Gözlerini kapatıp en iyi Tablosunu yapan Ressam...

 27/11/2011

Aşk bu olmalı. Kişi hangi işle meşgul olursa olsun aşkla, sevgiyle yapıyor, hele bir de ona ruhunu, bütün hissiyatını katıyorsa çıkan sonuçlar yüzünüze kocaman bir gülücük oturtabiliyor.Gönül işi olunca Allah yardım ediyormuş gerçekten. Bu gülücük ki, akıp yüreğinize giden cinsten.

Dünya yaşlılık derneğinin proje gruplarından olan ‘Genç Kalan Büyükler-Remaining Young Adults’ ın Genel Koordinatörü Fazilet Uyanık’tan bir mail aldım. Aldığım bu mailden sonra uzun bir süre öylece bilgisayarımın başında kalakaldım. Ağlıyor muydum? Sevinçli miydim? Şaşkın mıydım? Bütün bu duyguların karmaşası gözlerimde iki damla yaşa neden oluyordu.

Dayanamayıp hemen telefona sarılıyorum. Fazilet bu nasıl oldu anlat bana diyorum. Dinledikçe tüylerim diken diken oluyor. Dinledikçe insanın sınırlarının zorlamasının mucizesine bir kişisel gelişimci gözüyle bakıp gurur duyuyorum.

Muhteşem bir proje grubu ve değerli genç sanatçılarımız bu sergi için sık sık toplantılar yapıyorlar. Bu toplantıların birinde, gözleri görmeyen Türk ressam Eşref Armağan’ın nasıl öyle güzel resimler yaptığını konuşuyorlar. Murat Aytek diyor ki- ben gözlerimi kapatıp resim yapacağım. Arkadaşları bunu yapabilirsen mükkemel olur. Diyorlar. Murat normalde resim yaparken ince ayrıntılar üzerinde duran bir arkadaşımız. Bu arada arkadaşlarından biri diyor ki- sen bu tabloyu yaparken birisi montajlasın. Yani her saniyesi çekilip sonra birleştiriliyor.

Çalışma grubumuz bir gün deneme amaçlı gözlerini kapatıp kelebek resmi çizmeye çalışıyorlar. Sonuç tam bir fiyasko oluyor. Kelebeğin kanatları birleşemiyor.

Ayrıca; Murat evde gözleri kapalıyken yapacağı çalışmanın denemesini, gözleri açıkken yapıyor pek beğenmiyor yaptığı çalışmayı iyice gerginleştiriyor bu durum kendisini.

Derken işte o an geliyor. Hazırlıklar başlıyor bütün hızıyla. Renk skalasını oluşturuyor. Açıktan koyuya doğru.

Fırçaları sıralıyor. Büyükten küçüğe doğru. Bu bir yağlı boya çalışması bunu da belirtelim.

Büyük an geliyor. Murat’ın gözleri bir bezle sıkıca kapatılıyor. Heyecan dorukta. Murat çok endişeli bir de kelebeğin kanatları birleşememişti bu nasıl olacaktı. Artık geri dönmek içinde çok geçti. Derin bir nefes alarak başlıyor. Tabloyu çalışırken ressam arkadaşı bir kaç kere fırça düşecek. Tual bu tarafta. Bütün hüner, beceri, aşk, umut, sevgi herşey Murat’ın sihirli ellerinde.

Gözlerini açıyorlar. Öyle sıkmış ki gözlerini, açtığında gözleri yaşarmış bir süre bakamamış, kamaştırmaktan. Kendine geldikten sonra ilk şoku yaşıyor. – Ne bunu ben mi yaptım. Diyor. Geriye, gidiyor, yakınına geliyor. Bu yaptığım çalışma evde yaptığıma bin basar. Diye ekliyor sözerine. Şaşkınlık, sevinç, dünyası karmakarış ve öylesine heyecanlanıyor ki, bir tane daha yapacağım. Diyor.

Diğer taraftan meşhur kaplumbağa terbiyecisi hem de bir Türk ressam. Osman Hamdi’nin eserini, Mustafa Aydoğan, Hüseyin Halıcı çalışıyor. Bu çalışmanın en güzel tarafı resmin tıpatıp aynı olmasının yanında görmeyenler için ses kaydının yapılması. Öyle güzel anlatacaklar ki, o günkü sergide dinleyenler belki de gören gözlerle bile bu eserin bu ince ayrıntılarını görmediklerini anlayıp şaşıracaklar.

Fazilet Uyanık ise; heykellerini farklı bir dille konuşturmuş. Anlamı, derinliğinde gizli.

Türkiye’de bir ilk olan bu özel sergiyi kaçırmak istemeyenler için;“Uluslararası Yaşama Sevinci” ödül töreni, 7 Aralık Saat:13.30’da Ankara Kocatepe Kültür Merkezinde düzenlenecek.

Dünya Yaşlılık Derneği Kurucusu Umut Çınar’ın genç yetenekleri bünyesinde barındırıp onları öne çıkarmanın yanında hiç durmuyor. Şimdi de Tarım Federasyonu Genel Koordinatörü olarak atanıyor kendisine ve çalışma grubuna başarılarının devamını diliyoruz.

Herşey bir hayalle başlar.

 e-mail:belginturan@gmail.com