Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '15

 
Kategori
Güncel
 

Eski "derin devlet virüsü", şimdi "derin PKK" nın içinde mi?

Eski "derin devlet virüsü", şimdi "derin PKK" nın içinde mi?
 

internetten alınmıştır


Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin ensesinden tek kurşunla vurulması, doksanlı yılların "derin cinayet"lerini hatırlatıyor.

Şekil böyle olunca, çoğu kişi "acaba..?" diyor... Acaba, yine bir derin devlet cinayetiyle mi karşı karşıyayız...

Özellikle doksanlı yıllarda, Türkiyede yoğun bir "derin devlet" faaliyeti olduğu bilinir. Terörle mücadele ederken devlet rutinin dışına çıkmış ve bazan sade vatandaşa da bulaşan hukuk dışı mücadele yöntemleri denemişti.

Geçtiğimiz günlerde tartıştığımız "Beyaz Toros" sembolü de bu derin devlet faaliyetlerini özetliyordu.

Türkiye, son on yılda, meşru devletinini güçlendir;  istikrarlı hükumetler çıkardı ve  Yeni Devlet anlayışı gayrı meşruluğuna izin vermediği için devlet içindeki derin yapılar daha da derinlere indiler.

Ünlü isimlerin suikaste uğramasından, Sivas'ta, Başbağlar'da, Maraş'ta çeşitli toplumsal olaylar planlamaya kadar pek çok derin işlere imza atan derin devlet, gücünü kaybetmiş ve hatta soruşturmalara konu olmaya başlamıştı.

Diyebiliriz ki, derin devlet'in son önemli faaliyeti yine bir gazeteci olan Hrant Dink'in katledilmesiydi... Hrant Dink, eline silah verilmiş bir tetikçi tarafından ensesinden kurşunlanarak öldürtülmüştü.

Türkiye devleti içinde faaliyet gösteren derin virüsün, meşru iktidarın sürekli güç kazanması ile varlık gösteremez olduğu devlet bünyesinden çıkarak, kendine yeni bir bünye bulduğu anlaşılıyor... Bu derin viüs'ün yeni bünyesi PKK olmuştur.

Kısaca söylerken, Türkiyede yıllarca derin cinayetlere, toplumsal olaylara, huzura ve hukuka kasteden bir yığın faaliyetlere imza atan "derin yapılar" artık PKK terörünün içindedir.

Artık, PKK'yı kullanarak Türkiye'yi ajite etmeye çalışıyor... Bunun son örneği de Dıyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesi oldu... Eğer, tam bir kör tesadüf değilse, Elçi'nin katledilmesi PKK terörünün derin işlerinden biridir.

Tıpkı yakın geçmişte Türkiye derin devletinin, katlettiği insanların cenazelerine sahip çıkıp, bu cenaze üzerinden "derin siyaset" yapması gibi, şimdi de PKK bünyesini kullanarak işlenen cinayetlerden sonra, yine Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasına yönelik propagandalar yapılıyor.

Esasen sistem aynı... Sistem aynı olduğuna göre, sistem kurucular da aynı... Adına "derin devlet" dediğimiz yapılar, aslında Türkiye'yi gütmeye çalışan global güçlerin içerdeki maşalarıydı. Bunlar, çoğu zaman onlar tarafından finanse edilir ve gerektiği zaman kullanılırdı.

Bugün, Türkiye Devletinin sağlıklı bir bünyeye kavuşuyor olması, bu dışardan enjekteli derin virüslerin başka "hasatalıklı bedenlere" yerleştirilmesini zorunlu kıldı; bu hastalıklı beden de Terör örgütü PKK'dır...

Katledilen Tahir Elçi'nin son twitlerinde, PKK'nın açtığı hendeklerin kapatılması ve çatışmalarının durdurulmasından yana olduğunu ifade etmesi, kavgayı sürdürmek isteyenlerin işine gelmememiştir.

Gazeteci Abdi İpekçi'nin de o günün terör ortamında "ılımlı ve itidalli" yazılar yazdığını hatırlıyorum... Uğur Mumcu da, öldürülmeden önce derin devletin, PKK ile ilişkili olduğunu isbat etmek üzereydi... Hrant Dink'in Ermeni meselesinde nasıl uyumlu ve  olumlu katkılar yapan biri olduğunu da biliyoruz...

Demek ki, katledilenler, kavgayı, çatışmayı durdurma adına çaba sarfedenler... Terör bunları vuruyor... Bu da Terörün kendi mantığı açısından doğrudur... Hiç bir yapı kendini yok etmek isteyen kişi ve kuruma dost olmaz!... Hele de terörist yapıların sahipleri...

Vurulmak istenen Türkiyedir... Türkiyenin gittikçe güçlenen meşru devlet yapısıdır... Gittikçe güçlenen birliğimiz ve beraberliğimiz vurulmak istenmiştir. 

Türkiyenin düşmanları, bir defa daha  "derin maşa"ları eliyle saldırmıştır... Bu mücadele tıpkı birinci Kurtuluş Harbinde olduğu gibi, bedeller ödeyerek sürecektir.

Ama, inşallah sonu zafer olacaktır.

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..