Evlilik

Sevgili okurlar, "sevgi arzu aşk" üçlemesinden sonra "sevişmek" başlıklı yazımı yayınlamam gerekirken, "sevişmek" başlıklı yazımı 03.12.2007 tarihinde üçüncü blokum olarak yayınladığımı ve bu nedenle evliliğe atladığımı ilginize sunuyorum. Sevgiler, saygılar.
-------------------------

Evlilik toplumların prensiplerine göre tanımladıkları sürekliliğe sahip, zorunlu cinselliğin ve sosyalliğin yaşandığı ikili insan ilişkileridir.

Birey; fiziği, psikolojik yapısı, kültürü, bilinç düzeyi, sosyal yapısı, ekonomisi, beklentileri, cinselliğe bakışı ve performansı, paraya bakışı, yaşam ritmi ile bir kimlik oluşturmaktadır. Evlilik iki ayrı kimliğin, yaşamı yaklaşık % 50 paylaşma kabulü olduğuna göre, çiftlerin evlilik kararı vermeden önce evlilik testi yaptırmaları, bu kararlarının ömrü konusunda bir tahminde bulunma veya ne kadar süreceği konusunda bir anlaşma yapma şansı tanıyacaktır.

Evlilik, insanın yaşamında vereceği en önemli karar, yaptığı en önemli eylem olmasına rağmen hala gereken önem verilmemekte, yaşlılar gençleri objektif evliliğe hazırlamak konusunda bir kaygı taşımamaktadır. Oysa toplumların sağlığı, sağlıklı birlikteliklerin, evliliklerin oluşmasına bağlıdır.

Aşk ve evlilik, birbirine zıt ama çoğu zaman da birbirine karıştırılan iki kavramdır. Aşk yaşanır ve tükenir. Evlilik, içinde büyük aile ve çocuk gibi yeni bir insanın, insanların olma ihtimali yüksek olan, yeni taraflar doğuracak bir sözleşmedir, yaşamsal paylaşımdır. Aşk duygularla yaşanır, evlilik kararı beyinle verilmelidir. Aşk iki kişiliktir. Evlilik; anneler, babalar, kardeşler, olabilecek çocuklar ile çok kişiliktir. Aşk ve evliliği karıştırmak hayatı karıştırmaktır. Evlilik paylaşmak, aşk alıp vermektir. Evlilikte aşk olur mu ? belki olur.

İnsanlara "dünyaya gelmek istiyor musun?" diye sorulmuyor, ancak "evliliği kabul ediyor musun ?" diye soruluyor. Bu fırsatı doğru veya yanlış kullanmak insanların elinde. Bir insanın bilinç düzeyinin yaptığı evlilikle ölçülebileceğini ifade etmenin pek de abartı sayılmayacağını düşünüyorum.

Evliliğe hazırlık, bir süreç olarak kabul edilmeli ve bu süreç çok iyi kullanılmalıdır. Sosyal yapınız nasıl olursa, ekonominiz hangi düzeyde olursa olsun, insanın hayatındaki en önemli sınav evliliktir, bu nedenle sınava hazırlık süreci doğru kullanılıp en sağlıklı şekilde hazırlanılmalıdır. Evliliğe gitme ihtimali olan bir diyalog, bir ilişki başladığı günden sonra mutlaka günlük tutulmalıdır. Tutulan günlük detayların atlanılmasına engel olur. Bu süreç; vizyon birliği, hedeflerin paralelliği, yaşamdan beklentiler, evlilikten beklentiler, birbirinden beklentiler, insana, paraya, aileye, cinselliğe bakışın detayları ile incelenmesini kapsamalıdır. Bu süreçte atlanan bir detay bir ömür boyu insana çok ağır yük olabilir.

Evlilik iki insanın birbirine muhtaç olmadan, kişiliklerinden ödün vermeden, aynı hedeflere koşma mecburiyeti olmadan, birlikte olmaktan haz alan, ortak cinsel ve sosyal tercihlere sahip iki insanın dayanışma ve paylaşma içinde olabileceği şartlarda güzeldir. Evliliği korunmaya özen gösterilmelidir. Aksi takdirde hukuki süreci uzun olsa bile psikolojik ömrü çok kısadır.