Gerçek nedir?

Felsefe yapmayı sevmem. Yani laf olsun diye konuşmayı... Ancak, yaşamlarımızın belirleyicisidir, gerçekler, gerçeklerimiz... Birçoğumuzun çoğu zaman duymak istemediği...

Gerçek yalındır. Öylece karşımızda durur. Lakin, egoları yıkmak zor. Herkes kendince yaşar dünyayı... Orasını burasını eğip bükmeden duramaz olanların... Kişi işine geldiği gibi davranır genelde...

Acıtıcıdır hakikat. Bol miktarda can sıkıcı. Boyunun ölçüsünü almak isteyen kim? Alem nefsini darı ambarında sanır! Belki de ondan aynalara bu kadar tutkun. İstediği yerimize bakabildiğimiz için...

Dürüst davranır bize olaylar. Onları olmadıkları gibi algılayan biziz. Tamam, savunma mekanizmaları tedavi eder ruhumuzu ama... İyimserliğin aşırı dozu da zararlı.

Nedense çok uzaklarda ararız gerçeği. Aslında yanıbaşımızda, hatta içimizde olduğu halde... Ah bir kalbimizin sesini dinleyip, aklımızla, zekamızla dengeleyebilsek iç dinamiklerimizi... Başlangıçta fena halde sarsıcı da olsa değişim... Sonunda herkes doğruyu bulacak.

Bazıları bana diyor ki, "Niye durmadan kendi yazıyorsun arkadaş! Acık alçakgönüllü olsana!" Ey kendinden habersiz adam! En iyi bileceğin şey kendinsin. Malzemen senin ellerinde. Hadi diyelim, Yunus'u, Karacaoğlan'ı, Mevlana'yı bilmiyorsun; yahut anlamamışsın. Sabahları yüzünü yıkarken olsun, görmez misin suretini? Sende olanı dünya yaşar. Adem'i birbirinden sade diliyle rengi ayırır. Eşref-i mahlukat yeryüzünün her yerinde aynı... Ah bi de bunu anlayabilsen!..

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.