Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '10

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe Manisaspor'a suni teneffüs yaptı

Fenerbahçe Manisaspor'a suni teneffüs yaptı
 

Golle sonuçlanan ilk on beş dakikalık futbolunu gören sporseverler Fenerbahçe’nin Manisaspor’u açık farkla yeneceğini düşünüyorlardı. Haksız da sayılmazlardı çünkü iki kanat da kusursuz bir düzenle çalışıyor; Semih ile Alex sanki “biz birbirimiz için yaratılmışız” dercesine paslaşıyorlar, takımı rakibin ceza sahası içine taşıyorlardı.

Fenerbahçe sadece paslaşmıyor, rakibine nefes aldırmamacasına baskı kuruyordu. Zaten Manisaspor da sadece 44. dakikada bir defa nefes alabilmiş o da sanki suni teneffüs olmuş ve beraberliği sağlayarak büyük bir moral yaratmış, hayat vermiştir.

Maçın ilk yarısının 1-0 değil de 1-1 bitmesi psikolojik olarak çok önemliydi.

Fenerbahçe tam rakibine karşı hem sayısal hem de futbol bakımından üstünlük sağladığına inandığı sırada golü yemiş oluyor ve inancı ile gerçek arasındaki ilişkide büyük bir zıtlık yaşamış oluyordu.

Aynı duyguyu Manisaspor Fenerbahçe’nin tam tersi şeklinde yaşıyor bir anda güven duygusu ile doluyordu.

Zaten Manisaspor’daki o güven artışını ikinci yarının hemen başında futbol oynamaya çalışmasında da görebiliyorduk. Ayrıca Manisasporlu futbolcular bir başka şeyin farkına da varıyorlardı; Fenerbahçe’ye benzer şekilde bir gol daha atabilirlerdi.

Attılar da…

Birkaç hafta önce yine bir Fenerbahçe maçı sonrasında şöyle bir şey yazmıştım.

“Fenerbahçe yediği goller gibi gol atamıyor.”

Kuşkusuz burada şöyle bir detay farkı var; Fenerbahçe sürekli atak geliştiren pozisyondayken rakibi de Fenerbahçe’nin açıklarını kollayarak kontra atağa çıkarak kolaylıkla gol bulabiliyordu.

Ancak yine de bir büyük takım bu kadar basit goller yememeli. Özellikle birinci goldeki kademe hatasından söz edebiliriz. Isaac neredeyse belini kıracak kadar eğilerek topa son anda dokunuyor ve o top gidip Fenerbahçe kalesine giriyor.

%100 verimden söz ediyoruz.

Fenerbahçe’nin onca pas trafiği ile nakış işler gibi atağı geliştirmeye çalışırken rakiplerinin üç pasta kaleye sayı bırakmaları sadece bir anlık dikkatsizlik veya konsantrasyon eksikliği olarak açıklanamaz.

Zaten sonuçtan hareket edilirse Diyarbakırspor ve Manisaspor maçlarındaki üç dikkat dağınıklığı 4 puana karşılık gelmiştir. Daum bunlardan Diyarbakırspor maçı sonrasında kazandıkları bir puanın önemini ilerleyen haftalarda daha iyi anlaşılacağı söylemiştir.

Oysa bundan birkaç sene önce yine bu sahada "Ardalı" Manisaspor Fenerbahçe kalesine beş gol gönderirken de aynı teknik adam Fenerbahçe’nin başındaydı ve o yıl çok dramatik bir şekilde sonuçlanmıştı.

Yani, Fenerbahçe’nin hücum bölgesinde bir sorun görünmüyorsa da defansı çok ciddi bir uyarı sinyali vermektedir.

Bu sadece Luganosuzlukla açıklanamaz.

Özer ve Mehmet Topuz’un her iki kanatta çok iyi işler yapmasına rağmen bir türlü son hareketi yapamıyor oluşları üzerinde durulmalı. Mehmet Topuz kaleye sayısız şut gönderdi. Acaba bunlardan bir ikisini yanında boşta bekleyen bir arkadaşına çıkarmış olsaydı daha iyi mi olurdu diye düşünmeden edemiyor insan. Ayrıca Mehmet Topuz kanatta üç kişiyle boğuşurken belki de gücünün de dörtte üçünü orada bırakıyor gibiydi.

Ancak Özer olsun, Mehmet Topuz olsun bu sezonun en iyi transferleridir ve bu ikisinin olmadığı maçlarda Fenerbahçe’nin ne kadar zorlandığı da ortadadır.

Bursaspor maçıyla kıyaslandığında bu karşılaşmanın sonuca rağmen umut aşıladığını söyleyebiliyoruz. Futbol her zaman puanla ölçülmemeli. Aslında Fenerbahçe’nin son beş altı maç grafiğine bakıldığında üst düzeyde bir mücadele, baskılı ve ayağa paslarla rakibini çözen bir takım olduğu görülüyordu. Hatta ilk yarıdaki sekiz maçlık seride izlediğimiz Fenerbahçe ile kıyasladığımızda, ortada ciddi bir puan kaybı olsa da daha iyi bir takım olduğunu itiraf etmeliyiz.

Manisaspor bu maçtan puan çıkardığına dua etmek yerine ortamı germesi fazlasıyla cüretkârdı.

Bu cümlemiz yanlış anlaşılmasın yaptıkları mücadeleyi asla küçümsemiyoruz. Hatta rekabetin bu anlamda üst düzeye çıkarak kolay puan alma döneminin sona ermiş olması ligimizin gerçek değerini arttıran bir eylem oluyor. Ancak sorun bu mücadelenin Manisaspor’un diğer maçlara yansımıyor oluşudur. Zaten bu maçın da büyük bölümünde hiçbir şey yapmadılar belki de yapamadılar.

Manisaspor’un en iyi futbolcuları kalecileri olması klasik olacak ama durumun özetiydi. Ligin 16. sırasında ve küme düşmeye aday takımlar arasında, Sivasspor, Diyarbakırspor, Ankaragücü ve Kasımpaşa, en kötüsü durumda.

Önce 7 dakikalık uzatmaya itiraz ettiler; sonra o bölümde gol bulunca delice sevinip, maçı kazandıklarını sandıkları an golü yer yemez akıllarını yitirdiler.

Isaac çok şanslıydı. Ancak maçın bitiminde hakemin üzerine yürüyerek o büyük futbol şansını yok etti. Bunun sebebini anlamak mümkün değildi.

Bu iki takımın kupada da birbirlerine rakip olmaları ilginç bir serinin başlamasına da neden oldu.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..