Evlenme teklif ederken.

Yıllar önce daha lise yıllarımda okumuştum ilk defa Halil Cibran’ı. Okuduğum kitabı da Fırtınalardı. Yıllar geçti aradan okullar bitti. Halil Cibran’ın Fırtınalar kitabını çok sevdim ve defalarca okudum. Ve bu kitapta Büyücü Peri bölümünden bir parçayı kafama yazdım, sivilceli duygusal dönemlerde. Kafama koymuştum bir gün evlenmek istediğim kişiye bunu okuyarak evlenmeyi teklif edecektim. Bunu kimseyle paylaşmadım. Sanki benim tekelimdeymiş, sanki Halil Cibran yıllar öncesinden bana yazmış gibi sakladım bu yazıyı.

Yaş ilerledi ama hala bu yazıyı ezberlemeye gerekecek bir durum olmadı. Düşündüm o halde belki evlenme teklifi için bir konuşma, şiir v.s. arayan birileri vardır da bizde vesile oluruz diye karar verdim ve yazayım dedim.

İşte Büyücü Peri’de şöyle diyor Halil Cibran;

“Özgürlüğümü geri istiyorum. Ama sen “güneşin yüzüne donuk gözlerle bakan ve ateşi titremeyen parmaklarla tutan” hür bir yol arkadaşı olarak bana razı olacak mısın?

Bir kez daha kanatlarımı açtım ama sen gündüzlerini dağların arasında bir kerkenez kuşu gibi dolaşarak, gecelerini çöldeki aslan gibi çökerek geçiren bir gence arkadaşlık eder misin?

Seven, aşkı kendisine dost ve başında efendi saymış bir adamın sevgisiyle yetinir misin?

Seven ama teslim olmayan, yanan ama erimeyen bir kalbin aşkıyla kanaat eder misin?

Fırtınaların önünde titreyen ama yıkılmayan, kasırgalarla birlikte ayaklanan ama yerinden sökülmeyen bir ruhun arzularını hoş karşılar mısın?

Bana, ne tapan, nede tapılan bir dost olarak razı olur musun?

Öyleyse, işte elim, o güzel elinle tutarak ürpert onu. İşte bedenim, taze kollarınla çek onu! İşte ağzım, uzun derin lal bir öpüşle, öp onu!” (Halil Cibran/Fırtınalar-Büyücü Peri)

Ben evlenmeyi teklif edeceğim zaman bu yazıyı düşünmüştüm. Herkesin ilginç bir planı, güzel sözleri vardır mutlaka. Ben bir alternatif oluşturdum sadece size, kim bilir belki kullanır Halil Cibran’ı anarsınız.