Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '11

 
Kategori
Üniversiteler
 

GOP Üniversitesi, sosyal bilgiler öğretmenliği öğrencilerinin sorularına cevaplarımız.

Geçtiğimiz günlerde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim üyelerinden Ömer Faruk Sönmez in daveti ile Sosyal Bilgiler öğretmenliği 1. sınıf (İÖ) öğrencilerine bir sunum yapmış ve sonrasında soruları cevaplamıştım. Burada o sorulara cevap yazalım dedim

Faruk Sönmez beye teşekkür ederim.

SORU- İnsanın fiziki özellikleri doğuştan gelir. Kişilik ise sonradan deneyimlerle kültürle kişinin kendini gerçekleştirmesi ile olur.Bu durumda fiziki özellikler nasıl kişiliği belirler ? (Asiye DOĞAN)

CEVAP- İnsan kişiliğini her zaman bilgisi ve kültürü ile elde eder. Fiziki özelliklerinin bazılarından duyamamak, görememek, yürüyememek gibi noksan olan insanlar bunları diğer organlarının özellikle de kalbi ve beyninin gücü ile aşabilirler. Engellilerde çok zaman bu gibi farklılıkları güçlendirerek güzel işler yaparlar. Ben şahsen fiziki özelliklerin kişiliği pek fazla etkilediği kanısında değilim.

SORU- Genç Beyin sizce nasıl bir dergi? Kalemini geliştirmek için neler yaptınız ? (Huriye ÜNAL)

CEVAP- GENÇ Beyin dergisini de diğer gelişim dergileri gibi takip ederim ve severek okurum tabii ki içindekileri okumak ve uygulamak şartı ile gelişim dergileri her zaman geliştirir insanı ve insanlar sevgi ile gelişir.Kalemimi güçlendirmenin tek yolu okumak ve okuduklarımızdan hep ders almamız .Güzel yazılmış eserleri okumak her zaman bana zevk verir.

SORU- Hedeflerimize ulaşmada uygulamaya koyacağımız en etkili yöntem nedir? (Ayhan AÇIK)

CEVAP- Hedeflerimize ulaşmada en uygun yöntem hedeflerimizi yazılı belirlemek ve bu hedeflere gidecek en iyi yöntemi belirleyerek ona göre bir çalışma içerisinde olmaktır ama ne yazık ki gençler yöntem belirleme de ve insanlardan faydalanma konusunda fazla istekli değiller ve gayretli olanlarda her zaman kazançlı çıkmaktalar. Hedef belirlemek , yöntem belirlemek ve hemen yapmak insanı başarıya götürür.

SORU- Sizce insanın hayattan ilk beklentisi ne olarak yaşamalı ki bütün beklentilerini başarmasında kaynak olsun(Şenay EVİN)

CEVAP- Bence insan hayatta önce mesleğini seçmeli, sonra okumayı sevmeli ve gayesine ulaşmada azimli olmaya yemin etmeli ve azimli olmalı ki ondan sonrası gelecektir zaten

SORU- Hayatta üzüldüğümüz ve mutlu olduğumuz şeyler vardır. Üzüldüğümüz şeylerde olumlu yönleri görerek mutlu olmak hayatın gerçeklerinden kaçmak olmaz mı ? ( Sefa PORSUK)

CEVAP- Tabii ki hayatta üzücü olaylara rastlayacağız ve bunlara üzüleceğiz ama yas tutmayı bile dinimiz 3 günle sınırlandırmış. Güzel şeylere odaklanırsak hayat güzel , olumsuzluklara odaklanırsak hayat bize olumsuz gelecektir. İşte hayatta başarısız ve mutsuz olanlar genelde bu olumsuzluklara odaklanmak ile olmakta. Her şeye rağmen çaba harcayarak ve gelişerek güzellikleri yakalamaya çalışmamız lazım.

SORU- Engelleri aşabileceğinizi nasıl fark ettiniz ? Bu hayata olan bağlılığınızı ve yaşam sevincinizi neye borçlusunuz ? (Namık TAKLAK)

CEVAP- Okumayı sevmemle engelleri aşacağımı fark ettim ve okumaya başladım. Olumlu düşünmek ve güzellikleri görmekle de güzellikleri fark ettim. Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen de hayatında lezzet alır düsturu ile olumsuzluklarda bile olumlulukları görerek hayatın aslında bize güzellikleri sunduğunu ama bizim fark etmediğimiz fark etmek bize güzellikleri görerek güzel yaşamamızın farkına varmamızı gösterdi.

