Gezi parkı olaylarında dünya ayağa kalktı, ülkeyi yönetmeleri için seçtiğimiz vekiller ortada yok

Meclisteki 550 vekilin taraf olarak gezi parkına destek ya da karşı durarak köstek olmak ve hatta sade vatandaş gibi gidip görmek değil, gezi parkı sorunu ile kendilerini sorumlu kabul etmekti yapmaları gereken.

Sen bu ülkeyi, bu halkı temsil etmek için oraya gittin. Türkiye’nin 67 ilinde halk sokaklara dökülmüş, bütün dünya ne oluyor diye ayağa kalkmış, sen ülkenin bu sorunuyla ilgili hiçbir şey yapmıyorsun.

Ha yapıyorsun; ya askerini polisini halkın üzerine salıp asarım keserim diyen diktatör liderini alkışlıyor “yedirtmem” diyorsun ya da halkın bu galeyanından yararlanmak isteyen provokatörlere sahip çıkıyorsun.

Liderinin peşine takılıp Kosova savaşı bitmiş, kim ölü kim sağ diye meydanları kontrol ederek sözde protestoculara destek veriyorsun.

Destek eğer haklı görüyorsan onlarla birlikte yürümekle, panzerlerin önüne atılmakla, insanların haklı olduğunu haykırmakla olur.

Sayın vekilim sen niye konuşmuyorsun; “çapulculara pabuç bırakmayız” diyen liderine “Benim ülkemin gençleri çapulcu değil” neden diyemiyorsun? Demek ki başbakanın halkına böyle demesini onaylıyorsun. Onurlu bir vekil olamıyorsan onurlu bir insan da mı olamıyorsun?

Sayın vekilim, Gezi Parkı ile ilgili olarak ülkene milletine karşı üzerine düşen görevi yaptığına inanıyor musun, vicdanın rahat mı? Adam diyor ki “evdeki %50’yi zor tutuyorum, salarsam görürsünüz…” Sen bu sözü utanmadan alkışlıyorsun. Sayın başbakanım bu nasıl söz diyemiyorsun.

Öte yandan halkla bütünleşemeyen muhalefet partilerinin vekilleri (200’ü aşkın vekil) destek vereceksen, ortalığı yatıştıracak ya da soruna çözüm arayacaksan isteseniz neler yapardınız değil mi?

Böyle bir olayda insanları tahrik etmek, hakaret ve küfür etmek, mantıksız söz ve suçlamalarla ortamı germek Türkiye vekiline yakışıyor mu? Polise küfrediyorsun; senin aldığın para haram olsun ve sana yazıklar olsun! Seni yargılamayan Türkiye mahkemelerine de! Senin şimdi bu yaptıkların sorumluluğu yerine getirmek mi oluyor! Küfürden, kavgadan başka söyleyecek sözün, yapacak şeyin yok mu? Ben niye ülkemin sorunlarını yabancı basından dinleyeyim! Benim halkımın sorunlarıyla ilgili Bruce Willis konuşuyorsa TBMM’nin kapısına kilit vurun ve sayın vekilim sen maaşını ona ver; çünkü hak etmiyorsun!

Kendi başbakanına “İç savaş mı çıkarmak istiyorsun” diyen vekili kutluyorum; işte benim vekilim!

Halkın, gençlerin isyanı demokratik taleplerin sonucuydu; yani meşru ve makuldu. Ama buna rağmen her zaman olduğu gibi bu gösterilerde de provokasyon vardı, hainlik vardı; korkudan, yalakalık ya da paye kapmak için meydanlardaki kalabalıkları tamamen masum gösterenlere de yazıklar olsun. Kerim Korkut en ateşli zamanında yazılarında meydanlardaki kalabalıkları eleştirmiştir.

Bırak insanlığı, vatanseverliği, sen bu devletten maaş alıyorsun; işini görevini yapman gerekmiyor mu? Senin görevin diktatörleri alkışlamak mı? Halkın yanında olmayan boş siyasetçilerin arkasından yürümek mi?

“AKP’siz dinine, CHP’siz atasına, MHP’siz vatanına, BDP’ siz Kürt kardeşine sahip çıkar bu millet”sizin gereksizliğinizi ne güzel anlatıyor.