Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Eski bir eğlence: Hacivat - Karagöz

Eski bir eğlence: Hacivat - Karagöz
 

Özellikle Ramazan ayı içerisinde sıklıkla hatırlanan ulusal kültür miraslarımızdan biri olan ve çokta hatırı sayılır bir kıymet-i harbiyesi olan gölge oyunlarının piri Hacivat-Karagöz, çok üzülerek belirtmeliyim ki, günümüzde unutulmaya yüz tutmuştur. Geleneksel olarak usta-çırak ilişkisi ile sürdürülen, günlük yaşantıları bir karşılıklı atışmalar ve ders vermeler içerinde işleyen önemli bir Türk temaşa sanatı örneklerinden birisidir.

Bugünkü gençliğin büyük çoğunluğuna “gölge oyunu nedir” ya da Hacıvat-Karagöz kimdir” diye bir soru yöneltseniz, çok kişiden doğru cevabı alabilirsiniz. Çünkü artık televizyonlar insanları farklı bir dünyaya yönlendiriyor. Atariler, yüzlerce televizyon dizisi ve internet varken, “ey haki hak” diyerek perdenin ortasına gelerek Karagöz’ü oyuna davet eden bizim Hacıcavcavı kim neylesin!...

Peki, konu açılmışken, geçmişten günümüze bir kültür mirası olarak gelen bu gölge oyunları nedir ve Hacıvat-Karagöz kimdir bir anlatalım…

Gölge oyunu olarak bildiğimiz gösterinin, bazı kaynaklarda milattan önce Çin’de ve Hindistan’da görüldüğüne dair çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Bu oyunun Anadoluya gelmesinin kaynağı da Orta Asya Türklerinden kaynaklanmaktadır. Gerilmiş çadırın arkasında değişik hayvan figürleri ile değişik anlatımlar yapılmaya çalışılan gölge oyunumuza adını verdiren kahramanlar ise Hacıvat ve Karagöz’dür. Dilden dile anlatılan hikayeleri ve yaşadıkları sonraki dönemde de bu ikilinin maceralarının gölge perdesine aktarılmasıyla adı gölge oyunundan ziyade Hacıvat-Karagöz olarak bilinir. Peki kimdir bunlar ? Rivayet muhtelif...

Tarih 1300’lü yılları gösteriyor. Yani 14. yüzyıl.. Osmanlı Sultanı Orhan, Bursa şehrini fethetmiş ve fetih sonrasında kendi adına bir cami yapılmasını istemiştir. Caminin yapımı için gereken işçiler ve malzemeler temin edilmiş daha sonra cami inşaatı başlamış. Bu inşaata daha sonra Karagöz adında bir demirci, duvarcı ustası olarak da Hacivat adında iki vatandaş dahil olmuş. İlerleyen zamanlarda, bu iki arkadaşın aralarında geçen eğlendirici ve komik konuşmaları, onları dinleyen inşaatın diğer işçilerinin dikkatini çeker ve bunları dinlemek işlerini bırakırlar. Böylece cami inşaatının bitirilmesi gecikir. Sultan Osman bunu duyar, Karagöz ve Hacivat’a uyarıda bulunulur. İki arkadaş bir süre bu uyarıya uyarlarsa da sonradan daha fazla dayanamayıp, önceki gibi söyleşmelerine devam ederler. Kendilerini dinleyen işçiler de iş yapamaz olur ve bu nedenle işler yine aksar.

Bu kez Sultan çok sinirlenir. İşlerin aksamasına neden olan bu kişilerin idam edilmelerini emreder. Sultanın istediği olmuştur ve bu iki kafadar idam edilir. Caminin yapımı bitmesine bitmiştir ama Karagöz ve Hacivat’ın idam edilmelerine üzülmüştür. Sultanın bu üzüntüsünü zamanla duymayan kalmaz. Karagöz ve Hacivat’ın arkadaşı olan Şeyh Küşteri çok yetenekli bir kişidir. Şeyh Küşteri, Karagöz ve Hacivat’ın yaşadığını iddia eder. Bunu duyan Sultan, Şeyh Küşteri’ den bu iddiasını ispatlamasını ister. Şeyh Küşteri başındaki beyaz sarık bezini dört ucundan gererek bir yere tutturur ve arkasından gaz yağını yakarak aydınlanmayı sağlar.

