Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sevgi, arzu ve aşk

Sevgi, arzu ve aşk
 

Sevgi insanlığın temel duygusudur. Bireyler birbirlerine karşı örtülü düşünceler taşısalar, gizli beklentileri olsa veya yeryüzünde kendilerini yalnız hissetseler bile, birilerinden sevgi beklentisi veya birilerini sevme dürtüsü vardır. Sevilmek insanları etkileyen en büyük faktördür. Soyut bile olsa bir sanatçının gördüğü ilgi ve sevgi gösterileri insanlara çok cazip gelmektedir. Ancak genelde sevgi ile haz kavramlarının iç içe kullanıldığını algılıyorum.

Sevgi kelimesi; anne, baba, kardeş, arkadaş ve karşıt cinse duyulan pozitif ilgi gibi biri birinden çok farklı hisler uyandıran duyguların tamamını ifade etmek için kullanılmaktadır. Ancak detayları ile incelendiği zaman bunların her birinin insan bilincinde, bedeninde biri birinden farklı salgılar ürettiğini, farklı anlamlar uyandırdığı düşünüyorum. Ancak tamamının ortak yanı insanda pozitif bir duygu uyandırmasıdır. Ancak sevgi kavramının bunların hepsini tanımlamaya yeterli olmadığını düşünüyorum. Minnet, güven, paylaşım, şefkat, rehavet, arzu duygularının tamamı sevgi midir ? Öyle ise, sevgi cıva gibi her şekle girebilen bir kavram hissi veriyor bana. Bir kelime ile farklı şeyler ifade edilebiliyorsa bir eksiklik vardır. Bu nedenle bence sevgi kelimesi parçalanmalıdır. Minnet, güven, paylaşım, şefkat, rehavet, zaaf, arzu ve doyum duygularının yapısına uygun kelimeler veya kavramlar üretilmelidir.

Toplumların yapılarına göre meşru ve gayri meşru olarak tanımlanan cinsel hisler vardır, bu hissin adı da arzudur. Toplumsal çoğunluğun kabul ettiği arzular meşru, çoğunluğun kabul etmediği arzularda gayri meşru olarak tanımlanmaktadır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da çoğunluğun tercihleri doğru, azınlığın tercihleri yanlış olarak çifte standartla kabul edilmektedir.

Anneye, babaya, kardeşe, arkadaşa özlem duymak, onları görmekle ve cinsel dürtüler uyandırmayacak temaslarla giderilecek elektrik birikimidir. Cinsel duyguların oluştuğu birine karşı biriken elektrik bunların ötesinde sevişme ile yok olacak elektriktir. Bireyin kimlere karşı arzu duyabileceği ve bunun tek yanlı bir dürtü olmaması kendini program-lamasına bağlıdır. Bu genellikle toplumsal kültüre dayanan bir birikimdir ve beyinde oluşan temel kriterlerden biridir. Bu kriterin insan doğasına uygun oluşturulmaması toplumdaki cinsel kültür karmaşasını artıran bir faktördür.

Aşk, doğru kullanıldığı zaman insanlığın en gizemli ve yoğun duygusunu ifade eden kelimedir. Aşk birinin etkisi altında olmaktır. Aşk mutlaka cinsel içerikli değildir. Birey ebeveyne, eşe, arkadaşa, çocuğa ve hatta başka birinin eşine aşık olabilir. Aşk duygusunu frenlemek elde değildir. Ama arzuları frenlemek bilince ve iradeye bağlıdır. Sağlıklı bir insanın çok sayıda insana birden aşık olmayacağını düşünüyorum.

Aşk ve arzu kavramlarının, karşılıklı birleşik eş düzey halini tek kelime ile ifade etmek için arzulaşmak kavramını tasarladım.

Arzulaşmak; tıpkı selamlaşmak gibi karşılıklı eş düzeylik içeren bir durumdur. Arzulamak tek yanlı etkilenmenin yavan ifadesidir. Oysa arzulaşmak; karşılaştıklarında romantizmi ve erotizmi iç içe hissedenlerde oluşan, (mıknatısların karşılaşmalarında oluşturdukları çekim gücünden daha) şiddetli çekim gücünün entegre ifadesidir.

Aşkı sezmek, aşkı yaşamaktan daha güzeldir.

Aşkı sezmek, aşk üretmektir.

Aşkı yaşamaksa onu tüketmektir,

Ama yinede bütün aşklar yaşanmalı

Ne mutlu arzulaşmayı yakalayanlara.

 
Toplam blog
: 617
: 1221
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Her kesimi anlama ve kabullenme bilincimle; her kişinin asgari yaşam şartlarına sahip olabildiği,..