para kazanmaya alışmış bu bankacılık sistemi kredi noktasında gerekli desteği vermiyor, veriyorsa çok yüksek faizle veriyor, “ (sabah.com.tr)

 

Bunu kim söylüyor, 14 yıldır İktidarda  bulunan RTE…

 

İnsanlarının %11.4’ü işsiz olan, sokaklarda sürten, kahvehaneleri ağzına kadar dolu olan bir ülkenin moralinin ne kadar yüksek olabileceğini tahmin edebilirsiniz. 

 

Türkiye’de , Merkez Bankası ve Bankacılık sistemi bir bakıma dokunulmaz hale gelmiştir. Ama bu sistem ne yazık ki, Türk ekonomik sistemini girdiği dar boğazdan çıkaramıyor.

 

Ve ülke , (3.44) seviyesini gören dolar’la giderek umutsuz hale geliyor. İş yerleri kapanıyor. İşverenler homurdanmaya başladılar bile… Ne ham madde alabiliyorlar. Ne ne bu fiyatlarla dışarıya satış yapma imkanları var.

 

Tabii ihracatta başı çeken otomotiv sanayisi de artık yavaş yavaş yerinde saymaya başlayacak.

 

Peki, kimse ağza almak istemiyor ama, ya ekonomik durgunluk (recession) gelip  kapımızı çaldığı zaman ne yapacağız?

 

Zaten, Özel Kesim’in dışarıda uçan kuşa borcu var. Devlet istediği kadar “Benim borcum azalıyor..” diye nutuk atsın. Özel Kesim ne yapacak? Ondan sonra “ayıkla pirincin taşını…”

 

Buna ek olarak , bir çok insanı istihdam eden, Turizm kesimi de ağlamaklı halde. Gidip bakın, Kapalıçarşı’ya… Yaprak kımıldamıyor.

 

Ayrıca Karaköy’ün önüne gelip yanaşan dev gibi  Tur Gemileri nerede? Niye gelmiyorlar..?

 

Oteller  kapanıyor, satılıyor ve hep umutlarını gelecek sezona erteliyorlar… Neymiş? Ruslar gelecek sezon yine cümbür cemaat geleceklermiş…

 

Ama bir yandan bombalar patlıyor, insanlar ölüyor, büyük kentler emniyetli yerler olmaktan yavaş yavaş çıkıyor. Binlerce insan, sorgusuz sualsiz içeri atılmış durumda… Bir insan durmadan “Ben Başkan seçilecem..” diye uğraşıp duruyor. Ayrıca , 

 

AB’ye posta atmışız; biz bildiğimizi yaparız, diye feryat figan ediyoruz…

 

Bu işlerin sonunu hesap ediyor muyuz?

 

Ban değil ama lütfen şu işsiz Patronlara biraz moral verin…

 

Gariban Kronik İşsizler zaten kahve köşelerine alıştılar. Bir çay’la bütün günü geçirmeyi öğrendiler. 

 

Memlekette para yok, para dönmüyor. Para dönmeyince, Dolar alıp başını gidiyor. Bugün 3.45, yarın 4.00 ve sonra 5.00… Ondan sonra … “Al Allah delini, zapteyle kulunu…”

 

İşsizlerin de dayanacakları belli bir nokta vardır. Sonra…

 

Bu işin aması var… Onu da ben mi öğreteceğim size..!!