Fenerbahçe’ye Amorti İkramiye

Dışarıda futbola gönül vermiş ve Fenerbahçe sevdalısı kimlere sorsanız, hemen hemen hiç kimsenin gönlü, Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Ligi’nden, hatta bunun bir üst çıtası, basamağı Şampiyonlar Ligi’nden altta bir dereceye (belki Avrupa Ligi’ne) dahi razı gelmezdi. Belki birinci bile olup, bir üst tura çıkabileceği D grubunu Fenerbahçe, son maçında sahasında Alman ekibi Eintracht Frankfurt ile 1-1 berabere kalıp, 6 puanla 3.sırada tamamlayarak, Avrupa kupalarında rotasını UEFA Konferans Ligi’ne doğru kırdı.

Teknik Direktör Vitor Pereira’nın, Frankfurt maçı arifesindeki “önceliklerinin Türkiye Süper Ligi şampiyonluğu olduğu” yönündeki açıklaması; D grubunun final müsabakasından alınabilecek kötü bir sonuca ve grup sıralamasında elde edilebilecek başarısız dereceye (grup sonunculuğu gibi) peşinen hazırlanmış bir mazeret, bir kılıf olabilirdi. Ki Antwerp, Avrupa Ligi’nin bir üst turunun gruptan diğer yolcusu Yunan ekibi Olympiakos’u daha farklı bir sonuçla yenebilseydi eğer. Nasıl Fenerbahçe’nin grup karşılaşmalarında elde ettiği başarısız sonuçlarda bir şanssızlık faktöründen söz ediyorsak, elde ettiği grup 3.lüğü ve Avrupa kupalarına UEFA Konferans Ligi rotasından devam etme başarısında da bir nebze de olsa şanstan ve mucizeden söz edebilmeliyiz. Yine de Sayın Pereira’nın hakkını teslim edelim bu süreçte.

Kolay değil Avrupa kupaları serüveniyle, yakında başlayacak çetin Türkiye Kupası yolculuğu ve 19 zorlu cengâvere karşı çarpıştığı Süper Lig arenasından oluşan futbol şeytan üçgeninde sakatlıklar ve kart cezalarının gölgesinde bir başına bir yıldızlar topluluğunu teknik ve taktik yönden maçlara hazırlayıp, başarılı sonuçlar almaya çalışmak. Ne de olsa bir tanesinde dahi dişe dokunur, özellikle de futbol takımının aldığı saha sonuçlarıyla yatıp, kalkan, onunla motive olan sabırsız, doyumsuz yoğun taraftar kitlesini tatmin edecek başarıları elde edememenin doğuracağı sonuçları hem kendi mesleki geçmişinden hem de diğer meslektaşlarının akıbetinden gayet iyi biliyor.

D grubunda zaten atını alan, çoktan Üsküdar’ı geçmişti, son karşılaşmalar öncesinde. Onun için de Eintracht Frankfurt maçı, büyük ölçüde bir prestij mücadelesinden öteye gidemedi Fenerbahçe için. Ama kazanılabilseydi de, hiç şüphesiz çok daha güzel olurdu.

Pereira’nın karşılaşmanın sonunda da tekrarladığı, önceliğin Türkiye Ligi olduğuna yönelik açıklamaları; açıkçası Fenerbahçe’nin her alanda zirveyi hedefleyen spor kulübü vizyonuna zarar verebilecek talihsiz bir söylem oldu. Türkiye’nin en büyük ve en yoğun taraftar kitlesine sahip kulüplerinden biri olan Fenerbahçe’nin futbol takımının teknik direktörünün, tablo ne kadar hayal kırıklığına yol açmış olursa olsun basın mensuplarına böyle bir demeç vererek bahanelerin ardına sığınmaması gerekirdi. Sonra takımının ileride alabilmesi pek muhtemel kötü saha sonuçlarının ardından kamuoyuna sunmaya geçerli mazereti kalmaz. Bir tarafta Fenerbahçe’nin en büyük ezeli rakibi ve Türkiye’nin bir başka büyük takımının teknik direktörünün, takım olarak her turnuvada hedeflerinin şampiyonluk olduğu yönünde inanç dolu demeçleri varken, Fenerbahçe’nin teknik direktörünün, meslektaşından geri kalmayacak, Fenerbahçe sevdalısı kitlelere umut aşılayan söylemlerde bulunması gerekirdi. Hem de gerek uyguladığı oyun sistemi gerekse karşılaşmalardaki kadro tercihlerinin böylesine yoğun bir şekilde tartışıldığı bir dönemde ve futbol ikliminde. Bizde, “dilin kemiği yok” diye bir söz vardır, Sayın Pereira. Öğrenirsiniz elbet bir gün.

Fenerbahçe, UEFA’nın kulüpler düzeyinde daha henüz bu sezon düzenlenmeye başlanan Konferans Ligi’nin, UEFA Avrupa Ligi’nden göç eden yeni takımlarından artık bir tanesi. Bu kulvarda play off turundaki rakibi de 13 Aralık 2021 Pazartesi günü çekilecek kurayla belirlenecek. Hiç şüphesiz Fenerbahçe’yi UEFA Konferans Ligi’nin hem play off turu hem de (eğer play off turunu geçebilirse) eleme turlarında Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’ndeki ekipler kadar zorlu rakipler bekliyor. UEFA Avrupa Ligi’ndeki şansını özellikle de birkaç karşılaşmada yaptığı ölümcül hatalardan kaybettiği puanlarla şanssız bir şekilde çoktan yitirmişti. UEFA’nın bu sezon belki de daha deneme aşamasında olan yeni turnuvası Konferans Ligi’nde, en azından geçmişteki hatalarından ders alarak ve oynadığı futbolla taraftarlarına umut aşılayarak birkaç tur ilerleyebilme potansiyeli elbet var. Ama bu kafayla mümkün mü? Zor. Çünkü Pereira bu; ivri billâh, sivri külah.