Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '10

 
Kategori
2010 Dünya Kupası
 

Ganalı Prens Boateng: Sadece Sırpları yenmekle kalmadı.

Ganalı Prens Boateng: Sadece Sırpları yenmekle kalmadı.
 

Baba tarafının genleri baskın çıkan sporcu Prens Kevin Gana'nın yüzünü güldürdü! Resim İnt.alıntı


Alman milli takımını da zayıflattı!

Almanlar “ 2010 Dünya Kupasını” Kapamazlar ise…

En büyük suçlusu:

6. Mart 1987 Berlin doğumlu Kevin Prince Boateng olacaktır.

Ganalı baba Alman anneden dünyaya gelen yaramaz çocuk.

Almanlar ona ateş püskürüyorlar.

Süper starları Michael Ballack’ın ayak bileğini yaptığı gereksiz faulle tarumar eden 23 yaşındaki Prens Kevin’in sicil dosyası oldukça kabarık.

Caddelerde park eden arabalara; gece kulübünden çıkar çıkmaz saldıran çizik atan O…

Futbolcu Miroslav Klose’yi sahada tekmeleyen yine O…

Vukuatları anlatılmakla bitmeyen melez genç!

“Bad Boy” Kötü çocuk Kevin Prince Boateng: Anasının yurdu Almanya’da yuhalanırken…

Baba ocağında Afrika/Gana; kahraman bir prens olarak gönüllerde taht kurdu.

Kale önünde topa elle müdahale etme cüreti gösteren Sırbistanlı oyuncu talihsiz “Kuzmanoviç”in hatası ona şöhret kazandırdı.

Hakemin verdiği penaltıyı değerlendiren Kevin Ganalıları mest etti.

Futbol: Yalnızca top peşinden koşmaca olmaktan çoktan çıkmış; sosyal, politik, ekonomik yaşamı oldukça etkileyen boyutlara taşımış durumda. Günlük yaşama; magazinsel yönü de ayrı bir hoşluk katıyor.

Düşünsenize; Gana milli takımının kilit ve teknik adamı yetiştiricisi, destekçisi: 2.Ocak 1954 doğumlu eski futbolcu “Milovan Rajevac”

SIRBİSTANLI.

Kendi ülkesinin milli takımını…

Kendisinin çalıştırdığı yetiştirdiği diğer bir ülkenin(GANA) on biri yeniyor.

Milovan Rajevac bu durumu hazmedebiliyor mu?

Profesyonellikte hazım gerekli diyebiliriz lâkin beden dili farklı şeyler anlatıyor.

Maçı izleyenlerin dikkatinden kaçmış olamaz!

Oyun sahasının çevresinde yer alan görevli Afrikalılar:

Tebrik etmek ya da gol sevincini paylaşmak için Gana milli takımını çalıştıran Sırplı antrenöre sarılmak isteyince…

Hevesleri kursaklarında kaldı çünkü Sırplı Milovan elinin tersiyle “Afrika coşkusunu” ittiriverdi.

Şaşırmadım desem yalan olur.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu…

Hiç olmazsa kameralar önünde…

Yemek yediğin çanağa…Etme!

Eğer dayanamıyorsan kendi ülkenin on birini çalıştırırsın.

Onlar kazanır sen de onlarla rahatça sarmaş dolaş olursun.

Dediğim gibi “FUTBOL” sadece top peşinden koşturmaca oyunu değilmiş.

14.Haziran 2010 Pazartesi

Alev Meisel İzmir’den

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..