- Kategori
- Kültür - Sanat
GERİDE KALANLAR ( 10 )
GERİDE KALANLAR
MARDİN VE YÖRNESİNDE HALK OYUNLARI VE ŞABAŞ
Mardin ilimizin çevre ilçe ve köylerinin mahalli halk oyunları hemen hemen ufak tefek bazı değişikliklerle birbirlerinin aynısıdır.Mahalli halk oyunlarımızın çoğu komşu illerden yararlandığı bir gerçektir. Daha çok Diyarbakır, Şanlıurfa,,Siirt,Bitlis, Elazığ gibi oyunları arasında bazı benzerlikler elbette vardır. Türkülerimizde olduğu gibi bu mahalli halk oyunlarında iş yapma, ekin biçme, köylük yerde kavga, barış, kurtla kuzu gibi değişik folklorik figürlerle çoğu kez davul- zurna eşliğinde kadın, erkek hep birlikte oynanılır,. Halay çekilir. Erkek,kadın ayrı ayrı veya el ele tutuşarak bir arada oynadıkları gibi mahalli düğünlerde kadın, erkek kardeşçe halay halinde sergilenen oyunlarımız da vardı.
Mardin halk oyunları değince ilk aklımıza Mardin, Kızıltepe, Nusaybin, Mazıdağı, Derik, Silopi, Midyat,İdil,Gercüş, Savur ve Ömerli halk oyunları aklımıza gelmektedir.Mardin bozkırlarında yeşillerin en tılsımlısını, kızgın güneşle en soğuk suları, kırmızı yanaklı, beyaz ve buğday tenli,esmer insanların,genç,yiğitlerin harman olduğu yerdir,.Bütün gelenek ve göreneklerinde olduğu gibi Dinlerin, dillerin, kardeşlik ve hoşgörünün kenti olan Mardin, ilçe ve köylerinde kardeşçe oynan bu oyunlarda birlik,y beraberlik, sevgi, saygı, barış ve dostluk vardır.
Milli ve mahalli halk oyunlarımızın hepsinde bu özellikleri bulmak olasıdır. Halk oyunlarımızda genelde davul- Zurna çalınırken, Cizre, Ömerli, Midyat gibi ilçelerde ve köylerde kemençe de çalınmaktadır. MARDİN, çevresinde oynanan Gercüş Delilosu Diyarbakır Delilosu’ ndan biraz daha bir ağırlama ile farklı figürler gösterse de “ ŞAMAN” dinin ve inanışların izlerini görmek mümkündür.Mardin halk oyunlarını şekil ve oyun bakımından iki ayrı gruba ayırmak mümkündür.
a ) Batı Ve Güney Kesimi Oyunları : bunlardan Lorke, Hurse, Malaya, Üç kırmalı Haftano, Derik Halayı ‘BİŞARO “, Kosari ( Kızıltepe / Koçhisar Halayı), Kesirtayn Çifte Kırma Oyunu Gibi.
b ) Doğu Ve Kuzey Kesimi Oyunları : U Oyunlarda Genel Olarak Cizre, Gercüş, Ömerli, Ve Nusaybin Dolaylarında Oynanan Halk Oyunlardır. İsim olarak vermek gerekirse Güle, Torivan, Mustafa Kemal Paşa ( KEMALO ) Delilo, Meryem’e, Hine ( Midyat Oyunu ), gibi oyunları akla geliyor.
HALK OYUNLARINDA ŞABAŞ
Şabaş’ın sözlük anlamı:
Şabaş: (Farsçadır.Şâd-bâş,şenol ) > Şâbâş 1-Beğenme,2- ünl-Aferin! 3- (ağız),Düğünde,yapılan oyun sırasında çalgıcı ve oyuncular için alınan para anlamında kullanılmaktadır. Şâbâş-h’ân / Aferin diyen ,alkışlayan. (1) Anlamında kullanılmaktadır.
Mardin Folklorunda ( halbiliminde) Şabaş’ın ayrı bir yeri vardır..( 2 ).
Mardin ve yöresinde özellikle düğünlerde şabaş olayı vardır,
önce şabaş’tan söz etmek istiyorum ? Önce Şabaş nedir?
Şabaş’ın sözlük anlamı :Beğenme, aferin deme, tebrik etme ( Mustafa Nihat Özün Osmanlıca Türkçe Sözlük)
Özellikle Kızıltepe Ova köylerinde bu şabaş olayı daha yaygındır. Düğün ve nişan günlerinde daha çok yapılır.Düğünlerde sesi güzel olan bir kişi tarafından yapılır .
Düğüne gelenlere şabaş edilir, Şabaşı edilen kişi tarafından davulcu veya zurnacıya para, bahşiş verilir.Rastgele herkese şabaş yapılmaz, ağa, bey, makul ve yörenin ileri gelenlerine şabaş yapılır.Şabaş bir kişiye sadece bir kez yapılır.
Bunlardan başka Askere gidenlere, Askerden dönenlere, sünnet düğünlerinde, yılbaşı ve bayram günlerinde yörenin tanınmış ağa,makul kişilere şabaş yapılır. Şabaş yapan kişiye bahşiş verilir, bu bahşiş geri verilmez.
Bahşiş vermek adettendir.Bu konu detaylı olarak “Türk Folkloru Araştırmaları “ adını taşıyan dergide ( Ağustos 1977, sayı: 337 ) de anlatılmıştır.
Türk Folkloru Dergisi / Sayı 27, cilt 3, 1981. İstanbul. Yine “ Mardin Folkloru Gelenekler- Görenekler / Abdülkadir Güler. Marev Vakfı Yayınları ( Ankara- 1998.)
