Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '18

 
Kategori
Futbol
 

Fatih Terim'in Galatasaray'ı

Fatih Terim'in Galatasaray'ı
 

Yenilgiyi kabul etmez, hazmedemez Fatih Terim’in Galatasaray’ı.

Önde basar. Alan daraltır. Adam adama savunmayı sevmediğinden, bilmek, öğrenmek istemediğinden, bölge savunmasını tercih eder. Terim ister ki, tüm takım dikine oynasın. Elinden gelse, futbolcularına, “ Asla geri vites kullanmayın,” diyecek. İş sadece ona kalsa, futbolun gerçekleri kesmese önünü, kalecisiyle birlikte hücum eder, tüm hatlarıyla saldırır Galatasaray.

Fiziki mücadeleyi iyi bilir Fatih Terim’in Galatasaray’ı. Ne de olsa futbolcuyken sarkık libero oynayan hocaları, defansif futbolun, takım savunmasının tüm inceliklerini ezber etmiştir. O yüzden kendi deneyimleriyle oyun görgüsünü çok iyi öğretir takımına da.

Futbolculuğu döneminde teknik direktörlerince Santraforluktan liberoluğa devşirilmiştir Fatih Terim.

Belki de futbol oynarken yaşadığı bu büyük kimlik değişimi, yeteneği sayesinde başarıyla sağladığı mevkisel  dönüşümü, oynadığı hatlar arasındaki keskin farklar, golün, golcünün tüm özelliklerini, bütün defans ve hücum varyasyonlarını öğretmiştir ona. Hem geride, hem ileride oynaması, çok uzun süre Galatasaray kadar büyük bir takıma kaptanlık yapması ve maalesef oyuncuyken hiç şampiyonluk yaşamaması; bugünün Terim’inin psikolojik temelini atmıştır; mesleki altyapısını oluşturmuştur.

Futbolcuyken bir kere dahi şampiyonluk kupası kaldıramayan İmparator; Kulüp tarihinin kazanılmış 21 lig şampiyonluğundan 7’sine imzasını atarak, geçmişte yaşadığı büyük acının, tarifi imkansız şanssızlığının acısını da sportif başarı anlamında çıkarmış oldu.

Psikolojik savaşı, kora kor mücadeleyi çok iyi yapar Fatih Terim’in Aslanları… Hele hele yerli ağırlıklı, ruhen de Galatasaraylı öğrencileri sürmüşse sahaya ünlü teknik adam... Rakibini ısırmayı, rahatsız etmeyi, onlara sahayı dar etmeyi, rakibini neredeyse sahadan kaçacak hale düşürmeyi çok iyi bilir ve becerir Galatasaray. Bir de karşılaştığı rakibi, Avrupalı ve dişine göreyse… Değmeyin gitsin sahadakilerin zevkine. Bırakın, seyirciler de oynanan futbolun tadını çıkarsın, doya doya keyfine varsın.

Kendi sahasında taraftarını arkasına alarak fırtınalar koparan Fatih Terim’in takımı… Çok iyi konsantre olmuşsa eğer ya da mutlak almak zorundaysa maçı, ne eder eder dış sahaları da kendi sahasına çevirir. Oralarda da kendi evindeymiş gibi oynar.

Ve en iyi yaptığı şey, düştüğünde, yıldırım hızıyla ayaklanabilmesidir Galatasaray'ın...

Tıpkı hocası gibi, futbolda; ilklerin, enlerin, mucizevi başarıların hep en önemli parçasıdır Galatasaray.

Fatih Terim’in ekibine aşıladığı savaşçı ruh; UEFA Kupası ve Süper Kupa’yı boşa almadı, onca şampiyonluğu durduk yere kazanmadı herhalde…

Çalışmanın, sabrın, cesaretin, kararlılığın, azmin, risk almanın, iyi veya kötü, sonuna kadar gidebilmenin, son ana kadar sahada kalmanın, mücadele edebilmenin ödüllerini toplar Fatih Terim’li dönemlerinin yıldızı parlayan Galatasaray’ları… İşte sırf bu özellikler nedeniyle kazanılmıştır geride kalan 9 sezonda yaşanan 7 şampiyonluk…

Yaşamda da olduğu gibi, uzun soluklu, istikrarlı başarıların hiçbiri tesadüfen elde edilmez. Bunun böyle olduğunu anlamak, başarıya giden yolu bulup izleyebilmek, günlük hayatlarımıza uygulayabilmemiz için gerçekleştirilmiş en büyük örnektir o. İşte gıpta edilecek O örneğin adı: Fatih Terim’in Galatasaray’ı...

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..