Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Evinizin tertibi, düzeni nasıl?

Evler kişinin aynası bana göre. Yeni bir eve girdiğimde evin hanımının kültürü, zevki, alışkanlıkları, yaşam biçimini hemen anlarım.

Öyle evlere giriyorsunuz ki ruhunuz daralıyor, kalabalık, ucuz süs eşyaları, tıka basa doldurulmuş mobilyalar. İşte bu, dediğim evlerin sayısı parmaklarımın sayısını geçmez. Televizyon izlediğimde de dikkat ederim, fondaki görüntüye.

Zevkin, parayla zaman zaman ilgisi de vardır çeşit fazlalığı, renk, model, kalite ne yazık ki çoğu zaman pahalı mekanlarda, ve semtlerde bulunuyor.

Semt pazarları da aynen öyle, ünlü ve elit semtlerin pazarları ile varoşlar elbette aynı olmayacaktır, hal böyle olunca evlerin dekorasyonu, düzeni de ona göre oluyor.

Dekorasyon ve düzen konusunda doğru yönlendirmelerle harikalar da yaratılabiliyor, çünkü derme çatma şekliyle öğrendiğimiz ve model aldığımız çevreyi yaratıyoruz yuvamızda.

Ben kendimce bazı püf noktalarını yakaladım, ve paylaşayım istedim. Düzenli bir ev istiyorsanız buyrun;

İşe gardrobunuzdan başlayın, öncelikle üç ay içerisinde hiç kullanmadığınız ve kullanmayacağınızı bildiğiniz giymediğiniz elden çıkarmaya da kıyamadığınız tüm giysilerinizden kurtulun (biliyorum zor olacak ama bir deneyin inanıyorum dua edeceksiniz bana) zayıfladıktan sonra giyerim , sonra giyerim bunlar kandırmaca elden çıkarmamak için mazerettir lütfen inanın bana. Tüm kullanmadığınız kıyafet, nevresim, örtü, dantel, havlu ıvır zıvır verin birilerine alanınızı ferahlatın..

Dolaplar boşaldı, sürekli ve en sevdiğiniz kıyafetler var, az öz...

Girin odalara, salona o küçük, ucuz, eski, kırık, çatlak, demode tüm süs eşyalarınızı, paspaslarınızı, tablo ve çerçevelerinizi de atın.

Artık masa örtüsü, dantel örtü de çok sevimsiz duruyor, hatıra olarak sandığa kaldırmak isterseniz o başka, alın onları da sağdan soldan.

Sonra girin çekmecelere, hani o 750 yıldır duran pil, kablo, lastik, iğne, saçma sapan şeyleri de iyi olanları ayırın gerisini çöp...

Mutfaktayız, açın dolapların en üst raflarında ki üç ayda bir kullandığınız servis tenceresi, tabağı, kaseyi ıvır zıvırı alın onları hiç kullanmadıklarınızı da gümüşlüğün alt raflarına.

Aslında bu kalabalıklar biz hanımları ne kadar sıkar, boğar daaaa farkında değiliz ki, kalabalığın...

Önceleri kıyamıyordum, şimdilerde baktım ki onları yıkamak, ütülemek, tozunu almak ve temizlemek bana ayrıca angarya ve zulummüş ohhhh beee kurtuldum. Sade az eşyayla meğer daha temiz ve daha düzenli bir ev ortamı oluyormuş....

Küçük evlere ise ferforje olan raflar , hem dağınıklığı topluyor hem de çok estetik duruyor. Asın banyoya , mutfağa balkona ne hoş duracak göreceksiniz..

Halılar fazla olmamalı hem ebat hemde sayı olarak. Eskilerde kaldı cami alanı gibi her yer koca koca halılarla kaplamak. Düşünün salonda iki halı , masanın altında altı metre kare , ve koltukların önünde aynı ebatta bir halı daha . Daha fazla toz, daha fazla temizlik ve çirkin bir görüntü.

Kısacası ne kadar az eşya o kadar temiz, düzenli görüntü..

Renklerde inanılmaz önemli, bir renk tespit edilip, o rengi açıklı, koyulu şeklinde çeşitlendirip , desenli ve sadeligi ön planda tutarsak çok hoş görüntüler elde ediliyor.

Koltuk desenli, halı desenli, perde desenli olmuyor, koltuk koyu, halı orta, perde açık (ama aynı rengin açıklı koyulu tonları olmalı) duvar tül ve perdeyle aynı renk .. Muhteşem bir görüntü oluyor.

Bu arada maksat israfçılık olsun, kadir kıymet bilmeyin alın atın, mantığını asla tasvip etmiyorum . Bu bilince varıldığında bence tutumlu ve dikkatli olma özelliklerini kazanıyorsunuz, atmayı öğrendiğimden beri saçma sapan alışveriş yapmıyorum artık, gerekli ve kaliteli az ve öz alıyorum alacaklarımı.

Nasıl düzeniniz var sizin , eklemeler yapıp , yuvanızla tanıştırırsanız pek sevinirim hani :)

 
Toplam blog
: 86
: 8215
Kayıt tarihi
: 07.10.07
 
 

Çocuk yetiştiriyorum dünyanın en zor, en güzel, en önemli işi değil mi? İşim bu. Vizyonum, Eğ..