Bir şabaş örneği:
Şabaş !...
Şabaş !..
Ali ağa hanedanına şabaş, şabaş!..
Ali Ağa Reisine çok Şabaş,
On iki köyün ağasına şabaş, şabaş !
Hasanın,babasına,
Mehmet’in amcasına bir daha şabaş !
Yiğitler,yiğidine çok şabaş,
Kara çadır ağasına yine şabaş…
Şabaş.. şabaş. şabaş!...
Ali ağaya bir daha şabaş ( 1 )
1-ÖtükenTürkçe Sözlük- ÖtükenYayınları4.Cilt,Yaşar Çağbayır sayfa:4440-İstanbul 2007-
2-Mardin Foltloru- İnceleme, Araştırma, Abdültkadir Güler,Marev Yayınları Ankara 1998
NOT: Yukarıdaki konuşmamın bir bölümünü, 14 - 17 Nisan 2008 yılında Ankara’da Amerikan Kültür Salonunda Uluslararası Mardin’in Tanıtım Gecesi’nde bir bildiri halinde tarafımdan sunulmuştur…
Mardin Yöresinde Gelin Getirme Gelenekleri:
Anadolu’nun Folklor / Halbilimini in9celerken halk edebiyatında ve Türk dünyasında maniler coğrafyasında konularına göre manileri bölümlere ayırırken bir de dünden bugüne kuşaktan kuşağa bizimle birlikte gelen ve bizimle birlikte yaşayan Gelin / Kaynana manileri de ayrı bir yer tutmaktadır.Yaptığım inceleme ve araştırmalarda hemen hemen Anadolu’nun her yerinde gelin ve kaynana ile ilgili halk edebiyatımıza girmiş ve hala canlılığını devam ettiren sözlü manilere rastlanmaktadır.
Ben bu konuyu incelerken şu anda masamın üzerinde bulunan değerli, araştırmacı yazar Ünal Şöhret Dirlik’in “Fethiye’de Söylenen Maniler” adını taşıyan yapıtının 58,59, 60 ve 61. sayfalarında yer alan Gelin/ Kaynana manilerinden, sevgili kadim dostum Ünal Şöhret Dirlik’ten izin alarak birkaç örnek alıntı yaparak sizlere sunmak istiyorum; ha şunu da eklemeden geçemiyorum. Bazı arkadaşlarımız böylesine bir araştırma ve incelemeyi yaparken her şeyi kendine mal eder gibi alıntı yaptığı kaynaklara veya kişilere yer vermiyor. Edebiyat dünyamızda bu tür aşırmalarda ayıp oluyor. Onun için ben özellikle kaynak göstererek dip notlarıyla bunları yapmayı,kime ait olduğunu göstermekle bir yerde onur sayıyorum. Şimdi sevgili araştırmacı dostum Ünal Şöhret Dirlik’e kulak verelim:
“ Kaynana gelin geçimsizliğinin temeli çok eskilere dayanır. Bu yüzden bizim toplumumuzda kaynanalara çok maniler söylenmiştir. Kaynananın oğlunu çok sevmesi ve bu sevgiyi gelinle paylaşmak istememesi başta gelen sebeplerdendir. Evlendirinceye kadar gözünün içine bakarak büyüttüğü, akşam sabah bir arada olduğu, yemeğini yapıp çamaşırını yıkadığı oğlu, gelinin gelmesi ile birlikte anasına karşı ilgisini azaltmıştır. Ayrıca kaynana, kendisi gelin olduğunda kaynanasından kötü davranış görmüşse acısını ilkel bir düşünce ile gelininden çıkarmaya çalışır. Hiçten bazı bahanelerle geliniyle çekişir. Oğlu ile birlikte gelininin çok itiatlı olmalarını ve sözünden çıkmamalarını ister. Yanlışlıkla yapılacak en ufak bir davranış onunun kalbini kırmaya yeter.( 13)
Ne gelinler vardır ki; kaynanasıyla ana- kız gibi geçinirler. Ne kaynanalar vardır ki gelinine toz bile kondurmak istemezler. Onu olduğu gibi kabul eden kaynanalar da vardır toplum yaşantımızda. Böylesi onurlu gelin ve kaynanaları saygıyla anmak istiyorum
Tabakası aynalı
Şu oğlana varmalı
Oğlan pek güzel amma
Anası olmamalı ( Halk Türküsü).
Şimdi sevgili araştırmacı- yazar meslektaşım Ünal Şöhret Dirlik’in konu ile ilgili Gelin ve Kaynana mânilerinden birkaç daha örnek sunmak istiyorum:
Ak tavuk almadın mı?
Kümese salmadın mı?
Kör olası kaynanam
Sen gelin olmadın mı?
Aşa odanın kilimi
Tut kaynana dilini
Mademki çok kötüydü
Neden aldın gelini?
Avluda dibek taşı
Verdiğin bulgur aşı
Teneşirde yıkansın
Kaynananın kelbaşı
Bağda erik kaynana
Dişin gedik kaynana
Oğlun yemiş getirdi
Sensiz yedik kaynana
Bağdan kamış kaynana
Oğlun çavuş kaynana
İşte oğlun geliyor
Evden savuş kaynana.
Bunlar Mardin yöresinde gelin getirmle gelehneklernijnden söyylenen malilerdren sadece bir kaçıdır. :
Yazımız devaem edecek sevgili okurlarımla.
9 Ekim 2020- Söke
1- Mardin Folkloru / Araştırma , İnceleme, Derleme,
Abdülkadir Güler - Mavrev Vakfı Yayırları 1998- ANKARA