Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '08

 
Kategori
Deneme
 

Gece

Gece dipsiz bucaksızdı. Gecenin karanlığında boğulurken o, usul usul kapıyordu gözlerini ona aldırış etmeyen gece. Güneş parlarken o da parlasaydı ya yeniden. Parlayamadı, kaldı düştüğü gecenin kuyusunda. Tutunacak bir el arıyordu. Ağlıyordu. Tutmayacak mıydı sanki o el onu? Hayalmiş meğersem diyordu. Hayal değildi. Elinden tuttu elinde elma şekeri olan kız. Ağlayarak bakıyordu. Tuttum elini hala neden düşüyorsun ki gibi bakıyordu.

Ne çok özlemişti hasta olduğunda burnununa gelen nane kokusunu iğrenerek içine çektiği günleri. Ne çok özlemişti ablasıyla küsüp sonra da kağıtlara yazdığı o özür yazılarını. Ne çok özlemişti saklanbaç oynarken ebe diyeceğine sobe dediği, çanağı çömleği patlattığı o günleri. Neden anlamıyordu ki artık o günleri özlememesi gerektiğini. Neden anlamıyordu başka şeyler yaşaması gerektiğini. Geç de olsa anladı zamanla. Bu sefer de elma şekerini düşürdüğü günleri unutamadı. İstemiyordu sımsıkıya tutmak o şekeri. Kayıp gitsin istiyordu yine ellerinden elma şekeri...

Kuyudan çıkması için kendisine uzatılan eli sonsuza dek tutamazdı ki. Gecenin bir körü yazdıkları içini rahatlatamazdı. Bir çok şey vardı yarıda kalan, su serpilemezdi yüreğine yaradan. Şimdi farklı bakıyordu elini tutan. Çıktın işte kuyudan neden hala tutuyorsun ki gibi bakıyordu. Sonsuza dek tutabileceği tek el, diğer eliydi. Bilmiyordu ki sevginin boyutlarını. Bilmiyordu ki elma şekerine bile bu kadar bağlanan kız, sevmek istiyordu, sevdiğine karşılık sevilmek. Boyutu farklı bir sevda... Neden anlamıyordu bunu yada neden anlatamıyordu derdini kız.. Hiç bir şeyi bilmese de bir tek şeyi bilse yeterdi. Elma şekeri gibi bir gün, kayıp gidecekti elleri ellerinin arasından çocuğun...

 
Toplam blog
: 17
: 312
Kayıt tarihi
: 29.06.08
 
 

22 Kasım 1990 doğumluyum. Yazmaya, çizmeye hevesli bi yapım var. Tabi herşey hevesle bitmiyor yetene..