Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '20

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

GERİDE KALANLAR ( 10 )

              GERİDE KALANLAR

        MARDİN   VE  YÖRNESİNDE  HALK OYUNLARI  VE ŞABAŞ   

 

Mardin ilimizin çevre ilçe ve köylerinin mahalli halk oyunları hemen hemen ufak tefek bazı değişikliklerle birbirlerinin aynısıdır.Mahalli halk oyunlarımızın çoğu komşu illerden yararlandığı bir gerçektir. Daha çok Diyarbakır, Şanlıurfa,,Siirt,Bitlis, Elazığ gibi oyunları arasında bazı benzerlikler elbette vardır. Türkülerimizde olduğu gibi bu mahalli halk oyunlarında iş yapma, ekin biçme,  köylük yerde kavga,  barış, kurtla kuzu  gibi değişik folklorik figürlerle çoğu kez  davul- zurna eşliğinde kadın, erkek hep birlikte oynanılır,. Halay çekilir. Erkek,kadın ayrı ayrı veya el ele tutuşarak bir arada oynadıkları gibi mahalli düğünlerde kadın, erkek kardeşçe  halay halinde sergilenen oyunlarımız da vardı.

           

Mardin halk oyunları değince ilk aklımıza Mardin, Kızıltepe, Nusaybin, Mazıdağı, Derik, Silopi, Midyat,İdil,Gercüş, Savur ve Ömerli  halk oyunları aklımıza gelmektedir.Mardin bozkırlarında yeşillerin en tılsımlısını, kızgın güneşle en soğuk suları, kırmızı yanaklı, beyaz  ve buğday tenli,esmer insanların,genç,yiğitlerin harman olduğu yerdir,.Bütün gelenek ve göreneklerinde olduğu gibi Dinlerin, dillerin, kardeşlik ve hoşgörünün kenti olan Mardin, ilçe  ve köylerinde kardeşçe oynan bu oyunlarda birlik,y beraberlik, sevgi, saygı, barış ve dostluk vardır.

 

Milli ve mahalli halk oyunlarımızın hepsinde bu özellikleri bulmak olasıdır. Halk oyunlarımızda genelde davul- Zurna çalınırken, Cizre, Ömerli, Midyat gibi ilçelerde ve köylerde kemençe de çalınmaktadır. MARDİN, çevresinde oynanan Gercüş Delilosu Diyarbakır Delilosu’ ndan biraz daha bir ağırlama ile farklı figürler gösterse de “ ŞAMAN” dinin ve inanışların izlerini görmek mümkündür.Mardin halk oyunlarını şekil ve oyun bakımından iki ayrı  gruba ayırmak mümkündür.

  a )  Batı Ve Güney Kesimi Oyunları : bunlardan Lorke, Hurse, Malaya, Üç kırmalı Haftano, Derik Halayı ‘BİŞARO “, Kosari ( Kızıltepe / Koçhisar Halayı), Kesirtayn Çifte Kırma Oyunu Gibi.

     b )  Doğu Ve Kuzey Kesimi Oyunları : U Oyunlarda Genel Olarak Cizre, Gercüş, Ömerli, Ve Nusaybin Dolaylarında Oynanan Halk Oyunlardır. İsim olarak vermek gerekirse Güle, Torivan, Mustafa Kemal Paşa ( KEMALO ) Delilo, Meryem’e, Hine ( Midyat Oyunu ), gibi oyunları akla geliyor.

HALK   OYUNLARINDA   ŞABAŞ 

Şabaş’ın sözlük anlamı:

Şabaş: (Farsçadır.Şâd-bâş,şenol ) > Şâbâş 1-Beğenme,2- ünl-Aferin! 3- (ağız),Düğünde,yapılan oyun sırasında çalgıcı ve oyuncular için alınan para anlamında kullanılmaktadır. Şâbâş-h’ân / Aferin diyen ,alkışlayan. (1) Anlamında kullanılmaktadır.

