Füze ihalesinin Çin'e verilmesine CHP'den destek var ama...

Türkiyede Amerika'ya matuf "emperyalist karşıtlığı'  öteden beri prim yapar...Eskiden sol,sosyalist çevrelerin yürüttüğü emperyalizm karşıtlığı, son yıllarda  ulusalcı-kemalist çizginin günlük tayini haline gelmişti.

Bu çevreler, ABD emperyalizmine haklı olarak, karşı dururken, haksız olarak da Çin sempatizanlığı yürütürler...Amerikayla aynı çizgide olmak ne kadar  "emperyalist uşağı"  olmaksa, Çinlilerle iş tutmak o kadar  "bağımsız duruş" olarak kabul ediliyor bu çevrelerde.

İyi, tamam...Madem böylesine "Çin seversiniz" o halde, Hukümetin yaptığı son hamleye destek olmanız gerek mezmiydi!...http://blog.milliyet.com.tr/fuze-ihalesinin-cin-e-gitmesi---cinseverleri--neden-sevindirmedi-/Blog/?BlogNo=431078

AK Parti iktidarı ve onun başbakanının her yaptığını yanlış olarak gören bu çevrelere, Türkiyenin  Füze savunma sistemleri ihalesini ABD ve NATO'nun muhalefetine rağmen Çine vermesini nasıl karşıladıklarını sormuştuk...Esasen konuyla ilgili tüm muhalefetten diş kovuğunu dolduracak bir açıklama gelmemişti.

Bugün, Sedat Ergin Hürriyetteki köşesinde, Uğur Dündar'la yaptığı röportajdan alıntılar yaparak, CHP'nin tecrübeli diplomatı Şükrü Elekdağ'ın konuyla ilgili görüşlerine yer vermiş...

Şükrü Elekdağ, gerçekten de Türkiye'nin bu son "bağımsız duruş"unun çok önemli olduğunu söyleyen tek muhalefet mensubu oldu...Dış politika'nın karanlık koridorlarını çok iyi bilen Sayın Elekdağ'ın açıklamaları gerçekten de çok aydınlatıcı:

Bugüne kadar Batı'nın silah teknolojilerinin transferi konusunda Türkiye karşı çok "hasis" davrandığını söyleyen tecrübeli  diplomat, bunun da üç temel nedeni olduğunu vurguluyor:

1-Türkiye'yi  1974 Kıbrıs Harekatında olduğu gibi, tek başına askeri harekat yapabilme gücünden yoksun bırakmak

2-Türkiye'yi sürekli Batının kontrolünde tutmak

3-Havada, karada tüm silah gücü anlamında bu bölgedeki herhangi  bir ülkenin İsrail önüne geçmesini engellemek..

Gerçektende bu üç temel neden ABD veya AB'nin Türkiye'ye karşı "ne kapıyı bastırır ne kırığı küstürür" anlamındaki tutumlarını özetlemeye yetiyor.

Türkiye'nin Füzel ihalesini Çin'e vermekle yeni teknolojileri transfer etme şansını yakalayacağını söyleyen Sayın Elekdağ, kendi teknolojisini üreten Türkiye'nin diplomasi alanında da büyük güç kazanacağı vurgusunu yapıyor.

Bu bağımsız duruşun, Türkiye'nin NATO'dan çıkarılması sonucunu doğuracağı kaygılarına da katılmadığını söyleyen Şükrü Elekdağ, son olarak konuyla ilgili "endişe"sini dile getiriyor.

Sayın Elekdağ'ın endişesi de şu: Füze ihalesini Çin'e vererek Batı'ya karşı önemli bir tavır ortaya koyan Hükumet'in ABD ve NATO'dan gelen baskılara ve tehditlere mağlup olarak ihaleyi Çin'den alıp ikinci sıradaki Fransız konsorsiyumuna vermesi...

Sayın Elekdağ, elbette yılların biriktirdiği tecrübesiyle konuşuyor...Şu son endişesi de yerinde olabilir elbette...

Ancak, Türkiyedeki siyaseti az çok takip eden biri olarak  Sayın Elekdağ'ın endişesine katılmakla beraber kendi "endişe"mizi de söylemeden geçemeyeceğiz:

Sayın Elekdağ,  muhalefet mantığı,  "ak'a kara, kara'ya ak" demek olan bir ülkede, iktidara destek mahiyetindeki bu duruşunuzu ne kadar muhafaza edebileceksiniz merak ediyoruz?...

Sizin endişeniz gerçekleşmez de Hükumet kararında metin davranırsa, buna karşılık İsrail odaklı uluslararası güç Hükumeti yıkmak için dışardan içerden bastırırsa siz bugün durduğunuz yerde duracak mısınız?...Tayyip gitsin de nasıl giderse gitsin, düşüncesindeki CHP'nin içerisinde üzerinize çekeceğiniz şimşeklere ne kadar karşı durabileceksiniz?...

Yoksa, siz de bir gün, "bunlar Türkiye'yi Batıdan koparıp Doğuya bağlıyor" çığlıklarına katılacak mısınız?...

Çünkü, iktidarı düşürmek adına en sol çevrelerden bile bu çığlıkların geleceğinden şüphemiz yok bizim...Neden böyle söylüyoruz?

Böyle söylüyoruz çünkü bu ülkede "Çincilik" in de bir tür "Cincilik" olduğunu biliyoruz da ondan...