Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '09

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Fındık nasıl çok para eder?

Fındık nasıl çok para eder?
 

fındık.


üreticeye sesleniş

Yaklaşan fındık sezonunda, fındığın çok para etmesi için fındık üreticisine önemli bir uyarıda bulunmak istiyorum.

Fındık ürünü artık devletin desteğinden çıkmış, tamamıyla üretici ile fındık tüccarının arasındaki pazarlığa kalmıştır. Üretici, fındığının daha çok para etmesini istiyorsa tüccar ile arasında pazarlık oluşturması gerekir.

Bu sebeple fındık üreticisinin yapması gereken şudur: Ürününü asla ve asla emanet olarak fındık tüccarına bırakmamalıdır. Bu şekilde tüccara fındığını emanet olarak bıraktıktan sonra, fındık ihtiyacını karşılamış olan tüccar, neden fındığın fiyatını yükseltsin ki? İhtiyacı olan fındığı almıştır zaten. Tüccar, fındığın parasını işletir, bankaya faizle yatırır ve paranın faiziyle üreticinin parasını düşük fiyattan öder.

Tüccar, fındığın fiyatını yükseltmesi için, piyasada ürün bulamamalıdır. Üretici, fındığına sahip çıkıp, sabredip, ambarında saklayınca, tüccar onu almak için daha fazla ücret teklif edecektir. Üretici istediği değeri bulunca da ürününü satacaktır. Buna arz-talep meselesi denir. Tüccar daha çok fındık almak için daha çok para ödemek zorundadır; fakat gelin görün ki fındığını toplayan üreticinin çoğunluğu, fındığını götürüp tüccara emanet olarak veriyor ve bir kuruş almadan geliyor. Bekliyor ki fındığın fiyatı yükselsin de o da gitsin parasını alsın. Böyle fiyat yükselir mi?

Sen üretici olarak tüccar ile arandaki pazarlığı kaldırmışsın, kendini ona teslim etmişsin hatta ona mahkûm etmişsin zaten. Sonra da ondan merhamet bekliyorsun. O, ilk önce kendini düşünür. Seni düşünmesi mümkün mü? Herkes kendi çıkarlarını düşünür ve korur. Sen kendini düşünmüyorsun, başkasından merhamet bekliyorsun. Beklenirse sonuç bu olur. Tüccar ne verirse onu kabul etmek zorunda kalırsın. Söz söyleme hakkın da kalmaaaz fındığını geri alma şansın da olmaz.

Bunu bile bile, yine de fındığını gizlice tüccara emanete veren üreticiler, fındığın fiyatının düşmesine sebep olanlardır. “Efendim ben bir kişiyim, benim 500 kg veya 1 ton kadar fındığım var. Onu emanete versem ne olur vermesem ne olur?!” diyen kişiler çoğunlukta. Bakınız, 1 ton, 1 ton toplanıp binler, hatta milyon tonlar ortaya çıkıyor.

Padişahın biri halkını cezalandırmış. Halk bir süre sonra bıkmış ve bir temsilci seçerek, onu padişaha gönderip ondan affını istemişlerdir. Padişah onlara, sözlerinde durup durmadıklarını test etmek için bir öneride bulunmuş: “Sarayın avlusunda bulunan su havuzunu boşaltıp, gece sabaha kadar süt ile doldurun!” Halk, bu kolay yönteme sevinmiş. İşe koyulmuşlar. Bütün halk gece elinde kova ile havuzu doldurmaya başlamış. İçlerinden biri; “Bu kadar milletin arasında ben süt yerine bir kova su döksem kim ne anlayacak?” demiş ve böyle de yapmış. Sabah olmuş. Bir de bakmışlar ki havuz sütle değil, su ile doludur!

İşte buradan akıllıyım diyen üretici iyi ders çıkarmalıdır; ne kendinin ne de komşusunun zarara uğramasına sebep olmalıdır. Sonra kalkıp karanlığa taş atmanın hiçbir manası ve akli yanı yoktur.

Üretici fındığına sahip çıkmalı, onu saklamalı ve böylece alıcı ile arasında pazarlık oluşturmalıdır. Bu, serbest piyasanın şartlarından biridir. Alıcı ile satıcı arasında bir pazarlık oluşmadıkça fiyat gerçek değerini bulmaz. Bir eşya piyasada az bulununca, ona talep artacağından fiyatı da yükselecektir.

Akıllı davranmayıp, mazlum gibi ağlamanın, kabahati başka yerlerde aramanın hiç bir mantığı yoktur. Yoksa bunun tek anlamı olur, o da aptallık.

FINDIĞI KENDİ AMBARINDA SAKLA Kİ ÇOK PARA ETSİN. Geçen yıllardaki hatayı yapmayınız.

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..