Mardin Folklorunda  ( halbiliminde) Şabaş’ın ayrı  bir yeri vardır..( 2 ).

Mardin ve yöresinde özellikle düğünlerde şabaş olayı vardır,

önce şabaş’tan söz etmek istiyorum ? Önce Şabaş nedir?

Şabaş’ın sözlük anlamı :Beğenme, aferin deme, tebrik etme ( Mustafa Nihat Özün Osmanlıca Türkçe Sözlük)

Özellikle Kızıltepe Ova köylerinde bu şabaş olayı daha yaygındır. Düğün ve nişan günlerinde daha çok yapılır.Düğünlerde sesi güzel olan bir kişi tarafından yapılır .

Düğüne gelenlere şabaş edilir, Şabaşı edilen kişi tarafından davulcu veya zurnacıya para, bahşiş verilir.Rastgele herkese şabaş yapılmaz, ağa, bey, makul ve yörenin ileri gelenlerine şabaş yapılır.Şabaş bir kişiye sadece bir kez yapılır.

Bunlardan başka Askere gidenlere, Askerden dönenlere, sünnet düğünlerinde, yılbaşı ve bayram günlerinde yörenin tanınmış ağa,makul kişilere şabaş yapılır. Şabaş yapan kişiye bahşiş verilir, bu bahşiş geri verilmez.

Bahşiş vermek adettendir.Bu konu detaylı olarak “Türk Folkloru Araştırmaları “ adını taşıyan dergide ( Ağustos 1977, sayı: 337 ) de anlatılmıştır.

Türk Folkloru Dergisi / Sayı 27, cilt 3, 1981. İstanbul. Yine “ Mardin Folkloru Gelenekler- Görenekler / Abdülkadir Güler. Marev Vakfı Yayınları (  Ankara- 1998.)                         

             

                         Bir şabaş örneği:

                        Şabaş !...

                        Şabaş !..

                        Ali ağa hanedanına şabaş, şabaş!..

                        Ali Ağa Reisine çok Şabaş,

                            On iki köyün ağasına şabaş, şabaş !

                            Hasanın,babasına,

                            Mehmet’in amcasına bir daha şabaş !

                            Yiğitler,yiğidine  çok şabaş,

                             Kara çadır ağasına yine şabaş…

                             Şabaş.. şabaş. şabaş!... 

                            Ali ağaya bir daha şabaş  ( 1 )

           

1-ÖtükenTürkçe Sözlük- ÖtükenYayınları4.Cilt,Yaşar Çağbayır sayfa:4440-İstanbul 2007-

2-Mardin Foltloru- İnceleme, Araştırma, Abdültkadir Güler,Marev Yayınları  Ankara 1998

      NOT:  Yukarıdaki  konuşmamın bir bölümünü, 14 - 17  Nisan 2008 yılında  Ankara’da Amerikan Kültür Salonunda  Uluslararası  Mardin’in Tanıtım Gecesi’nde  bir bildiri  halinde  tarafımdan sunulmuştur…

 

 

 Mardin Yöresinde Gelin Getirme Gelenekleri: 

 

Anadolu’nun  Folklor / Halbilimini in9celerken halk edebiyatında ve Türk dünyasında maniler coğrafyasında konularına göre manileri bölümlere ayırırken bir de dünden bugüne kuşaktan kuşağa bizimle birlikte gelen ve bizimle birlikte yaşayan Gelin / Kaynana manileri de ayrı bir yer tutmaktadır.Yaptığım inceleme ve araştırmalarda hemen hemen Anadolu’nun her yerinde gelin ve kaynana ile ilgili halk edebiyatımıza girmiş ve hala canlılığını devam ettiren sözlü manilere rastlanmaktadır.

