Fıkra bu işte ne yaparsın

Türkiyede yaşanan kriz yüzünden işten çıkarılan bir akademisyen ile bir gazeteci yurt dışına çıkmışlar.

Bir süre yiyip, içip eğlenmişler.

Doğal olarak paraları çabucak tükenmiş. İş aramışlar ve bir çiftlikte hayvan pisliklerini ahırdan kürekle kazıyıp çöp römorkuna atma işi bulmuşlar. Bir süre çalışmışlar, başarılı olmuşlar, çiftlik kahyası da onları sevmiş ve hallerine acıyarak

"Size daha kolay bir iş vereceğim" diyerek onları yumurta paketleme işinde görevlendirmiş .

"Bunların irilerini ve iyilerini bu taraftaki kutulara, küçük ve kötülerini bu taraftaki kutuya koyacaksınız" demiş.

Fakat bizimkiler çok yavaş çıkmış, "Bu iyidir, değildir, küçüktür, büyüktür" tartışmaları ile işleri aksatmışlar.

Onları gözleyen kahya yanlarına gelmiş, "Siz Türkiye'de ne iş yapıyordunuz? " diye sormuş. Bizimkiler "Gazeteci" ve "Akademisyen" diye cevaplamış.

Kahya, "Belli belli, sizin Türk aydını olduğunuz belli" demiş.

"Çok iyi bok atıyorsunuz ama iyi ve kötüyü ayırt etmeyi bir türlü beceremiyorsunuz!.." demiş.

***

Tıpkı, Milli takım futbol maçı heyecanı ile bende herkes gibi DAVOS ta olanları baştan sona seyrettim..

Taraf olan Moderatör yani hakem, İsrail Cumhurbaşkanı PEREZ gol atsın, galip gelsin diye normal süresi bittiği halde dünyanın gözü önünde maçı uzattı da, uzattı.

Bu tanınan uzatmalarda PEREZ ise kalemize atak üstüne atak yapıp fazladan 15 dk. boyunca konuştuda, konuştu..

Ne oldu!!..

Sayın Başbakan Erdoğan son dakika da “ One minit, one minit “ diyerek, kısa zaman içersinde 25 kelimeyle PEREZ i ve Moderatörü ters köşeye yatırıp işi bitirdi..

85 yaşındaki yaşlı Kurt a ve Moderatör e unutamayacakları dünyanın gözü önünde acaip bir ders verdi.

Ve maçı sonlardırdı..

Amma velakin gelin görünki,

Tıpkı yıllar önce Mustafa Denizli nin dediği gibi hala Koala misalı içimizde yaşayan ne kadar da çok İRLANDA lı aydın ve gazetecilerimiz varmış.

Kahya söylemiş işte..

Ben daha ne diim.

Saygılar..