Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '07

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Fark

Fark
 

F1 yarışlarına ne kadar meraklısınızdır bilmiyorum ama bu yılın olayını en azından haberlerde, gazetelerde sanırım duymuşsunuzdur, okumuşsunuzdur.

Çaylak bir pilotun -22 yaşındaki Lewis Hamilton - ilk yılında yedi yarışta yedi kürsü -ikisi birincilik- alması konuşuluyor. Daha şimdiden Senna ile Schucmacher ile karşılaştırılabilecek noktada.

Bu genç adam dünyanın tribünde ve TV' de en fazla izlenen spor organizasyonlarından birinde İngiltere bayrağını yedi kez -ikisi ulusal marş eşliğinde- göndere çektirdi.

Aslında bu ilk siyahi pilot, okuduğumu yanlış anımsamıyorsam Karayip'lerden İngiltere' ye göç eden bir aileye mensup. Farklı bir coğrafyadan gelen genç bir adam yedi kez İngiltere bayrağını göndere çektiriyor. Ama burada bu genç adamın başarısını alkışlarken bir şeye dikkat etmek gerekiyor. Ailesi dokuz yaşında bu genci go-kartla tanıştırıyor. On iki yaşında İngiltere' nin ve F1' in en prestijli markalarından biri olan Mc Laren bu çocuğa yatırım yapmaya başlıyor. On yıl, işte bugün için planlı olarak aşama aşama on iki yaşında bir çocuğa yatırım yapılıyor. Çok pahalı bir organizasyonun çok pahalı araçları için on yıl yatırım yapılıyor. Sonra o çok pahalı araç 2. pilot olarak güvenilerek o gence veriliyor. Bu aynı zamanda o organizasyonun kendine de güvenidir. İşte yirmi iki yaşındaki bir gencin başarısını alkışlarken bu çok saygı duyulması gerekli karar unutulmamalıdır.

Peki Erinç Karaçaylak ismini biliyor musunuz? Çok az okurun bu ismi anımsadığını düşünüyorum. Daha güçlü bir olasılıkla hiçbiriniz bilmiyorsunuz. Bu genç kız bir resim dehası. Google' de Erinç Karaçaylak ismini arayın. Bu kızımız için Milliyet, Hürriyet, Sabah gazetelerinde yapılan haberleri, önde gelen yazarların yazdıklarını okuyun. Sonra sitesine girip resimlerine ulaşın. Ben yorum yapmayacağım. Bu genç kızımız artık Amerika' da. Çok önceden gitmişti. Ama artık dönme olasılığı sıfıra yakın. Arada Avusturya' dan aldığı eğitim olanaklarını vb saymıyorum. 9. Cumhurbaşkanı Sn. Süleyman Demirel' de bu kızımızın varlığından haberdardı. Ama olmadı, yapamadık ve gitti. Şoven bir milliyetçilik anlayışım yok ama o özbe öz bizim kızımızdı. Başkaları farklı coğrafyalardan gelen yetenekleri kazandılar yedi kez göndere bayrak çektirdiler, biz kendi kızmızı kaybettik.

Bilmem fark başlığı ile ne demek istediğimi anlatabildim mi? Bilmem uzun vadeli kurumsal çıkarlar için organize bir biçimde, bir hedefe, projeye yönelme kavramı ile ne demek istediğimi anlatabildim mi ? Bilmem dokuz yaşındaki bir çocuğun yeteneğini ortaya çıkaracak go-kart olanağına sahip olma ile her boşluğa alış veriş merkezi dikme alışkanlığı arasındaki farkı anlatabildim mi?

Burada hepimize düşen çok önemli görevler var. Öncelikle anne ve babalar yani bizler çocuklarımızın bizim düşündüğümüz hedeflere değil, yeteneklerine, kendi isteklerine göre hayatlarını yönlendirme kararlarına en azından saygı duymalıyız, desteklemeliyiz. Toplumsal olarak , gerek özel gerekse devlet kurumlarının bu yetenekleri değerlendirmeleri için çaba göstermeliyiz. Mevzuatın, parasal olanakların vb vb birçok mazaretin arkasına sığınmamalıyız. Yapılacak yatırımlara sadece ne kadar kısa sürede ne kadar para getirecek diye bakmamalıyız. Bir bayrağın milyarlarca insanın önünde en yükseklerde dalgalanmasının fiyatı yoktur.

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..