Ben bu konuyu incelerken şu anda masamın üzerinde bulunan değerli, araştırmacı yazar Ünal Şöhret Dirlik’in “Fethiye’de Söylenen Maniler” adını taşıyan yapıtının 58,59, 60 ve 61. sayfalarında yer alan Gelin/  Kaynana manilerinden, sevgili kadim dostum Ünal Şöhret Dirlik’ten izin alarak birkaç örnek alıntı yaparak sizlere sunmak istiyorum; ha şunu da eklemeden geçemiyorum. Bazı arkadaşlarımız böylesine bir araştırma ve incelemeyi yaparken her şeyi kendine mal eder gibi alıntı yaptığı kaynaklara veya kişilere yer vermiyor. Edebiyat dünyamızda bu tür aşırmalarda ayıp oluyor. Onun için ben özellikle kaynak göstererek  dip notlarıyla bunları yapmayı,kime ait olduğunu göstermekle bir yerde onur sayıyorum. Şimdi sevgili araştırmacı dostum Ünal Şöhret Dirlik’e kulak verelim:

“ Kaynana gelin geçimsizliğinin temeli çok eskilere dayanır. Bu yüzden bizim toplumumuzda kaynanalara çok maniler söylenmiştir. Kaynananın oğlunu çok sevmesi ve bu sevgiyi gelinle paylaşmak istememesi başta gelen sebeplerdendir. Evlendirinceye kadar gözünün içine bakarak büyüttüğü, akşam sabah bir arada olduğu, yemeğini yapıp çamaşırını yıkadığı oğlu, gelinin gelmesi ile birlikte anasına karşı ilgisini azaltmıştır. Ayrıca kaynana, kendisi gelin olduğunda kaynanasından kötü davranış görmüşse acısını ilkel bir düşünce ile gelininden çıkarmaya çalışır. Hiçten bazı bahanelerle geliniyle çekişir. Oğlu ile birlikte gelininin çok itiatlı olmalarını ve sözünden çıkmamalarını ister. Yanlışlıkla yapılacak en ufak bir davranış onunun kalbini kırmaya yeter.( 13)

Ne gelinler vardır ki; kaynanasıyla ana- kız gibi geçinirler. Ne kaynanalar vardır ki gelinine toz bile kondurmak istemezler. Onu olduğu gibi kabul eden kaynanalar da vardır toplum yaşantımızda. Böylesi onurlu gelin ve kaynanaları saygıyla anmak istiyorum

                        Tabakası aynalı

                        Şu oğlana varmalı

                        Oğlan pek güzel amma

                        Anası olmamalı ( Halk Türküsü).

 

 Şimdi sevgili araştırmacı- yazar meslektaşım Ünal Şöhret Dirlik’in konu ile ilgili Gelin ve Kaynana mânilerinden birkaç daha örnek sunmak istiyorum:

 

                               

                        Ak tavuk almadın mı?

                        Kümese salmadın mı?

                        Kör olası kaynanam

                        Sen gelin olmadın mı?

 

                     Aşa odanın kilimi

                     Tut kaynana dilini

                      Mademki çok kötüydü

                      Neden aldın gelini?

 

                      Avluda dibek taşı

                      Verdiğin bulgur aşı

                      Teneşirde yıkansın

                      Kaynananın kelbaşı

 

                        Bağda erik kaynana

                        Dişin gedik kaynana

                        Oğlun yemiş getirdi

                        Sensiz yedik kaynana

 

                         Bağdan kamış kaynana

                         Oğlun çavuş kaynana

                         İşte oğlun geliyor

                         Evden savuş kaynana.

    Bunlar Mardin yöresinde  gelin getirmle   gelehneklernijnden söyylenen   malilerdren sadece bir kaçıdır. :

      Yazımız devaem edecek   sevgili okurlarımla. 

      9   Ekim 2020-   Söke 

   1- Mardin Folkloru  / Araştırma , İnceleme, Derleme,

       Abdülkadir  Güler -   Mavrev Vakfı Yayırları 1998-  ANKARA  

                           

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..