- Kategori
- Mizah
Fermuar kopunca
Gerekmedikçe kumaş pantolon giymem..
Bu gün ciddi bir toplantı olduğu için, grand tuvalet hazırlandım..
Güne başladım...
Pantolonun fermuarını çekerken, biraz fazla asılmış olmalıyım ki.
Fermuar koptu.
Pantolonu değiştirmeye üşendim.
Ceketin düğmelerini ilikleyip, kusurlu bölgeyi kapattım...
Ceketin rahatlığı ile iş yerine geldim.
Daha içeriye girer girmez, çalışan arkadaşlardan bir tanesi kulağıma eğildi. Devlet sırrı verirmişçesine;
-Ağabey fermuar açık kalmış. Çaktırmadan çek istersen..
Yurdum insanı, yardım sever işte;
Hem uyarıyor, hem yol gösteriyor.
- Teşekkür ederim..
Ofise girdim, ceketi çıkarttım çalışmaya başladım...
Sürekli önümü arkamı düşünecek değilim ya!
Durumu unutmuşum..
İsmet ağabey geldi. Sevip saydığımız bir müşterimiz. Ayağa kalktım, toklaşmak için elimi uzattım..
- Ooooo Müdür ‘fri’sin bugün
- Hayırdır ağabey.
- Ön kapıyı açık unutmuşsun yavrum..Üşüteceksin...Kamışı kırmayasın sonra..Hahahahahaha
- ( Kızardım tabi) Haaa! Evet Ağabey..Nasılsın
- Senden daha iyiyim.
İşyerinden çıktım öğle yemeğine gidiyorum.
Ceketin önü gırtlağa kadar ilikli..
Eşin dostun gözleri termal kamera gibi..
Lokantaya gidene kadar...
- Ali bey; Gezdirmeye mi çıkarttınız
- (!) Hıııı
-Alicim yeme bu kadar, koparmışın kayışları.....
Canım sıkılmaya başladı fakat yapacak bir şey yok...
Olay bende kompleks halini aldı, alacak.
Düğmeler ilikli ama bir elimle ceketin önünü tutuyorum....
- Alicim hayırdır. Karnın mı ağrıyor? Çişin mi geldi?
- Yok, ağabey nerden çıkarttın...
- Önünü tutuyorsun ya!
Toplantıya girdik.
Bir bayan arkadaş var...
Gözler saklamaya çalıştığım yerde.
Cesaretlense söyleyecek ama alı al moru mor oturuyor..
Sigara molasında yanına gittim...
- Biliyorum fermuarım bozuk...
- Benim için sakıncası yok...
- Ne!
Saat şu an beş.
Gün bitmek üzere ofisimde otururken, bazı Atasözlerinin yanlış ve eksik olduğunu düşünüyorum....
“Dost başa düşman ayağa bakar”
Sabahtan beri karşılaştığım insanlar neyim acaba benim?