Deri-çetik pabuçlardan yaptığı Karagöz ve Hacivat figürlerini tahta çubuklara iliştirerek perdeye yaslar ve onları hareketlendirir. Karagöz ve Hacivat gibi konuşarak bir oyun yapar. Bu Sultanın çok hoşuna gider. Karagöz ve Hacivat ölmüşlerdir ama bu gölge oyunu sayesinde sonsuza kadar yaşamaları mümkün olacaktır. Sultan, Şeyh Küşteri’ yi ödüllendirir ve bu oyunun yaşatılması için emir verir. O günden beri Karagöz ve Hacivat Türk gölge tiyatrosunda yaşamaktadır. Gölge oyununun haricinde etten ve kemikten olarak da canlandırılmaktadır.

Gerçek hayattan ışıklı perdede gölgelerle yaşayan bu kahramanlar aslında kimdir?

Karagöz’le Hacivat arasındaki göze çarpan bazı farklar... : Karagöz doğuludur, Hacivat batılı. Karagöz dürüsttür, Hacivat sinsi. Karagöz doğrucudur, Hacivat yalancı. Karagöz cesurdur, Hacivat korkak. Karagöz kabadır, Hacivat nazik. Karagöz eğitimsizdir, Hacivat entelektüel. Karagöz sinirlidir, Hacivat sakin. Karagöz eylemcidir, Hacivat teorisyen. Karagöz mutludur, Hacivat mutsuz. Karagöz kavgacıdır, Hacivat uyumlu. Karagöz öz Türkçe konuşur, Hacivat yabancı sözcükler kullanır. Karagöz evlidir, Hacivat bekâr. Karagöz küfür eder, Hacivat etmez. Karagöz hiç dinlemez, Hacivat hiç susmaz. Diğer öne çıkan tiplerin karakteristik özellikleri ise şöyledir:

Tuzsuz Deli Bekir: Tuzsuz Deli Bekir’in bir elinde içki şişesi, bir elinde tabanca ya da kama vardır. Mahallenin kabadayısıdır, belalı bir adamdır. Olayların karmaşıklaştığı anda gelip kaba kuvvetle olayı çözer.

Beberuhi : Altıkulaç Beberuhi ya da pişbop lakabıyla anılır. Yaşı büyük aklı küçük, cüce bir tiptir.

Himmet: Kastamonulu Himmet olarak da geçer. Sırtında baltasıyla kaba saba bir tiptir. Karagöz oyunlarının en iri tasviridir.

Zenne: Karagöz oyunundaki bütün kadınlara genel olarak zenne denir. Oyunlarda genellikle genç zenneler gönül işleriyle ilgilidir, yaşlı olanlar ise dırdırcı ve kocalarını usandıran tiplerdir.

Acem: Halıcılıkla uğraşan zengin İranlı tipleme. İran’dan ya da Azerbaycan’dan gelmiştir. Eğlenmekten ve kendisine dalkavukluk yapılmasından hoşlanır. Bol bol para dağıtır.

Çelebi:
Çelebi genellikle kadınların aklını çelen yakışıklı, kibar, genç erkek tiplemedir. İstanbul ağzı ile kusursuz bir Türkçe konuşur. Bazı oyunlarda zengin bir bey, bazı oyunlarda bir mirasyedi, bazı oyunlarda ise zevk düşkünü bir çapkındır.

İşte böyle... Şeyh Küşterinin 700 yıl önce icad ettiği bu gölge oyunu bize miras kalmış. Onu korumak, kollamak ve başkalarına kaptırmamak gerekir mi gerekmez mi ?

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..