Faili Meçhul Dedik

“Yok canım” deseniz ne yazar ki?

En nihayetinde bu toprakların bir de 1990’lı yılları olmadı mı? Sokak ortasında ensesine sıkılan kurşunla ölüme yollanan insanlar olmadı mı? Beyaz Renault araçların içerisine alınıp, sırra kadem basan insanların akıbetleri meçhul kalmadı mı?

Bir gece ansızın evleri basılan ve karga tulumba evinden alınıp, nereye götürüldüğü belli olmayan ve bir daha da geri dönmeyen insanlar olmadı mı?

Ya yargısız infazlar… Öldürüldükten sonra gözleri oyulanlar…

Ya ölüm listeleri… MGK’da tartışılan ölüm listeleri…

Ve bir de Cumartesi anneleri…

Her Cumartesi günü Galatasaray Meydanında keyften mi toplanıyorlar?

Ahmak adamın birisi…

Kim olduğunu, ne olduğunu bilmediğim ahmak adam derki, “1990’lı yıllar, onurlu yıllarımızdır. Terörle mücadele de üstün başarılar elde ettiğimiz yıllardır. Kimse kalkıp da o yıllara atıfta bulunarak, bu ülke de verilen terörle mücadeleye gölge düşürmesin.”

“Ahmaklık” dedim ya…

Ve aynı ahmak adam, “Peh peh peh… 17.000 bin faili meçhulü dillerine dolamışlar… Vatan hainlerine karşı verilen mücadelenin yöntemi sorgulanamaz kardeşim. Her kim ki bu mücadeleyi sorguluyor, bizden değil, onlardandır. Yani vatan hainidir.”

Gün geliyor, katillerden birisi çıkıyor döneme dair şakımaya başlıyor. Günah çıkartırcasına, geçmişinin bütün pisliklerini ortalığa döküp saçıyor. Ve yetmiyor, bir de bakıyorsunuz bu katil, insanlarını öldürdüğü insanların arasına karışıyor ve nevruzu kutlamaya gidiyor. Cumartesi Annelerini gördüğünde gözlerinin nasıl yaşa bezendiğinden bahsediyor.

Normal bir ülke de bu anlatılanların yeri yerinden oynatıp, deprem etkisi yapması gerekirken, toplumun büyük çoğunluğunun dikkatini dahi çekmiyor bu itiraflar.

İtiraflara binaen, adı geçen dönemin kimi muktedirleri sorguya çağrılıyor ve bir şey olmamış gibi kapıdan elini, kolunu sallayarak çıkıp gidiyor. Bu durumun adına biz sorgu diyoruz. Laf ola beri gele…

Dün akşam eski Çalışma Bakanlarından Ziya Halis konuşuyordu ekranlardan. 1990’lı yıllarda hazırlanmış olan o meşhur ölüm listesinden bahsediyordu. Kendi adıda varmış ölüm listesinde. Tansu Çiller’e sormuş ölüm listesini, “Tık yok”…

Ve dönemin Faili Meçhulleri Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu… “Komisyon olarak araştırmamızı yaptık, raporumuzu hazırladık ve raporu Başbakan Tansu Çiller’e verdim. Raporu aldı ve bir kenara attı.”

Adına “Terörle Mücadele” dedikleri ve kendilerinin hayli onurlu gördükleri bu hadiseleri kafalarında hala meşru gören zihniyetlerde, azıcık utanma duygusu olsa, biat ettikleri devletin kudretli şahsiyetlerinin, 1990’lı yıllardaki cürümlerinden memleketi ne hallere düşürdüklerini az buçuk kavramaya çalışırlar.

Kavradıkları anda, o yıllardan onur mu duyulur, utanç mı duyulur o zaman belli olur.