SORU- İnsanlarla iletişim kurmanın en kolay yolu nedir ? ( Ayşe HAMZA)

CEVAP- İnsan iletişim kurmaya selamla başlar. Ben selam vermeyi sevdiğim zaman fark ettim ki iletişim selamla başlar. Bana selamıma karşılık verenlere konuşarak karşılık verdiğim zaman hayatın güzelliklerini de görmeme sebep oldu ve hayat zevkli gelmeye başladı. Sizinle konuşurken size faydalı olurken ben size anlatırken bile sizlerden çok şer öğrenmekteyim hayatı öğrenilecek okul olarak görmekteyim…………

SORU- Hayatın zorlukları ile nasıl başa çıktınız ( Ayşe Yıldız)

CEVAP- Hayatın zorluklarını onlar ile mücadele ederek ve zorluklar karşısında asla yılmayarak başa çıktım ve bundan da her zaman zevk aldım. Hayat bence zor değil, tembellikle, ön yargılarla, kıskançlıklarla faydalı şeyler ve insanlardan uzak durarak hayatı zorlaştıran gene bizleriz.

SORU- Şimdiye kadar hiçbir işitme engellinin konuştuğuna şahit olmamıştım. Bunu nasıl başardınız ? (Ali Armağan KAVŞUT)

CEVAP- İşitme gücümü konuşmayı öğrendikten sonra kaybettim ama okumak ve insanlarla devamlı iletişim halinde olmak ve insanlarla diyalog kurmaktan kaçınmamak benim güzel konuşmamı ve konuşmamın gelişmesine sebep oldu. Herkese güzel Türkçe ile yazılmış olan kitap ve dergileri tavsiye ederim.

SORU- Hayatınızda zorluklarla karşılaşmış ama yılmadan yolunuza devam etmişsiniz . Hayat dolu ve azimli birisi olduğunuz kesin…

Sizin gibi azimli ve başarılı insanlar bu güzel ülkemize , Türkiye’mize lazım. Tekrar karşılaşmak ümidiyle ( Serkan HAKAN)

CECAP- Güzel duygularınıza teşekkür ederim. Benim için güzel sözleriniz için ama benden faydalanamadıktan sonra , yani bizimle diyalog kurarak devamlı iletişim içinde olamadıktan sonra bu güzel övgüleriniz sadece bir anı olarak kalır. Mühim olan devamlı olarak diyalog içinde olmak siz isterseniz bize her zaman ulaşırsınız. Olayları akışına bırakmak yanında bizim lehimize de kullanmak lazım. Bize faydalı olacak insanları ziyaret etmek gibi…

SORU-Ben bütün insanların mükemmel donatıldığını düşünüyorum. Her insan ayrı bir hazinedir. Sadece insanlar bunu fark edemezler veya fark etmek istemezler. Sizce bunun nedeni biyolojik farklılık akıl ve düşünme yetisi farklılığı ya da değişen toplum hayatı mı tetikliyor. Yoksa başka nedenleri de mi var. Varsa nelerdir ? Ve tüm insanları nasıl rüyalarından uyandırabiliriz ? (Neslinur SOYDAN )

CEVAP- Bence sizin soruda da dediğiniz gibi toplumun başarılı insanlara karşı duydukları kıskançlık, önem vermeme , onlardan faydalanmama veya önemsememe gibi , özellikle de mevki makam sahiplerinin önemsememesi, kendilerini ifade edememeleri için yardımcı olmamaları . Kıskanmayıp, önem verseler belki de en fazla onlar faydalanacaklar ve onlarda gelişecek. Ama dedim ya farkına varamamak ya da kıskanmaktan dolayı fark etmek istememeleri toplumumuzun gelişmesine engel olmakta ama onlar tabii ki bu durumu kabullenemez sorsan bizlere en çok onların yardım ettiğini söylerler . Söyleyecek başka şey yok durum ortada. Siz daha iyi anlarsınız .

SORU- Sizi bu kadar azimli olmaya yönelten biri var mı ?

Hayatınızda bu azminizden hiç vazgeçmek istediniz mi? ( Şehriban ERALİ)

Cevap – Beni yönelten ideallerim hayatı sevmem ve ona bağlılığım dır vazgeçsem bile en kıza zamanda kendimi toparlayarak olumsuzluklara odaklanmayarak hayatta hep başarılı olacağıma inanarak devam ettim yoluma. Vazgeçme, erteleme, üşenme benim her zaman prensibim olmuştur.

SORU- Hiç hayatta savaşmaktan vazgeçmek ve çok ümitsiz kaldığınız anlar oldu mu ? (Vahdettin KOKA)

CEVAP – Vazgeçsem bile hemen kendimi toparladım savaşmak kelimsi yerine mücadele etmek ve hayatta azimli olmak kelimelerini kullanmayı severim . İnsan vazgeçmemeli, ertelememeli ve üşenmemeli. Bir insanı tanımak isterse hemen tanımalı ki hayat ona istediklerini versin.

Hepinize teşekkür ederim. Beni davet eden Ömer Faruk Sönmez beye de…

TURAN YALÇIN-TOKAT 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..