Gülemiyorum bile. Nokta.

“Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğü hakkı vardır. Bu hak düşünce nedeniyle rahatsız edilmemek, ülke sınırları olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.” 

Yukarıdaki satırlar, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 19'ncu maddesinden alıntı.  

12 Eylül döneminde Bilim ve Sosyalizm Yayınevi’nin deposundan 135 bin kitabın alınıp yok edildiğini hatırlayanlar için yukarıdaki satırlar ne kadar anlamsız kılındıysa, son günlerde yaşanılan bir yığın deli saçması ve karmaşanın üzerine, bir gazetecinin henüz yayımlanmamış kitabının taslaklarının çağa uygun olarak ‘Delete’ tuşuna basılarak yok edilmesi de, aynı satırları yine ve yeniden anlamsız kıldı. Hatta aradan geçen 30 yılın ardından düşünce ve yayın alanında bir adım dahi atamamış ol(a)mamızı suratlara bir şamar gibi çarptı.  

“İthaki Yayınevi’ne yapılan baskın bütün yayınevlerine yapılan baskındır” diyor bir köşe yazarı ki, doğru.  

Muktedirlerin “Kitabın taslağını ver, yoksa Ergenekon’a yardım etmiş olursun” diye, kitabın yazarının çevresindekileri tehdit ettiği söyleniyor ki, doğru.  

“Basılmamış kitap toplatılmaz. Hukuki olarak hiçbir yere oturmuyor. Basılmış kitapların toplatılması, şartları varsa, mümkündür ama basılmamış bir kitabın bilgisayardaki ya da el yazması hallerine, fotokopilerine el konulmasına bizim yasalarımızda yer yok”  

“Hukuki açıdan değerlendirmek mümkün değil. İlk defa böyle bir karar görüyorum. Polis bu kararla şüphelendiği her kişinin bilgisayarını kopyalayabilir” diyor hukukçular ki, doğru.  

Bütün bu doğrular karşısında, henüz basılmamış bir kitaba, kitabın taslaklarına, başka bilgisayarlarda olan, olabilecek kopyalarına mahkeme kararıyla yasak konulmasını açıklayabilecek kimse var mı?  

Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında mıymış yapılanlar……………..(!)  

Gülemiyorum bile. Nokta.