Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '17

 
Kategori
Siyaset
 

Güçlü Bir İktidara Karşı, Güçlü Bir Muhalefet Yok(!)

AK Parti, siyaset kurumu içinde açıkara önde gitmekte. Daha önceki dönemlere göre 3 ve yukarı puan oynamaları yaşanıyor olabilir; ama bu durum bile, hâlâ Türkiye’de siyaset aktörleri bakımından bir kısır döngünün yaşandığına delalettir. Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye’yi, yaklaşık 15 yıldır yönetmekte. Kendine göre bir yol haritası var ve bu yönde kendi politikasını izlemekte.

Aslına bakılırsa, AK Partide artık bir düşüşün yaşanması gerekmiyor mu? Arasıra denk geldiğim köşeyazarlarınca da, aynı şey vurgulanmakta. İktidarın, son dönemde neden olduğu polemikler ve sosyal yaşama adapte etmeye çabaladığı “Yenilikler”den ötürü, siyaset kurumu içinde bir nebzede olsa irtifa kaybetmesi gerekmiyor mu?

3 veya 5 puanlık konjonktürel dalgalanmalardan bahsetmiyorum. Gerçekten de iktidar partisinin sarsılmasına neden olacak, hâlihazırdaki konumunu yeniden gözden geçirmesine vesile olabilecek, bir oransal kaymadan bahsetmekteyim.

Ağızlarımıza pelesenk ettiğimiz bir gerçeklik var: Türkiye’de güçlü bir siyasi iktidar varken, karşısında en az onun kadar güçlü bir muhalefet “Anlayışı” yok.

Muhalefet partileri var. Muhalefet etmeye çabalayan odaklar da var. Yalnızca muhalefet etmekle demek ki, iktidara gelinemiyor. En azından, bu ülkede, neden geçirdiğimiz 15 yıllık süreçte, halk diğer partilere “Anlamlı” bir meyilde bulunmadı?

Türkiye’de “Siyasal Tutumlar” ile “Siyasal Davranışlar”, gerçekten de “Nihai Aşamada/Karar Noktasında”, farklılıklar gösterebiliyor.

AK Parti’yi, iktidara gelirken ki söylemlerinden ve vaatlerinden sapmasından ötürü eleştirebilir ve daha iyi bir toplum dengesi oluşturması için de, yönlendirebiliriz.

* * *

Türkiye’de iktidar odağı, bir sorunsal olarak durmaktadır. Kendi adıma belirtmem gerekirse, AK Parti bir hayalkırıklığına neden olmuştur. Ülkenin tümünü kucaklayarak ülkeyi yönetmeyi kendine düstur edineceğini ifade eden bir siyasi iktidarın, giderek hırçınlaşması ve toplum tabanlarında da, kutuplaşmaları körüklemesi, AK Parti için önemli bir kendini gözden geçirme gerekçesi olmalıdır.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, her şeyden önce ekranlarda çok fazla görünerek, siyasi polemiklerin ateşlenmesine birebir vesile olmakta. Şahsen ben, Sayın Erdoğan’ın ekranlarda görünmediği bir günü, tam olarak hatırlayamıyorum. Eğer bir gün görünmemişse, diğer gün Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı, TV ekranlarında görmemiz içten bile değildir.

Bu bağlamda, kendisine yöneltilen mikrofonlara, ülkemizi günlerce veya haftalarca oyalayacak veya “Eğleyecek” değişimleri ya da gelişmeleri seslendirmekte.

İşte bu durum da, ülkemizin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sarf ettiği kelamlarla yönlendirilmesine neden olmakta.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, zaman zaman kamuoyu önünde yaptığı çıkışlarla, toplumun nabzını bizzat belirleyebilmekte.

Siyasi iktidarın, “Biz tam anlamıyla her şeye muktedir değiliz” söyleminden de, artık vazgeçmesi gerekiyor.

Gerekmiyor mu?

* * *

Bir aralar, siyasi iktidar, kendi döneminin başarısının parlaklığını, “İstikrara” ve “Güven Ortamına” bağlıyordu. Sanırım, şuan nazarıyla da değişen bir şey yok. Yani, on beş senedir tekbaşına iktidar olagelmiş bir siyasi partinin, çok fazlaca şikâyet etme durumu olmamalıdır.

Geldiğimiz süreçte, ülkemiz siyaset kurumu içinde “Güçlü Bir İktidar Odağı” varken, bu iktidara “Alternatif” olabilecek bir muhalefet kanadı bulunmamakta. Muhalefet partilerinin, sanırım daha fazla “Bir Şey” yapmaları gerekiyor. Tabii ki, buradan oturup da, ahkâm kesecek hâlimiz yok. Fakat, gerçekten de önümüzdeki siyasi tablo, hiçte olumlu bir perspektif sunmamakta. Siyaset kurumu içinde; tasvip edilse de, tasvip edilmese de, güçlü tek bir siyasi “Parti/Oluşum” bulunmakta.

Ak Parti’nin toplumdan belli bir eşikte teveccüh görmeye devam etmesinin nedenleri, acaba siyasetbilimciler tarafından irdelenmekte mi? Halk yığınları, geldiğimiz noktada, sadece nohut, bulgur ve kömür edinebilmek için, bir partiye teveccüh eder mi?

Ne yani, AK Parti’ye alternatif bir siyasal hareket için, partinin içinden bir homurdanmanın çıkmasını mı bekleyeceğiz?

 

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..