Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '07

 
Kategori
Spor
 

GS Kalli'den kurtulmalı...

GS Kalli'den kurtulmalı...
 

Galatasaray’da düşüş devam ederken (nihayet) Kalli’nin takımdaki geleceği ciddi ciddi tartışılmaya başlandı.

Biz de Kalli’nin, alınan son neticeler ışığında Galatasaray’daki geleceğine dair bir projeksiyon geliştirelim. Bunu yaparken fal açalım demek istemiyorum, geçmişe bakarak gelecekte ne olabilir görelim diyorum.

Öncelikle yanıtlanması gereken soru: Kalli, gerçekten tartışılması gereksiz bir kariyere sahip mi? sorusudur.

Üstünkörü de olsa küçük bir araştırma yapıldığında dahi, sürekli “kariyerindeki başarılar”la gündeme gelen Kalli’nin, geçmişinde hiç de öyle parıltılı bir kariyere sahip olmadığı görülüyor. Bu başarılı kabul edilen kariyerde örneğin bir İngiltere, İspanya, İtalya deneyimi olmaması bir yana, 35 yılı aşan teknik direktörlüğünde yerel takımlardaki başarıları dışında aldığı uluslararası bir başarısı da görülmüyor. Üç Almanya kupası, bir Almanya birinci ligi şampiyonluğu ve eski kupa galipleri kupasında oynadığı bir yarı final var geçmişinde; hepsi bu.

Bu mudur tartışılması “gereksiz” kariyer? Ya Türkiye'deki kariyeri?

1992’de Jupp Derval’in tavsiyesiyle Galatasaray’a geliyor ve o sezon Türkiye kupası ve lig şampiyonluğunu kazanıyor. Ertesi sezon sözleşmesi devam ederken (kendi uydurduğu bir pozisyon olan) takım koordinatörlüğüne geçiyor ve yerine Hollman’ı getiriyor; gariptir aynı şeyi altı yıl sonra (1999) bu defa Beşiktaş’a yapıyor ve daha sezon bile bitmeden yerine Briegel’i geçiriyor. Görevi bırakma gerekçesi ilginç: Sağlık sorunları. Devamında yine yedi yıl sonra Galatasaray’ın başına geri dönüyor. Anlaşılan o ki, Kalli’ye yedi yılda bir Türkiye yolları görünüyor. Tuhaf bir periyod! Kalli yedi yıl sonra 81 yaşında olacak, bakalım yine Türkiye’de görecek miyiz kendisini?

Şimdi bu noktada, takımdaki gidiş ortada olduğuna göre, şöyle bir çıkarım falcılık olur mu? Kalli lig ortasında hep yaptığı gibi teknik direktörlük görevini bırakıp yerine bir Alman teknik direktör getirir ve sezonu, onun arkasında bir gölge olarak tamamlar. Yeni sezonda Galatasaray, bu (yeni) teknik direktörün sezon sonu başarısına bakarak ya onunla yola devam eder, ya da başka çıkış yolları arar. Kalli de artık teknik direktörlük (ve koordinatörlük) kariyerine noktayı koyarak emeklilik günlerine başlar.

Bence bu yapılmamalıdır. Kalli’nin işine hemen, sezon ortasında son verilmeli, takıma daha da fazla zarar vermesi önlenmelidir. Yalnızca Galatasaray değil, Türk futbolu da Kalli'den ebediyen kurtarılmalıdır.
Hep birlikte gelişmeleri adım adım izledik.Takımın düşen performansının tek sorumlusu kendisidir. Beşiktaş maçında kadro dışı bırakılan Lincoln’ün o gün bu gündür hiçbir performans vermediği ortada. Bu üstü örtülü olarak yapılan bir protesto aslında. Yetmedi şimdi de Sabri isyan bayrağını açtı. Sezon başında hazırlık maçında maçtan nerdeyse polis zoruyla çıkarılan Necati’yi de sayabiliriz hocanın yıldızının barışmadığı futbolcular arasında…

Takımdan gönderilen futbolcuların yanlışlığını da o zamandan beri söyleye geldik. Orhan daha mı kötüydü, bu Volkan’dan ya da Hakan Balta’dan. Ya Cihan, Uğur’dan…

Takımdaki bu küs futbolcuların kazanılması gereği açıktır. Lincoln Hagi’den sonra gördüğümüz en iyi on numaraydı. Kaybı, Türk futbolu için de iyi olmayacaktır.

Yönetim karar vermelidir. Teknik direktörlerine küs ve bu yüzden için için küçük çaplı provakasyonlar yapan futbolculara mı katlanacaktır, yoksa bu futbolcularla abi kardeşmişçesine yakınlık kurup bir takım yaratabilecek yeni bir hoca mı bulacaktır.

Ayrım ve açılım budur.

 
Toplam blog
: 16
: 1207
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1972 yılında Afyon'da doğdu. Tüm eğitim hayatını "şehrinde" tamamladı.Kronik muhalifliği yüzünden ta..