Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '07

 
Kategori
Futbol
 

Gergin seride ilk ayak Beşiktaş'ın

Gergin seride ilk ayak Beşiktaş'ın
 

Fortis Türkiye Kupası Yarı Final ilk ayağında kelimenin tam anlamıyla dağ fare doğurdu. Yıllardır spor medyasında bir kısım yorumcunun dile getirdiği “İki ayaklı maçlara çöken kontrollü futbol havası ve sinekten yağ çıkarma taktikleri” konulu monologlar sahada anlamını bulurken, 90 dakikalık mücadelenin sonunda sinekten yağı çıkaran siyah-beyazlı ekip oldu. Gerek ekranları başında gerekse İnönü Stadı atmosferinde karşılaşmayı takip eden futbolseverler, eminim yarın sabaha ağızlarında buruk bir keçiboynuzu tadıyla uyanacaklar. Belki Beşiktaş taraftarı için bu keçiboynuzu benzetmesinin tatlı kısmı geçerli ancak, sahada ortaya konan oyuna baktığımızda, bu durum bir gram bal için katlanılan cefayı açıklamıyor.

Maç öncesi kadrolar açıklandığında görüldü ki, sürprize imza atan taraf Zico’nun önderliğindeki Fenerbahçe idi. Alex, Kezman ve Appiah çeşitli sebeplerle ilk onbirde olmayınca ister istemez maçla ilgili değerlendirmeler bir kez daha gözden geçirildi. Beşiktaş Bobo’yu ilk dakikalarda riske etmek istemeyince otomatikman 4–2–3–1 taktiğine dönmüş ve aynen lig maçından sonra yazdığımız gibi sağ kulvarın savunuculuğunu Mustafa Doğan’a vermişti. Bunun dışında lig kadrosunu bozmayan Beşiktaş’a karşılık, Fenerbahçe Alex ve Kezman’ı benche oturtmuş sakat olduğu açıklanan Appiah’ı ise kadrosunun dışında tutmuştu. Tıpkı Beşiktaş gibi sarı-lacivertli ekip de sahada 4–2–3–1 ile yer alınca zaten -ilk maçtan kazaya uğramak istemeyen hocaların- “kontrollü oyun” talimatını almış olan 5’er kişilik orta sahaların birbirlerini kilitlediği bir maç izledik. Oyun genelinde topa hâkim olan taraf istatistiklere Fenerbahçe olarak yansıdıysa da, bunun asıl sebebi Beşiktaş’ın maç boyunca takım halinde topun gerisinde olma ve alan daraltma taktiğini uygulamasından kaynaklandı. İleri uçtaki Nobre dâhil olmak üzere top rakibe geçtiğinde, birlikte hareket ederek alan daraltan siyah-beyazlıların bu taktiği çoğu kez Fenerbahçe’yi yan ve geri pas yapmaya itti.

Eminim birçok Fenerbahçeli taraftar maç sırasında ve sonrasında “Alex ve Kezman olsa maçı alırdık.” şeklindeki düşünceleri dile getirmişlerdir. Ancak sezon başından bu yana Zico’yu eleştiren yazılar yazmış biri olarak ben, ilk defa Zico’dan bir taktik düşünce ve oyun felsefesi gördüğümü de söylemeden geçemeyeceğim. Zico’nun taktik felsefesi Fenerbahçe’ye istediği sonucu getirecek mi orasını ikinci karşılaşmadan sonra göreceğiz fakat karşılaşmayı iki ayaklı bir mücadelenin ilk ayağı olarak gören Fenerbahçe Teknik Direktörü’nün bitirici vuruşunu Şükrü Saraçoğlu Stadı’na sakladığını düşünenlerdenim. Evine avantajlı bir skorla dönmek isteyen Fenerbahçe, İnönü Stadında oyunu kilitleme ve 0-0’ın kendisi için güzel bir sonuç olacağı düşüncesi içerisinde oynadı. Beşiktaş’ı kendi silahıyla kilitlemek isteyen Zico, taktik düşüncesine uygun isimleri sahaya sürerek oyunun büyük bir bölümünde sahadan istediğini aldı. Bu mağlubiyetten sonra Fenerbahçeli taraftarların kendilerine sormaları gereken soru : “Eğer Alex ve Kezman sahada olsaydı, bloklar arasındaki mesafeyi bu denli düşürebilir miydik?” yada “Semih ve Tümer’in defansif anlayışları Kezman ve Alex’te var mı?” soruları olmalı.

Eğer Beşiktaş Bobo’nun ayağından 82.dakikada gelen golü bulamamış olsa, Zico’nun 0-0’lık beraberlikten mutlu olacağını varsayabiliriz. Futbolseverlerin “Brezilyalı teknik adam neden hamle yapmak için 86. dakikayı bekledi?” sorusunu bu maçla ilgili analizlerde çokça okuyacağını varsayıyorum. Sorunun cevabı ise basit. Zico golün geldiği 82.dakikaya kadar oyundan memnundu da ondan. Hesabı rövanşta görmeyi hedefleyen Zico, belki bu amacına ulaşamadı ancak belki de ilk kez bir taktik düşünce sergiledi. Fenerbahçe açısından bakılacak olursa bu önemli bir ışık...

Derbiye Beşiktaş cephesinden bakıldığında, siyah-beyazlılar son beş maçtır futbolu takım halinde oynamanın meyvelerini topluyorlar. Hücumu da savunmayı da bir bütün olarak gerçekleştirmek isteyen Beşiktaş, bu stratejinin hücum ayağını hakkıyla gerçekleştiremese de etkili takım savunması ile maçlara neredeyse “bir puan cepte” başlıyor. Geriden oyun kurmakta zorlanan siyah-beyazlılar bu problemlerini lig sonundaki transfer döneminde çözerlerse, önümüzdeki yılın en dişli takımlarından biri olmaya aday. Yarı finalin ilk ayağında 1-0’lık önemli bir avantaj yakalayan Beşiktaş, “iki ayaklı maçlarda evinde gol yemezsen turu kolaylarsın” yargısına uygun bir sonuçla ilk ayağı noktaladı ve umutlandı.

Siyah-beyazlılar umutlanmakta haklı mı hep birlikte göreceğiz ancak, bu sonuçtan sonra asıl umutlanması gereken futbolseverler. Bu maçın 0–0 bitmesi ikinci maçı da “keçiboynuzu” olmaktan kurtardı. Saraçoğlu’nda turu geçmek isteyen gol atmak zorunda!

Kontrol futbolu aşıkları buyurun cenaze namazına..!
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..