Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gökkuşağı, baklava ve haftanın gülleri

Gökkuşağı, baklava ve haftanın gülleri
 

Baklavanın en tatlı hali.


Günler günleri kovalıyor. Her yeni haftada Pazartesi sabahı tomurcuklanan bir goncanın bir bir açılan yapraklarını Pazar günü kokluyor, içimize çekiyoruz. Pazartesi’nin neşesi ya da hüznü Salı’ya, Salı’nın ki Çarşamba’ya, her günün enerjisi bir sonrakine sirayet ediyor. Her gün ayrı bir içerik ile zenginleşiyor, büyüyoruz. Kimimiz güzel kokular gibi gülücükler saçıyor etrafa kimimiz yüz buruşturuyor bu neşeli hallere, kimimiz için tatlı kimimiz için acılar ile açılıyor güller.

Baklavayı bu kadar vazgeçilmez lezzette yapan nedir? Tek tek incecik açılan yufkalar, arasına özenle döşenen malzemeler, çıtır çıtır ağızda dağılmasını sağlayan sade yağ...? yoksa hepsi bir tarafa, bu kat kat döşenen lezzetleri tatlandıran şurup mu? Hiç biri tek başına baklavanın lezzetini veremezken ustasının elinde bir araya gelince nasıl bir mucize ortaya çıkıveriyor.

Dünyada eşsiz bir tat olan baklavanın ustaları bu işin bir çok sırrını bilirler elbet. Benim söyleyeceklerim ise baklavanın yapılışı ile ilgili değil, genel anlamda lezzet almak ile ilgili. Bir insanın hayatını baklavanın tadına varırcasına yaşayabilmesi mümkün mü? Bunun için sahip olduklarımızı fark edebileceğimiz, tat alma duyusundan ötede bir yetenek mi gerekiyor? Tıpkı baklavanın hamurunun karılmasında, yufkasının açılmasında, içinin hazırlanmasında, malzemesinin kıvamında, tepsiye dizerken en alttaki yufka katının konulmasında olduğu kadar ustalık işi bu da. Yaşayıp gitmek ile hayatı kavramak arasında ne farklar var ah bir bilebilsek.

Hepimiz sabah uyanıyoruz. Gözümüzü açmamız ile birlikte her birimiz ayrı bir güne başlıyoruz. Her an yeni bir ana bağlanıyor. Kat kat yufkaların birbirinin üzerine serilişi gibi günler günler ardınca seriliyor. Ne güçlü hislerimiz var onları birleştiren, tatlar, kokular, sesler, görüntü ve dokular var derlenen. Bütün bunlar nasıl bir lezzet veriyor ki bize yorgunluğumuz da sevincimiz de gökkuşağı gibi beliriveriyor içimizde. Enerjimiz nasıl bir prizmadan geçip kimi gün maviye kimi gün kırmızıya kimi gün grilere boyanıyor böyle?

Yorgunluğun en yükseklere tırmandığı, soğukların alışılmadık şekilde denizleri dondurduğu bu günlerde en çok ihtiyacımız olan şey bütün bu güzellikleri görmemizi kolaylaştıracak bir enerji takviyesi. Ne dersiniz, bir dilim baklava iyi gitmez mi bu satırlardan sonra?

Muhabbetle kalınız.

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..