Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Mahmut Ekrem Muhalefet demokrasiye geliştirir

http://blog.milliyet.com.tr/profilimaspx

20 Ağustos '10

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Evetçiler ve hayırcılar

Evetçiler ve hayırcılar
 

Siz, tüm ülkeyi ilgilendiren Anayasa'nın bazı maddelerini değiştirerek, kendi adınıza olumlu bir adım atmış olabilirsiniz. Lakin tüm ülkeyi ilgilendiren Anayasa değişikliklerinde meclisteki çoğunluğunuza güvenerek kendi başınıza buyruk dayatmacı bir şekilde yaptığınız değişiklikleri metezori, iki kelime olarak halkın önüne getirirseniz bunun adına demokrasi diyemezsiniz.

Bu yirmialtı maddenin içine kendi lehinize tanzim ettiğiniz, demokrasinin vaz geçilmezi, Yüksek Yargıyı ve Anayasa Mahkemisini siyasi iktidarın emrine alacak tarzda yaptığınız değişiklikleri gözardı ederek halkın önüne getiriyorsunuz ve evet denmesini istiyorsunuz.

Tüm ülkeyi ilgilendiren Anayasa değişiklikleri bir konselsüs içinde yapılması lazımdır. Kimseye söz hakkı tanımadan, meydanlarda bu referandumda evet oyu kullanılmasını, insanların ve derneklerin rengini belli etmesini istiyecek kadarda antidemokratik yaklaşım içinde, tehditkar tavırlar sergilemek iktidarın bir suçluluk telaşına düştüğü zannını insanda uyandırması bakımından da enteressan geliyor.

Bazı sanatçılar referanduma evet diyeceklermiş; 12 Eylül Anayasasından kurtulmanın bir başlangıcı olduğunu ve özgürlükçü demokrat bir rejime geçileceğinden bahsediyorlar. Yarında Yüksek Yargının ve Anayasa Mahkemesinin iktidar partilerinin oyuncağı haline geldiğinden yakınacaklar ve değiştirilmesi için evet diyeceklerdir.

O nedenle; Önce yargının bağımsızlığı teminat altına alınmasıyla ilgili değişiklikler ve yargı reformunun yapılması gerekmektedir. HSYK'nın Adalet Bakanının ve Müsteşarın hegemonyasından kurtulması, HSYK'nın tarafsızlığı açısındanda, siyasi iktidarın baskılarından kurtulması içinde şarttır. Ama reformların hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı ilkesi çerçevesinde kalması önemli. Reformun amacı yürütmenin yargıyı denetlemesi olarak görüldüğü zaman, demokrasinin zarar görmesi kaçınılmaz oluyor.

Seçimle iş başına gelen iktidar meşruiyetini halktan almıştır. Ama hukukun çizdiği sınırlar dahilinde kalmak şartiyle yoksa meşruiyetini kaybeder. Anayasa Mahkemesinin AKP'yi irticanın odağı olarak gördüğü gibi. Yargı ise meşruiyetini Anayasa'dan alır ki onun denetlenmesini yine yargının yapması önemlidir. Yargının tam bağımsız olması demokrasinin vazgeçilmezidir.

12 Eylül Anayasası'nın getirdiği sorun HSYK'ya Adalet Bakanı ve Müsteşarının üye olması, yeni Anayasa değişikliğinde bu hususa hiç değinilmediği gibi, Adalet Bakanı'nın ve Müsteşarın yetkileri dahada arttırılıyor. Anayasa değişikliklerinde Anayasa Mah. üyelikleri 11 den 17 çıkarılıyor. TBMM'si 3 üyeyi seçiyor, yanlız seçimin salt çogunlukla yapılmış olması, çoğunluğa sahip iktidar partisinin üyeleri belirlemesine neden oluyor. Üç üyeden ikisi Sayıştay'ın göstereceği üyelerden seçilecek, Sayıştay üyeleri TBMM'deki çoğunluk tarafından seçildiğine göre buda siyasal iktidarın bu üyeleri belirlemesi demek oluyor. Ayrıca YÖK'ten üç üye Anayasa Mahkemesine seçilecek olması ve YÖK'ün siyasal iktidarın bir kuklası durumunda olması işin vehametini ortaya koyuyor. Son olarak Cumhurbaşkanı'nın seçeceği üye sayısı ise üçten dörde çıkarılıyor.

Bu durumda Anayasa Mahkemesi'nin alacağı kararlar siyasal iktidarla aynı paralelde olmıyacağına kim teminat verebilir. Aynı şekilde HSYK içinde Bakan'ın onayı olmadan elini bile kıpırdatamaz hale getirilmediğini kim söyliyebilr.

Bu nedenlerle bu Anayasa değişikliğine evet demek, ülkenin geleceğini ipotek altına almaktan başka birşey değildir. O nedenle HAYIR demek ağır basmaktadır.....

 
Toplam blog
: 147
: 638
Kayıt tarihi
: 13.05.08
 
 

Hızla kirlenen dünyamızda, üstümüze düşen görevi yerine getirmek için çalışmak, gelecek kuşaklara..